Depremlerde kaybettiğimiz hayatların telafisinin asla mümkün olmadığını ve bu konu ile ilgili büyük üzüntü içinde olduklarını dile getiren Sigortambir Genel Müdürü Kürşat Köz, "Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Hepimizin yüreği yandı. Ülkemizin başı sağ olsun. Bir deprem ülkesi olarak, DASK sigortalılık oranını ivedi bir şekilde artırmak adına ciddi bir seferberlik başlatmalıyız.” dedi.
Ortalama 400-500 TL gibi bir maliyeti olan bu sigortanın olası bir depremde ne gibi imkanlar sağlayacağını tek tek her vatandaşlara anlatılması gerektiğini de dile getiren Köz, "Sigortacılık sektörüne açık çağrıda bulunuyoruz: DASK bilincini artırmak sektörümüz ve ülkemiz için önemle üzerinde durulması gereken bir sosyal sorumluluk hareketi olmalı.” dedi.
Kahramanmaraş merkezli deprem felaketi, tüm Türkiye’yi yasa boğdu. Hükümet, küresel çapta kriz alarmı verdi. Elim afet sonrasında bölge halkının yaralarını sarmak adına ülkemiz ve dünya ülkeleri seferber olmaya devam ediyor. Katastrofik bir risk olan deprem felaketi, risk hiyerarşisinde kategori olarak stratejik risklerin dahi üzerinde, yıkım gücü çok yüksek bir risk olarak tanımlanıyor. Yaşanan depremlerin, telafisi mümkün olmayan can kayıpları ve çok büyük boyutta mali kayıplar ile ekonomide de derin hasarlar bırakacağı öngörülüyor. Öyle ki ülke ekonomisinde milyarlarca TL yeniden inşa maliyeti yaratması ve Türkiye'nin gayri safi yurt içi hasılasında yüzde 1’lik daralma öngörülüyor.
Yıkıcı deprem felaketi, DASK sigortasının önemini de acı bir şekilde tekrar göstermiş oldu. Bir zorunluluk olmasına rağmen DASK tarafından yapılan Zorunlu Deprem Sigortası’nın sigortalılık oranı ülkemizde yüzde 56,40 olarak açıklanıyor. 20 milyon 32 bin konuttan sadece 11 milyon 302 bin 663 adedinin sigortalı olduğu belirtiliyor. Depremin yaşanmış olduğu illerimizde en yüksek sigortalılık oranının yüzde 64,50 ile Gaziantep’te olduğunu görüyoruz. Diyarbakır ise; maalesef yüzde 34,10 gibi son derece düşük bir oranla en az sigortalılık oranının bulunduğu şehir. Diğer illerimizde ise; Kahramanmaraş’ta yüzde 53,70, Hatay’da yüzde 40,10, Malatya’da 52,20, Adana’da yüzde 46,30, Şanlıurfa’da yüzde 52,90, Osmaniye’de yüzde 42,70 ve Elazığ’da yüzde 57,30 DASK sigortalılık oranı bulunuyor.
BEKLENEN İSTANBUL DEPREMİ İÇİN HAZIRLIKLI OLMALIYIZ
Büyük depremin her geçen gün yaklaştığı Marmara Bölgesi’nde de benzer bir tablo gözleniyor. Toplamda 6 milyon 840 bin konutun 4 milyon 437 bin 453’ü sigortalı. Yüzde 64,90’lık bir sigortalılık oranına sahip bölgede yaklaşık 2,5 milyon sigortasız konut bulunuyor. Marmara Bölgesi için uyarıda bulunan Köz, “Bir karşılaştırma yapacak olursak; 99 depreminde oluşan hasar 17 milyar dolar seviyesinde. Olası İstanbul depremi demeyeceğim üstüne basa basa vurgulayarak beklenen ve gerçekleşmesi bilimsel verilere göre kesin gözüyle bakılan İstanbul Depremi diyeceğim, İstanbul depreminde ise; çok daha ciddi ekonomik zararlar öngörülüyor’’ dedi.
ZORUNLU DEPREM SİGORTASI ÇOK UYGUN MALİYETLE BİRÇOK FAYDA SAĞLIYOR
DASK’ın kişilere sağladığı avantajlara dikkat çeken Köz “Çok ciddi avantajları bulunan bu ürün, devlet otoriteleri tarafından çok uygun fiyatlarla sunulmakta. Ortalama 400- 500 TL gibi maliyetlerle sahip olunabilen bu ürün, deprem sonrası yaraları sarmada birçok fayda sunuyor. Deprem ve deprem kaynaklı afetlerin binaya verebileceği maddi zararlar için teminat veriyor. Dask poliçelerinde 25 Kasım 2022’de yayınlanan genelge sonrasında metrekare başına birim teminatı da 3.016 TL’ye yükselmiş oldu. Örneğin 100 metrekarelik bir evde, deprem hasarı olması durumunda alınacak teminat 301.600 TL. Metrekare başına 3.016 TL’nin üzerindeki hasar ödemeleri için ise; mutlaka DASK’ın yanında konut sigortasının yaptırılmasının altını da önemle çizmek istiyorum. Böylelikle konut sigortasıyla hasarınızda alacağınız teminatınız artırılabilir ve eşyalarınızı da teminat kapsamına alabilirsiniz.’’ dedi.
TEK TEK HER VATANDAŞA DASK’I ANLATMALIYIZ
DASK’ın sosyal ve ekonomik yönüne dikkat çekerek tüm sigortacılık sektörüne çağrıda bulunan Köz, konuşmasını sürdürdü: “Tarifsiz bir acıyla karşı karşıyayız. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz. Hepimizin yüreği yandı. Son derece üzgünüz. Ülkemizin başı sağ olsun. Kaybettiğimiz canların bir telafisi yok. Bir deprem ülkesi olarak, DASK sigortalılık oranını ivedi bir şekilde artırmak adına ciddi bir seferberlik başlatmalıyız.
Ortalama 400-500 TL gibi bir maliyeti olan bu sigortanın olası bir depremde ne gibi imkânlar sağlayacağını tek tek her vatandaşımıza anlatmalıyız. Sigortacılık sektörüne açık çağrıda bulunuyoruz: DASK bilincini artırmak ülkemizin önemle üzerinde durması gereken bir sosyal sorumluluk hareketi olmalı.”
DASK bilincinin artması ve yaygınlaşması, hatta bu konuda sıfır tolerans uygulamasının başlatılması, vatandaşlar ve yerel yönetimler nezdinde önemli bir farkındalık oluşmasını, depreme dayanıklılığının daha fazla sorgulanmasını sağlayacaktır diyen Köz, “sektöre, ulusal ve yerel karar vericilere yaptığımız seferberlik çağrısı, kamuoyunda gerekli karşılığı bulduğu takdirde, zarar ve hasar azaltma hususunda, kayda değer bir fark oluşturacağımıza inanıyorum” açıklamasında bulundu.