Radyo Egepostası'nda Mithat Umutoğulları ve Adem Nakçı'ya konuk CHP Çiğli'nin önemli figürlerinden olan Eski Belediye Başkanı Metin Solak, Belediye başkanı Hasan Karabağ’ın desteklediği ilçe yönetimine karşı kurulan ittifak içinde yer alan Ali Rıza Koçer ekibi ile bir araya gelmeyeceklerini açıkladı. Solak, siyasiler olarak insanları birbirine bağlamak, kucaklaştırıcı olmamaları gerektiğini belirterek Çiğli’deki delege seçimi sürecini şöyle değerlendirdi;
“Utku Gümrükçü, Mustafa Algan, Hüseyin Güler gibi arkadaşlar görüşmek istiyoruz dedi. Ne düşündüğümü sordular. 'Çalışabiliriz prensipte anlaşırsak' dedik. Aziz Buğa, Yüksel Arduç'la görüştük. Siyasette adaylıkları olanlarla görüştük birlikte çalışma noktasında ön anlaşma sağladık ekipleri bir araya getirdik.
Çeşitli mahallelerde sorun çıkmaya başladı. Bir arkadaşa ait ekip arkadaşları 'siz aday olmayacaksınız, biz liste yapacağız, şu kadar bizden, bu kadar sizden olacak' diye pazarlığa girişti biz bir prensip anlaşması yaptık listeleri birleşin birlikte yapın dedik. Prensipte anlaştığımız isimlerle bir araya gelip bu durumu konuştuk ve yanlışlıkların düzeltilmesini istedik. Bir mahallede yaşanan dışlanma sorunu düzeltilemeden diğerlerine de yansıdı. Her seferinde 'güç birliği oluşturduk arkasında duralım' dedim en az 15 defa durumun düzeltilmesini istedim. Ama süre hızla geçmesine rağmen durumda düzelme olmadı. Süreçte eki arkadaşlarımız dışlandı, sıkıntılarımızı dile getirdik ama çözüm bulamadık.
Çeşitli mahallelerde isimler yazmayın deniyordu. El altından birlikte oluşturduğumuz büyük birleşimin yarattığı güç arkadaşlarımızın kendi gücü gibi görülüp bizi tasfiyeye yönelik bir çalışmaya dönüştü. Biz 'Böyle başlamadı, biz yoksak omurgası yok zaten. Geldiniz baştan eğer bizle olursa çalışma yapacağız yoksa yapmayacağız dediniz, biz de ilkelere bağlı bir çalışmayla birlikte olabileceğiz dedik ama siz hiç bir yerinde durmuyorsunuz' dedik. Sonuçta baktık ki en son bu sıkıntıları anlattım hala çözeriz diyorsunuz ama seçim sonraki pazar günü sürekli bizi kenarda tutmaya yönelik çalışmalar yapıyorlar. Biz beraber çalışıyoruz diyorlar ama liste yapanlara da 'onlara yakın kişileri listelere sokmayın diyorlar. Bu davranış etik değildir.”
Koçer Ekibi ile Birlikteliğimiz Sona Erdi!
Yaşanan sıkıntının her gün artması üzerine son bir toplantı yaptıklarını ve konuyu ciddiyetle masaya yatırdıklarını ifade eden Solak şöyle devam etti; "Güzeltepe'de yapılan toplantıda arkadaşlarımızı dışlayarak üst çatı çalışmamızı yok saydılar. Biz düzeltin dediğimizde de düzelteceklerini söylüyor, oyalama girişiminde bulunuyorlar. Diğer mahallelerde de benzer olaylar yaşanınca bu beraberliğin bir anlamı kalmıyor. 1998'den beri alışkanlıklarından vazgeçmediler. Klasik anlayışları bu yönde değişmedi.
Bizim hiç bir zaman kafamızın arkasında düşünce, sağ cepte ayrı, sol cepte ayrı liste olmadı. 'Tamam Gülo' deyip çekip, öperken çelme takanlardan da olmadık. Ben yanıldım ama arkadaşlar haklı çıktı. Bu birlikteliğin yürümeyeceğini, bozulacağını söylediler. Ama ben savundum. Arkadaşlar başladılar ama haklı çıktılar. Keşke bu durumlar olmasaydı dedik. Siyaseten CHP'ye çalışıyoruz ama parti içindeki ekip olarak bu çalışmadan çekiliyoruz oluşturduğumuz o üst yapıdan. Koçer ekibiyle çalışmıyoruz. Böyle bir birlikteliğimiz yok. Aziz Buğa, Yüksel Arduç, Mustafa Avdan, Hüseyin Güler, Barbaros Kirişçi gibi arkadaşlarımızın samimiyetine inanıyorum. Keşke onlarda bu samimiyetle yaklaşsaydı böyle bir şey olmazdı.”
Koçer Ekibi’nden Çelişkili Tavırlar
Koçer'in ekibinin her toplantıda farklı bir tavır sergilediğini bir toplantıda kabul ettiğini diğer toplantıda inkar ettiğini de ileri süren Solak, , "O toplantıda çok samimi davrandılar. Ama ertesi gün aynı hareketlere devam edince EVKA tarafında arkadaşlar, bunlar bir araya gelmişler, diyor birlikte çalışma yapıyorlar diyorlar. Başka mahallede çalışma yapanlar öyle bir birliktelik yok diyor. Koçer'in ekibi bunu yapıyor. Bir yola çıkıyorsunuz, birlikte yol çizelim, adaletli olalım, dürüst olalım diye yola çıkıyorsunuz. Bunun içinde samimi yürüyen arkadaşlar çoğunlukta ama içinde bir ekip yol giderken, kafalarda şeytanlık var ya, 'güdük benim olsun, küçük olsun' anlayışından dolayı yol yürürken çelme takmaya başlıyor. Kendilerini böyle bir yere getirdiklerinde partiyi küçülttüklerini küstürdüklerini bilmiyorlar" dedi.