AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Zaferi'nin 102. Yıl Dönümü nedeniyle bir mesaj yayımladı.
Delican mesajında; Çanakkale Zaferi'nin sadece kendi tarihimizin değil, dünya tarihinin sayfalarında da eşsiz bir destan olarak yerini aldığını belirterek; "Bir asır önce denizde ve karada, aylarca aç susuz direnen, savaşan ve düşmana geçit vermeyen ecdadımız, bugünün mimarıdır. Nereden geldiğimizi merak ediyorsak, dönüp o abidelere bakacağız. Orada yaşanan acılardan, dökülen kandan; bir milletin, bir medeniyetin güneşi doğmuştur. Adını bildiğimiz ve bilemediğimiz, şehit olmaya giderken kendi cenaze namazlarını kılan Yürekli Çanakkale Aslanlarının her birini minnetle yâd ediyorum. Çanakkale Zaferi'ne askeri dehası ile damga vurmuş Kurmay Albay'ı, Kurtuluş Mücadelemizin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitlerimizin; Enver Paşa'ların, Yüzbaşı Selahattin'lerin, Seyit Onbaşı'ların, Kınalı Hasan'ların ruhları şad olsun. " diye konuştu.
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; " O ecdadın emanetçileri olmak onurdur ama bir o kadar da zordur. Onların imanı ve kararlılığı rehberimizdir. " mesajını şöyle sürdürdü:
Büyük Kurtuluş'un esas mimarları
Çanakkale Zaferi; bin yıllık tarihimiz boyunca yarattığımız kahramanlık destanlarının mührüdür. En büyüğü, en onurlusudur. Yüz binlerce vatan evladı, bir değil bin düşmana karşı; iman ve cesaretle tarihi bir yanıt vermiştir. Aç susuz, gece gündüz ölüme gittikleri yolun ışığı; yüreklerindeki Allah ve vatan aşkı olmuştur. Anaların evlatlarını hak yolunda vatan için kurban ettiği, Mehmetçiğin gözünü kırpmadan, toprağa kefensiz karışmak pahasına tüm dünyaya meydan okuduğu Çanakkale; büyük taarruzun ve zaferin fitilini de ateşlemiştir. O yüzden Çanakkale bir cephe değildir; bir medeniyetin yaşaması ve bir milletin kurtuluş hikâyesinin esas adıdır. Mehmet Akif Ersoy'un Çanakkale kahramanlarını Bedr'in aslanlarına benzettiği ve mezar taşları yerine Kabe'yi işaret ettiği dizeler işte bu farktan doğmuştur.
Dünyaya diz çöktüren bir direniş
Öyle ki Çanakkale; sadece Anadolu'nun değil, Balkanlar'dan Orta Doğu'ya kadar aynı imanla mücadele eden yüz binlerin kardeşlik ve bağımsızlık zaferidir. Öyle güçlü bir direniştir ki; yok etmeye, teslim almaya ant içmiş dünya ülkelerinin ne topu tüfeği ne entrikası işe yaramamıştır. Dört bir yandan taarruza geçen dünya teknolojisi, bu kahramanlığın önünde pes etmek, diz çökmek zorunda kalmıştır. Biz ecdadımızın bize mirası olan gurur tablosunu biliyoruz. Pek çok komutan ve devlet adamı bu yenilgilerine dair söz söylemiştir. Ama beni en çok etkileyenlerden biri, Çanakkale'de savaşan Anzak Askeri Alistair John Taylor'ın cepheden ailesine yazdığı satırlar.
Diyor ki anne babasına Anzak Askeri; " Kahramanca ve vatan uğruna mı? Kahramanlık mı? Vatana gelince... Burası Türklerin vatanı ve bu savaş bizim savaşımız değil. Bizler İngilizlerin de söyledikleri gibi sadece “hevesli oğlan çocukları”yız. Asıl kahraman olan Türkler. “Johnny Türk” dediğimiz Türkler vatanlarını savunmak için bize karşı çok ağır şartlar altında direniyorlar ve kahramanca ölen asıl onlar."
Onlardan aldığımız feyzle...
Bizler; vatanımızı namusumuz görmüş, yüce gönüllü, kahraman ecdadımıza borcumuzu ödemek zorundayız. Yadigârlarına sahip çıkarak, hatıralarını taze tutarak, hikâyelerinden dersler çıkararak bunu yapmalıyız. Ve Çanakkale Savaşı, bu emanetlerin en etkili ve tarihi olanlarını arkasında, bizlerin sorumluluğuna bırakmıştır. Onlardan aldığımız feyzle; birliğimiz, cesaretimiz ve kararlılıklarımızdan taviz vermeden çalışmalıyız. Büyük ve güçlü Türkiye hedefinde, taşın altına el koymak varsa, aynı yere yumruk vurmak varsa, hep birlikte yapmalıyız. İhtiyacımız olan, tarihimizde ve varlığımızda mevcut. Yolumuz, onların yoludur...