AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısı ile bir mesaj yayınladı. Delican; kadınların bu gününü kutladığı mesajında; İzmirli Kadınların hassasiyetlerine de değinerek, " Türkiye’de kadının siyasi temsili, şiddete ilişkin politikalar, kadın istihdamına ilişkin çok yol aldık. Ama ne yazık ki, siyasete ve kutuplaştırma hedefli kampanyalara fütursuzca malzeme yapılmasının önüne geçemedik." diye konuştu.
AK Parti’nin iktidara geldiği ilk dönemde kadın haklarına ilişkin yasal düzenlemelerin yapılmaya başlandığına dikkat çeken Başkan Delican; sözlerini şöyle sürdürdü. ‘’2003 yılında Aile Mahkemeleri kuruldu. Cumhuriyet tarihinde ilk defa TBMM’de ‘’Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’’ kuruldu. 2004 yılında Anayasa’da ‘’kadın-erkek eşitliğinde’’ devletin sorumluluğu ilk kez AK Parti iktidarında tanındı. Kadın-erkek eşitliği ilkesi anayasaya girmiş oldu. Kadınlara pozitif ayrımcılık, çocuk ve engellilerle birlikte Anayasa’nın 10. Maddesi değiştirilerek yine AK Parti döneminde 2010 yılında yasal zorunluluk oldu.’
‘Biz kadına verdiğimiz değeri sözde bırakmayan gayet somut adım ve uygulamalarla hayata geçirdik; çünkü biliyorduk ki onların olmadığı bir oluşum, hiçbir hareket başarılı olamaz’ diyen Delican; kadının iş hayatında yaşadığı sıkıntıları giderecek, kadın istihdamını artıracak pek çok düzenleme gerçekleştirdiklerini ve AK Parti döneminde kadınların işgücüne katılma oranının yüzde 35'lere yükseldiğini söyledi.
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican, İzmir Barosu'nun Hayır videosuna da tepki gösterdiği açıklamasını şu sözlerle sürdürdü;
İşi çığırından çıkardılar
8 Mart; tüm dünyada ve ülkemizde kadının emek gücünü öne çıkaran bir gündür. Türk kadını da; bu emeği gerek vatanı için , toplum içinde, özel hayatında sonsuz bir şekilde veren cefakar, vefakar bir duruşa sahiptir. Kadının, cinsiyetinden kaynaklı küçümsendiği durumları ne yazık ki tamamen ortadan kaldıramıyoruz. Kutuplaştırma, çatışma hali yaratıp cinsiyet, inanç ve toplum değerleri üzerinden parsayı kapma derdine düşenleri anlamakta zorlanıyoruz. Karşıyaka Belediyesi'nin İzmir kadınının dünyasını bir eteğe şorta sığdırmaya çalışması gibi. Ve şimdi de; İzmir Barosu'nun yaptığı Havva ve Hz Adem ile başlayan Hayır filmi gibi.
Ama bu kez dini yok saymak, Yaradanı yok saymak da işin içinde. İşi çığırından çıkardılar. Bu kaş yapayım derken göz çıkarmak değil, düpedüz hakarettir; dini gerçekleri, Allah'ın kudretini haşa hiçe saymak ve buna inananları sabote etmektir. Şüphesiz ki Yüce Rabbimiz; her ne yaşanıyorsa bunu önceden bilen ve görendir. Cennette, elinde elma, karşısında Hz Adem'in çıplak karikatürize edilmiş görseli ile bu millete 16 Nisan'da 'hayır' dedirteceklerini sanıyorlarsa yanılıyorlar. Hz Adem'in o elmayı yememesi halinde cennette olup olamayacaklarını ise bir tek Allah bilir. Ama bugün neye neden evet ve hayır diyeceğini de gören izleyen bir milletimiz var. Cennetin cazibesi, Cennetin güzellikleri de artık her insanın vicdanı ve ibadetiyle Allah katında ulaşılabilir mesele. Öte yandan Evet derlerse milyonlarca insanın Hitler dönemi örneğindeki gibi katledileceğini iddia etmek ise külliyen bir gaflete düşme durumu. Gerçekleri saptırmak, inançları kullanmak ve yeryüzünün ilk kadını Hz Havva Anamızı malzemeye dönüştürmek, bilemeyiz ama belki de onların cennetinin kapısını kapatacak.
Kadının olduğu her yerde bal olur
AK Parti İzmir İl Başkanı Bülent Delican; Baronun hazırlattığı videoya gönderme yaparak sözlerine şöyle devam etti. " Elbette doğanın bir dengesi vardır. Toplumların da. Ve bu dengenin kıyamete kadar en önemli unsurlarından biri de doğuran, üreten kadındır. Kadının olduğu her yerde bal olur, ürün olur, umut olur. Onların güçlendirildiği bir toplumda her türlü kalkınma mümkün hale gelir. Kadının hayatın her alanında var olması ve üretime katılması bizi güçlü kılar. Amacımız, kadınlarımızın aşağılandığı değil, yüceltildiği zeminleri çoğaltmak olmalı."
İzmirli kadınlara çağrı
Türkiye'nin bugün kadınların sağduyusu ve emeğine her zamankinden çok ihtiyaç duyduğunu belirten Başkan Bülent Delican; " kadınlarımız siyaset yapmalı, bilgi ve becerileriyle, meslekleriyle, aile ve toplum içindeki diğer rolleriyle güçlendirilmeli. Biz bunu 15 yıldır sayamayacağımız kadar çok reformla hayata geçirmeye çalıştık. Bugün de güçlü bir Türkiye'nin anahtarı olarak onları görüyoruz. Onların iradesini milletin iradesinin omurgası olarak görüyoruz. Siyasete katılsınlar, alanlara çıksınlar, 16 Nisan'da neyi neden oylayacağımızı bilerek, onları bu dönemlerde hafife alan yaklaşımlara yanıtlarını sandıkta versinler. Her birinin görüşü ve katılımı bizim için değerli. İzmir; bu açıdan büyük potansiyel taşıyor. İzmirli kadınların aydınlık gücü, ülkesinin gücüdür. Bu duygu ve düşüncelerle; anamız, kardeşimiz, yol arkadaşımız, kızımız olan tüm kadınlarımızın günlerini kutluyorum.