Bayındır Belediye Başkanı Uğur Demirezen’in kapısı açık makam odasına bir kız çocuğu girer.
Yıllar geçtikten sonra eminim köşe yazımıza konu olan bu olayı hikâyesini böyle anlatacaklar.
O kız çocuğu, ne ekmek ister, ne harçlık, ne ayakkabı.
Okumak ister.
Okumanın da en iyisin ister
Kuran’ı Kerim’i, Allah’ın kitabını ister.
Başkan Demirezen’in gözleri dolar, yüreği kabarır, nutku tutulur.
Hemen oracıkta var edilen Kuran’ı Kerim’i o güzel kıza, okuması, okuyup yaratanın emirlerini bilmesi ve onun emirleriyle yaşayarak dua etmesi için verir.
Küçük kızın yüzündeki gülümsemeyle, Başkan Demirezen’in yüzündeki gülümsemenin hiç de birbirinden farkı yoktur.
Belediye başkanı olmak, sadece kaldırım yapmak değildir.
Belediye başkanı olmak, sadece çöp toplamak değildir.
Yerelsiniz, en yerelsiniz, vatandaşa en yakın başkansınız.
7’den, 70’e onların her türlü isteklerini bilmek zorundasınız.
Onların mutlu olmasının ana kaynağısınız.
İşte elinizdeki kaynağı, seçildiğiniz yerde, sizi seçenlerin maddi ve manevi isteklerini bilerek, düşünerek ve hareket ederek yerine getirdiğinizde emin olun sizden de ‘İyi başkandı’ diye söz ederler.
Bunu yapamazsanız, başaramazsanız, beş yıl önce belediye başkanı olan, beş yıl bir gün sonra ise unutulan belediye başkanı olursunuz.
Demirezen ‘İyi Başkan’ olmayı hak etti!