Kanser hastalıklarının tedavisinde birden çok branşın etkin rol oynadığı multidisipliner yaklaşımın DEÜ Tıp Fakültesi’ndeki dünden bugüne gelişimi, uluslararası standartlardaki uygulamalar ve yıllar içinde kazanılan büyük deneyimle başarı, duayen hocaların da yer aldığı sunumlarla anlatıldı.
Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nın ev sahipliğindeki etkinlikte; Onkoloji’nin Yapılanması, Geçmişten Günümüze Multidisipliner Tümör Grupları, Radyasyon Onkolojisi’nde dünden bugüne gelişmeler hakkında bilgiler verildi. Kolorektal Kanser Grubu, Akciğer Kanserleri Grubu, Jinekolojik Onkoloji Grubu, Baş Boyun Kanserleri Grubu, Pediatrik Onkoloji Grubu ve Meme Tümörleri Grubu Öğretim Üyeleri; tanı ve tedavi yöntemleri, cerrahi yaklaşımlar, radyoterapi ve kemoterapide son gelişmeler, uygulanan en yeni teknikleri anlattı.
Deneyimli akademisyenler, gerek modern cihaz donanımı, gerekse güçlü bilimsel altyapısı ve bilgi birikimi ile DEÜ Hastanesi’nin Türkiye’de ilkleri gerçekleştiren lider tedavi merkezlerden biri olduğunu kaydetti.
DEÜ Rektörü Prof. Dr. Adnan Kasman açılış konuşmasında, “Kanser tedavisinde multidisipliner alanda 1991’den günümüze yapılan çalışmalar gurur verici. Bu tür sempozyumların üç yararı var, birincisi network, ikincisi güncel bilgileri takip etmek, üçüncüsü de yeni fikirler geliştirmek. Bunlardan en iyisi, burada yeni fikirlerin nasıl geliştirileceğidir. Rektörlük olarak biz gelişim sürecine destek sağlamak için elimizden geleni yapacağız. Verimli ve etkin bir sempozyum olmasını diliyorum” dedi.
Sempozyumda, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin sağlıkta öncü kimlik kazanmasında önemli yeri olan DEÜ önceki Rektörlerinden Prof. Dr. Namık Çevik’in, Onkoloji’nin Yapılanması sürecindeki büyük katkılarını, kendisi şehir dışında olduğu için yerine önceki Rektör Prof. Dr. Mehmet Füzün anlattı. Duayen Rektör Çevik’in, tümör konseylerini ilk başlatan ve Türkiye’de ilk kez bir devlet kurumuna MR’ı Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesi’nde kazandıran isim olduğu belirtildi.
Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Oğuz Kılınç da şöyle konuştu: “Bugün, dünden sonraki, yarından önceki gündür. Bugünü iyi değerlendirebilirsek geleceğimizi kurabiliriz, bugünü iyi değerlendirmek için de geçmişi iyi anlamamız gerek. Onkoloji tıp alanında zor bir iş. Tek başınıza bu işe kalkışırsanız hata yapma riskiniz yüksek ve hekimliğin birinci prensibi ‘önce zarar verme’ ilkesi. İşte multidisipliner yaklaşımın, önce zarar verme ilkesinin sigortası olduğunu düşünüyorum. Bu şekilde, mevcut kanıtlara dayalı en iyi, etkin tedaviyi planlayıp uygulamak mümkün” dedi. Etkinlikte, Onkoloji Enstitüsü önceki Müdürü Prof. Dr. Münir Kınay, geçmişten günümüze multidisipliner tümör gruplarını anlattı.
Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fadime Akman da konuşmasında şu bilgileri verdi: “1991 yılında Namık Çevik hocanın gayretleri ile kurulmuş bir kliniğiz. Zamanla büyüdük, geliştik, tümör gruplarımız oluştu, klinik fiziki altyapıyı yeniledik. 2004 ve 2014 yıllarında Aygıt altyapısı ve sistemi tamamen yeniledik. Kalkınma Bakanlığı’na ilettiğimiz proje kapsamında, şu anda Türkiye ve dünyada olabilecek tüm modern radyoterapi tedavilerini yapmaya elverişli aygıtı bölüme kazandırdık ve ciddi bir adım atmış olduk. Arkasından Türk Radyasyon Onkoljisi Derneği’ne başvuran ilk klinik olduk. 2015 Ekim ayında akredite edildik. Bugüne kadar 27 Radyasyon Onkolojisi Uzmanı (8’i akademik hayatta), 260 Radyoterapi Teknikeri (ki bu Türkiye’de çalışanların 4’te biri) ve 33 Tıbbi Fizik Uzmanı yetiştirdik. Sürekli geliştirdiğimiz eğitim programlarımız düzenli olarak sürüyor.”
Bu sempozyumun multidisipliner grupların ilk büyük buluşması olduğunu belirten Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Bilkay Görken, DEÜ Tıp Fakültesi’nde birlikte çalışan 11 multidisipliner tümör grubu bulunduğunu hatırlatarak, “Biz bu sempozyumu tümör grupları içinde, kuruluşunun 25. Yılını tamamlamış 6 grubu seçerek düzenledik. Diğer gruplarla da yıllar içinde böyle etkinlikler yapılacaktır” diye konuştu.