Eskiden sosyal medya da kişisel resimler paylaşılırken yeni bir moda türedi. Herkes elektrik faturasını paylaşmaya başladı. Bu işin için de haklılık payı olduğu kadar bu konu üzerinden iktidara yüklenmek isteyen kesimlerde durumu fazla abartarak demogoji yapmaktadırlar.
Tüm dünyada pandemi sonrası enerji fiyatlarının yükselişi sebebiyle bir kriz ortamı doğmuştur. Amerika ve Avrupa enerji fiyatlarının yükselmesi nedeniyle ilk defa enflasyon ile tanıştılar. Tüm Dünya Devletleri artan enerji fiyatları nedeniyle ekonomik anlamda zor günler geçirmektedirler. Türkiye ise enerjide yüzde 90 oranında dışa bağlı bir Ülkedir. Hükümet bu artışların tamamını aslında Halk’a yansıtmamaktadır. Bir kısmı hazineden destek ile karşılanmakta olup daha fazla bütçeyi zorlamamak adına mecburen ve zaruri olarak Elektrik , doğal gaz , benzin , motorin , lpg gibi ürünlere zam yapmak zorunda kaldı.
Peki bu zamlar yapılırken Halk’ın bütçesi düşünüldü mü? Tabi ki düşünüldü. Asgari ücrete gelen tarihi zam , memurlara gelen tarihi zamlar , emekli maaşlarına yapılan artışlar işte bu dengeyi korumak adına yapıldı. Bugün asgari ücret ile çalışan evli bir çift 9.000 tl civarı gelire sahip olmaktadır. Memur bir ailenin eline en az 14.000 tl maaş geçmektedir. Bu rakamlar ile herkes bu şartlarda rahat geçinir. Tamam bir Urla’da yaşayamazsınız bu gelir ile ancak İzmir’in bir çok ilçesinde ve cennet Anadolunun her noktasında bu gelir düzeyi ile çok rahat geçinebilirsiniz. Bahse konu gelir dilimi adı üstünde asgari gelir dilimidir. Günümüzde pek çok çalışan asgari ücrete çalışmayı kabul etmemektedir. Özellikle Türkiye’de çalışma hayatının amiral gemisi olan İnşaat sektöründe asgari maaş ile çalışacak tek bir işçi bulunmamaktadır.
Elektrik tehlikesi başlığına gelecek olursak , işte bu tehlike siyasi anlamda dikkat edilmesi gereken çok hassas ve önem arz eden bir konudur. Teknoloji çağında yaşıyoruz ve neredeyse her ihtiyacımızı elektrik karşılamaktadır. Bugün hanelerde ortalama 500 TL. Üstünde gelen elektrik faturaları can yakmaktadır. İktidarlar Halk’ın cebine dokunmadığı sürece ayakta kalırlar. Akşam eve gelen bir baba elektriğini kesik görürse , çocuklarını mağdur görürse , kırılan gururunu hiç kimse onaramaz. Bu babanın gönlünü hiç bir siyasetçi alamaz. Bu babanın kırılan gururunu hiç kimse tamir edemez. Bunun yansıması sandıkta çok ağır olur. Biz siyasetçiler Amerika’da artmış , Avrupa artmış diyerek durumu toparlayamayız , bunu izah edemeyiz. Emekli Ahmet amca 2.500 TL maaş alırken , 500 TL. Elektrik faturası öderse Ahmet amcaya “hadi gel mitinge gidelim” kimse diyemez. Ayşe teyze akşam Kuran okurken lambasını açmaya tedirgin olur ise bu durumda biz Ayşe teyzeden Oy falan alamayız. İşte Elektrik tehlikesi böyle ciddi bir konudur.
20 yıldır bu Ülke’yi yöneten çok güçlü bir Lider’e sahibiz. Bu duruma çok kısa sürede yine Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından bir çözüm bulunacağından adım gibi eminim.
Benim nacizane şahsi fikrim ise ; -Hanelerde elektrik faturalarından %18 kdv kalkmalıdır.
-Emekli maaşı ile geçinen kişilerin Elektrik faturasının yarısı hazineden karşılanmalıdır.
-şehit ve gazi yakınlarından elektrik bedeli alınmamalıdır.
-Hanelerde Borç sebebiyle elektrik kesme uygulaması acilen sonlandırılmalıdır. Kişi borçlandırılsın faiz işlesin ancak hayati önem arz eden elektrik kesme işlemi kesinlikle yasaklanmalıdır.
-100 m2 ye kadar olan evler için düşük tarife , 150 m2 üstü lüks sınıfınq giren evler için ise yüksek tarife Elektrik ücreti alınmalıdır.
-150 kw sınırı hanelerde en az 250 kw ya yükseltilmelidir.
Bu önlemlerin çok acil gündeme getirilmesi gerekliliği doğmuştur. Dediğim gibi Elektrik son derece Tehlike arz eden bir konudur. İnsan bütçesine ve yaşamına doğrudan etki eden bu durumun önümüzdeki günlerde alınacak kararlar ile düzeltileceği hususunda Hükümetimize ve Sayın Cumhurbaşkanımıza sonuna kadar güveniyorum…
Kalın sağlıcakla…