“4 ayda bir değiştirmemiz gereken fırçayı 2 senede bir değiştiriyoruz” diyen Diş Hekimi Emek Külür, Türkiye’nin diş sağlığı ve bakımının haritasını çıkaran literatür araştırmasından çıkan sonuçlara göre sınıfta kaldığımızı söyledi.
Külür, “Araştırmaya göre, nüfusun yüzde 86’sı diş fırçalamazken, evlerin yüzde 60’ına diş macunu girmiyor. Bir kişinin yılda 4 kez diş fırçası değiştirmesi gerekirken, Türkiye’de her 4 kişiye 2.16 diş fırçası düşüyor. Yani bir kişi bir diş fırçasını ortalama 2 yıl kullanıyor.” 4 kişilik bir ailenin tüketmesi gereken yıllık macun miktarının 24 tüp olduğunu fakat araştırmalara göre, bu rakamın 14.4 olduğunu belirten Külür, “Diş fırçası kadar önemli olan diş ipi ve ağız bakım suyu kullanımı da ülkemizde yok denecek kadar az. Türkiye’de günde 2 kez düzenli diş fırçalayan kişi oranı yüzde on beş. 35-44 yaş grubunda yapılan bin 500 kişilik anket sonucunda bu kişilerin yüzde 5’inin hiç diş hekimine gitmediği ortaya çıkmış. Ülkemizde yılda ortalama 3 bin diş hekimi mezun oluyor. 45 devlet üniversitesi, 14 özel üniversite var. Diş hekimi sayısının artmasına rağmen diş hekimlerine yeterli istihdam sağlanamadığı için insanlar yeteri kadar hizmet alamıyor” diye konuştu.
Diş Hekimi Külür, bu iç karartıcı tabloyla nasıl mücadele edileceğini şöyle sıraladı: “Ağzımızda 1 milyar bakteri var. Diş fırçalanırsa kötü bakteri üremez. Günde 3 kez fırçalamak mümkün olamayabilir, sadece 1 kere ama mutlaka özenerek fırçalayın. Özellikle dişleri gece yatarken fırçalamak gerekir, gece bakteriler artar. Dişleri mekanik olarak temizleyin. Fırça kılı her noktaya değsin. Diş ipi kullanın. Bir çürük deyip geçmeyin. Her biri vücut için tehdittir. Herhangi bir dişteki apse ya da çürük sizin boyun ağrınıza bile neden olabilir, karaciğerdeki enzimi etkileyebilir. Şekersiz sakız, mekanik temizlik sağlar. Sabah diş fırçalamak gece boyu ağzımızda biriken kötü bakterileri temizler. Dişleri güçlendirmek için yeşil yapraklı sebzeler, yumurta, süt, et tüketmek önemli. Genetik olarak diş mineleri zayıf olanlaraysa özel bir uygulama yapmak gerekir. Ülkemizde 0-12 yaş grubunun yüzde 83’ünde diş çürüğü var. Anaokullarda ve ilkokullara ağız sağlığı eğitimi gerekli.”
“Diş macunu da Türkiye’de maalesef çok bilinçsiz şekilde kullanılıyor. Amerikan Dişhekimleri Birliği, bir kadının optimal olarak günde yaklaşık 3 mg., erkeğin ise günde en fazla 4 mg. florür almasını öneriyor. Araştırma literatürüne göre, tek fırçalamada bir miligram florürün dörtte birinden fazlasını yutulmamalı. Özellikle çocuklar çok dikkat etmeli. Çünkü florürün zeka üzerinde olumsuz etkisi olduğuna dair çalışmalar mevcut.” diyen Diş Hekimi Emek Külür, gerçekleşmesi için çalışmalar yaptığı projesini anlattı:
“Bizim bu projedeki çağrımız şu olacak; her bir diş hekimi, kendi himayesine 30 çocuk alacak ve diş bakımını üstlenecek. Bahsettiğimiz proje tedaviyi değil sadece bakımı içeriyor. Bunu yaparak çocukluktan itibaren diş hekimi kontrolüne gitme alışkanlığını aşılayarak koruyucu hekimliğin gücünü kullanmak istiyoruz. 1 yaşından itibaren 6 yaşına kadar yılda bir kere, 6 yaşından itibaren ise yılda iki kez, şubat tatilinde ve okullar açılmadan önce kontrole gelirlerse bu çocuklar diş fırçalamayı alışkanlık haline getirecek, toplumda çürük sorunu yaşama oranı azalacak. Diş hekimleri gönüllü olarak 30 çocuğun sorumluluğunu alabilirler. Bunu yapmak ayda 1 ya da en fazla 2 gününü alır. Bu şekilde 5-10 yıl içerisinde ağız ve diş sağlığındaki istatistiklerimiz değişecek. Çünkü biz diş sağlığına önem vermeyen yetişkinlerin olduğu bir ülkeyiz. 3 bin diş hekimi her yıl mezun oluyor. Ama şu anda tüm Türkiye’nin diş tedavilerini yapalım desek, bütün diş hekimleri 60 yıl boyunca 7/24 çalışması gerekiyor.
Yetişkinler çocuklara örnek olmak noktasında en büyük görevi üstleniyor. Ebeveynlerin, çocuklarının sağlığına ve yaşam kalitesinin yükselmesini sağlayabilecek en ucuz katkı bunu öğretmektir.”
Diş Hekimi Külür ile birlikte Misoka diş fırçasını Türkiye’ye getiren Gazeteci ve Haber Spikeri İlkin Kavukcu ise okullarda uygulamaya geçirmek istedikleri diğer projelerinden bahsetti:
“Diş sağlığının, diş bakımının önemini küçük yaşlardan itibaren, daha çocukların anaokulu, kreş yaşlarından itibaren verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yurtdışında bu uygulamalar var; okullar diş sağlığı ile ilgili hem bilgilendirmeler yapıyor, evde velilerin de kontrol ve takip etmelerini sağlayacak da bir sistem geliştirmiş ülkeler var. Biz de bununla ilgili bir proje hazırladık ve bunu sağlık bakanlığı ve eğitim bakanlığına sunmak istiyoruz. Bakanlıklardaki yetkili birimlerle görüşüp ilk olarak pilot bölgelerle başlayıp ve sonra Türkiye geneline yayılacak bir diş sağlığı eğitimi programı oluşturduk. Anaokulundan, kreşlerden başlatıp ilkokulda da olsun istiyoruz ve hatta eğitimde müfredatın içine dahil edilmesi de hayallerimizden biri. Belki de bu proje sayesinde, toplumumuzda ağız ve diş sağlığı konusunda çoğunlukta olan bilinçsiz yetişkin bireylerin de kendi çocukları tarafından eğitmelerini de sağlayabiliriz. Bunu büyük şehirlerden ziyade daha çok kırsal kesimlerde başlatmak istiyoruz. Çünkü oradaki çocuklarımızın bu eğitime daha çok ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
Diş Hekimi Külür ve Gazeteci ve Haber Spikeri İlkin Kavukcu, Japonya’da nanoteknoloji kullanılarak üretilen ve en büyük özelliğinin diş macunu olmadan kullanılması olan Misoka’nın Türkiye’ye gelmesi için işbirliği yaptı. Fırça ile ilgili bilgiler veren Külür, ürünün kontrolsüz diş macunu kullanımında faydalı olabileceğini belirtti.