24 saattir yanan İzmir'den yazmak, yanan İzmir'e karşı yazmak gerçekten zor.
İzmir'in en güzel doğasına sahip Yamanlar tarafından başlayan yangını, bütün şehirde yaşayanlar iliklerimize kadar hissettik.
Kimimiz ateşin kırmızısını görerek, kimimiz dumanın gökyüzünü, İzmir Körfezi'ni kapatan gri rengini görerek.
Yamanlar tarafına, Karagöl tarafına, Kartepe tarafına bundan bir ay önce şöyle bir gezinti yapmıştık.
Biz gazetecilerin gezintisi gezmek gibi görünse de izlemek, incelemek, araştırmak ve bazı sorulara cevap aramak gibi geçer ve biter.
Yamanlar tarafında, doğanın içinde çok sayıda yeni yerleşim yerlerinin oluşturulmaya çalışıldığını, yeni planlarla ve projelerle, 'Doğanın içinde, doğayla baş başa yaşamak ister misiniz?' sorusunun sorulduğunu gördük.
İnsanın doğayla baş başa yaşamak istemesi güzel de, doğayla baş başa yaşayabilme becerisi, bilgisi var mı işte orada soru işareti var!
Hiçbir yangın öyle toprağa ekilen bir tohum gibi yerden kendi kendine çıkmaz.
Her yangının bir veya birden fazla başlangıcı olduğu gibi, yayılma nedenleri ve yakma nedenleri vardır.
İnsan olarak doğayla baş başa yaşama merakımız, son yıllarda Türkiye'nin bir çok yerinde orman yangınlarının daha da çok artmasına neden oldu.
Bazı dönemlerde 'Ormana girmek yasak', 'Ormanlık alanlarda piknik yapmak yasak', 'Ormanlık alanlarda ateş yakmak yasak' deseniz de şu gerçeği göz ardı edemezsiniz;
İnsanoğlu doğa aşkıyla, doğanın en derinine kadar girmeye başladı.
Küçük bir bahçe, içinde küçük bir ev, doğayla baş başa, şehre yakın bir yaşantı.
Popülizm buradan başlıyor.
Şehirde yaşamak kolaydır ama doğanın içinde, köylerde yaşamak zordur.
Şehirde yapmadığınız, yapmak istemediğiniz, yapmayı düşünemediğiniz bir çok şeyi, sizin için birileri görevli olarak yapar.
Mesela çöpünüzü ne yapacağınızı düşünmezsiniz, çöpe atarsınız birileri sizin için onları alır, sizden uzaklaştırır ve yok eder.
Doğanın içinde, köylerde yaşamak öyle değildir.
Bir çok şeyin tedbirini sizin almanız gerekir, bir çok şeyin gereğini sizin yapmanız gerekir.
Yapmazsanız önce size, sonra yakın çevrenize ve en sonunda bütün doğaya zarar verecek şeylere neden olursunuz.
Yangınlara neden olabileceğini düşünemediğiniz gibi, bilemediğiniz gibi.
Hayat kurtaran ilk yardım kursları gibi, bence Türkiye'de artık doğayla yaşama kursları düzenlenmeli ve doğanın içinde yaşamak isteyen insana, yaşayabilmek yetkisi verilmeli.
Yoksa daha çok yanarız!
Kim yaktı diye ararız!
'Daha ne kadar yanar?' diye de düşünürüz!
Cümleten geçmiş olsun!