Grip aşılarının alüminyum içerdiği için tehlikeli olduğunu söyleyen Canan Karatay’a doktorlar tepki gösterdi. Grip aşılarının içinde alüminyum olmadığını söyleyen doktorlar, “Halka bu şekilde yanlış mesajlar vererek aşıdan soğutmak, çok sayıda kişinin hastalanmasına ve ölmesine neden olmak anlamına gelir” açıklamasında bulundu.
Prof. Dr. Canan Karatay geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, grip aşılarında alüminyum bulunduğunu ve bunun da Alzheimer’e sebep olduğu için sağlığa zararlı olduğunu öne sürmüştü. Karatay’ın açıklamalarına meslektaşlarından tepki geldi. Ortak bir yazılı açıklama yapan bir grup doktor, grip aşısının içinde alüminyum olmadığını belirterek bu aşının sağlık için gerekli olduğunu öne sürdü.
Doktorların yaptığı yazılı açıklama şu şeklide: “Ünlü doktorumuza göre grip aşıları alüminyum içerdiği için tehlikeli. Basına yansıyan sözleriyle: ’Aşıların içinde alüminyum var. Alüminyum Alzheimer nedenidir. Aşı vurulmaya gerek yok. Bunun yerine D vitamini kullanımı çok önemlidir.’ Bu ifadede bilimsel olarak pek çok yanlış var ancak biz sözü uzatmadan konunun uzmanı hekimler olarak sadece şunu söylemek istiyoruz, Grip aşılarının içinde alüminyum yoktur. Her yıl dünya genelinde, başta gebeler, çocuklar ve yaşlılar olmak üzere 250 Bin -500 Bin kişinin ölümüne sebep olan grip hastalığından korunmanın aşıdan daha etkili bir yolu da yoktur. Halka bu şekilde yanlış mesajlar vererek aşıdan soğutmak, çok sayıda kişinin hastalanmasına ve ölmesine neden olmak anlamına gelir. Kendini hekim olarak tanımlayan tüm meslektaşlarımızı söylemlerini bilimsel verilere dayandırmaya, medya kuruluşlarını da topluma doğru mesajları ulaştırma konusunda duyarlı olmaya çağırıyoruz."
“RİSK ALTINDAKİ KİŞİLER İÇİN EN ETKİLİ KORUNMA YOLU AŞIDIR”
Risk altındaki kişilerin korunması için en etkili yolun aşı olduğunu söyleyen doktorlar, “Gribe yakalanmamak için sık el temizliği, sağlıklı beslenme, mevsime göre giyinme gibi kişisel önlemlerin yanı sıra özellikle risk altındaki kişiler için en etkili korunma yolu aşıdır. Aynı zamanda bu kişiler, gribin en önemli komplikasyonu, ölümlerin büyük oranda nedeni olan pnömoni (zatürre) açısından da risk altındadırlar. Doktorlarından bilgi alarak pnömokok aşısı da olmalıdırlar” dedi.
“Grip aşısının her yıl Ekim ayında yaptırılması gerekmektedir”
Grip aşısının ekim ayında yaptırılmasının daha uygun olduğunu açıklayan doktorlar açıklamada, “Ülkemizde Ulusal Sentinel Sürveyans (Takip) Ağı ile grip hastalığı izlenmektedir. Bu ağ, Dünya Sağlık Örgütü’nün Global İnfluenza Sürveyans ve Yanıt Sistemi ile de bağlantılıdır. Buna göre grip her yıl Ekim ayında başlayarak Aralık ayında artıp Nisan-Mayıs aylarını kapsayan dönemde sık görülmektedir. Bu nedenle grip aşısının her yıl Ekim ayında yaptırılması gerekmektedir. Ancak risk grubundaki kişiler, daha önce yaptırmadılarsa, Şubat ayına kadar aşıyı yaptırabilirler. Grip hastalığının geçirilmesiyle veya aşılama ile oluşan bağışıklık, virüsün yapısında gerçekleşen sürekli değişiklikler nedeniyle kalıcı değildir. Aşılanan veya hastalığı geçiren bireyler bir sonraki grip mevsiminde hastalığa tekrar yakalanabilir. Ayrıca, virüsün yapısı değiştiği için, takip verilerinden elde edilen bilgilere göre aşı içeriği her yıl yenilenmektedir. Bu nedenle mevsimsel gripten korunmak için her yıl aşı olunması gerekir” ifadelerine yer verdi.
Aşının yapılmaması gereken durumlar ve yan etkileri ise şöyle açıklandı: “Yumurta alerjisi olanlara veya aşıya/aşı içeriğindeki maddelere karşı daha önce ciddi alerjisi gelişmiş olanlara grip aşısı yapılmamalıdır. Grip aşısının ciddi yan etki yapma olasılığı diğer aşılardan farksızdır. Aşının erişkinlerde görülen en sık yan etkisi enjeksiyon yerinde ağrı ve hassasiyettir. Bu şikayetler yüzde 10-64 oranında ortaya çıkar ve bir -iki gün içinde kaybolur. Aşıya bağlı ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik gibi sistemik belirtiler diğer aşılardan veya ilaç içermeyen (plasebo) bir enjeksiyondan fazla değildir. Ülkemizde uygulanan grip aşıları (İİV3 veya İİV4) inaktif (cansız) virüs aşısı olduğundan aşıya bağlı grip gelişmesi mümkün değildir.Aşı felç yapmaz, kısırlığa neden olmaz, gebelerde de güvenle yapılabilmektedir.”