Dolar Amerikan Birleşik Devletleri’nin (ABD) parası değildir.
ABD Hazinesi doları borç olarak alır. Borç olarak aldığı içinde, bankerlere her yıl 500 milyar dolardan fazla faiz ödemesi yapar.
Daha açık bir ifadeyle, Amerika halkı kendi para birimi olan doları faiz ödeyerek kullanır.
Amerika Birleşik Devletlerinin "Dolar Basma Hakkı" yoktur. Doları özel şahısların sahibi olduğu finans kurumu FED basar. Fed'in ortağı 8 aileden ibarettir.
Bunlar; Rockefeller, Goldmen Sachs, Lehman Brothers, Kuhn Loebs, Rothschild, Warburg, Lazard ve Moses Seifs ailelerinden oluşuyor.
FED Dolara zarar vermeyecek uluslararası siyaseti, ABD kanalıyla uyguluyor.
Saddam ve Kaddafi ikisi de, dolar dışında para ile petrolü satmak istediği için katledildiler. Dolar dışında para ile petrol satıldığında, dolara talep düşecektir.
Doların uluslararası para olma vasfı zarar görecektir.
Iran ile ABD arasındaki problemin arkasında "petrolü dolar ile satacaksın" dayatması var.
Nükleer silah üretimi bahane.
Atom Enerjisi Kurumu "İran'ın nükleer silah üretecek teknolojiye sahip olmadığını" açıkladı. ABD'nin saldırganlığının arkasında dolar var. İran "TL ile dış ticaret yapmayı" yasal hale getirdi. İran, Türkiye ve Rusya, ulusal paralarla ticaret yapacaklarını ilan ettiler.
Cebinde dolar tutan her şahıs, bilerek yada bilmeyerek dolar imparatorluğunun yaşamasına katkı sunmaktadır.
Dolar'ın hakimiyeti sürdüğü müddetçe hem ekonomik , hem de Ülke olarak özğürlüğümüzden söz edemeyeceğiz.
Dolar imparatorluğunun en önemli kolu, Dünya Bankası ve IMF’dir. Bu kanaldan bastıkları dolarları az gelişmiş ülkelere borç veriyor. IMF kanalıyla, ülkelerin ekonomik egemenliğine karışıyor. IMF'den borç almayan hükümetler kara listeye alınıyor.
1972 yılından beri “kâğıttan kule dolar, karşılıksız para” olarak FED bankerleri tarafından basılıyor. “Dünya parası” olarak iş görüyor. Amerikalılar ve diğer ülke vatandaşları, “doları Amerika devletinin parası” zannediyor. 12 aileden oluşan ve sayıları 300’ü geçmeyen bankerler, karşılıksız olarak bastıkları kâğıt para dolarla dünyayı idare ediyor. Adına “DOLAR İMPARATORLUĞU” deniliyor.
Bu gruplarda ağırlıklı olarak Rockefeller, bir ölçüde de Rotschild ailesi hakimdir. Rockefeller tarafından dünyanın en güçlü özel bankası olarak kurulan,The Bank of International Settlements (BIS) Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), ABD’ deki FED lerin yanı sıra, Bank of England, Bank of Italy, İsviçre Ulusal Bankası, Hollanda Bankası, Almanya Bankası, Fransız Bankası ve Kanada Bankasının da sahibidir.
Dolar çıkış hikayesini bir hatırlayalım isterseniz. Amerikan halkının İngiltere’ye karşı isyanı 1776 yılına kadar sürdü. Bu isyan sırasında İngiliz bankerler isyancıları finanse ediyordu. Karşılığında “Amerikan parasını basma hakkını” elde etmeyi talep ediyorlardı. Başarılı oldular. Amerika’nın kurucu ataları İngiliz bankerlere dolar basma hakkı tanıdılar. 1865 yılında Amerikan İç Savaşı’nı sona erdiren Cumhuriyetçi Partili ilk Başkan Abraham Lincoln “savaş giderleri gerekçesiyle” bankerlerin elinden dolar basma hakkını devlete aldı. Amerika devleti, Başkan Lincoln döneminde ilk defa dolar basabildi. Fakat uzun sürmedi. Abraham Lincoln suikasta kurban gitti. Ölünce “eski düzene” geri dönüldü. Bankerler dolar basmaya devam ettiler.
FED bir bedel karşılığı olmaksızın Amerikan dolarını basıyor. Merkez Bankası olarak görev yapıyor. Amerika’daki bankalara faiz karşılığı borç veriyor. Böylece Amerikan ekonomisinde dolar dolaşımda oluyor. FED, yani hisse sahibi 12 aile, banka ve şahıs bu faizlerden müthiş para kazanıyor. Ayrıca ABD Hazinesi borçlanma tahvilleri çıkardığında bunları FED de alıyor, faiz gelirleri FED’e nehir gibi akıyor. “FED’in vergi ödemediğini” de belirtmek isterim.
Bankerler 1944 yılında “Bretton Woods para anlaşması” ile doları “dünya parası” olarak kabul ettirdiler. Bu anlaşmayla bir dolar karşılığında 0,888 gram altın olduğu var sayıldı. Katılımcı 48 ülke paralarını dolara göre tarif ettiler. Böylece “dövize bağlı” para sistemi ortaya çıktı. Zira, dolar karşılığında altın var sayılıyordu. 1960 yılında Başkan J.F. Kennedy, ABD Hazinesi’nin “doları bu bankerlerden borç almasına” karşı çıktı. 1110 sayılı kanun teklifi ile “bankerlerin para basma hakkının devlete devredil-mesini” talep etti. Fakat, ne ilginçtir ki Başkan Lincoln gibi Kennedy de suikasta kurban gitti. Yerine kardeşi, dönemin Adalet Bakanı R. Kennedy hazırlanıyordu ki o da suikasta uğradı.
Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), bütün batı ülkeleri ve gelişmekte olan ulus devletlerinin bankacılık sistemlerini kontrolünde bulundurmaktadır. Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) in “Küresel Merkez Karargahı” , İsviçre’ nin Basel kentinde, yıl boyunca yoğun karla ve sık ormanlarla kaplı Alp Dağlarının zirvesindedir. Bilderberg toplantılarının yapıldığı Davos kasabası da aynı bölgede yer almaktadır. Karargahın İsviçre’ de olması şaşırtıcı olsa da tesadüf değildir. Karargahın burada oluşturulması on yıllar öncesinde küresel kapitalizmin çekirdek örgütü olan ve merkezi New York’ ta bulunan Dış İlişkiler Konseyi(CFR) elitlerince kararlaştırılmıştır. Bu yerin seçilme nedeni, dış dünyadan kendilerini saklayarak bir araya gelmek ve dikkat çekmeden çok gizli kararlar alabilmektir. Onbinlerce dönüm ormanlık arazide yer alan Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) karargahının yakınında Gladio’nun kurulma kararının alındığı, P-2 İtalyan Hür Masonlarının “Alpino Locası” da bulunmaktadır.
Bizler yıllardır Recep Tayyip Erdoğan’a bu sebeple destek oluyoruz. Hatta bu desteği daha da yukarıya çıkarmak gerektiğini her zaman söylerim. Hatırlarsanız “Bir daha Davos’a gelmem” sözünü söylemişti Sayın Erdoğan. İşte bu sözü ile aslında Dolar İmparatorluğuna kafa tutuyordu. Evet yanlış anlamadınız “Dünya’yı yöneten” bu İmparatorluğa “ben sizin emrinize girmem” dedi ve çıktı.
Davos krizi ne zaman çıktı? 29 Ocak 2009 tarihinde çıktı. 2002-2009 yılları arasında Dolar 7 yıl boyunca sabit kalmış 1,50 TL. Dengesi hiç bozulmamıştı. Davos ta Dolar imparatorluğuna verilen mesajın ardından ise çözüm süreci bozuldu , fetö örgütü saldırganlaştı , darbeler yapıldı , covid salgını baş gösterdi , ekonomimize saldırı oldu. Bu kadar güçlü bir imparatorluk ile savaşırken , Ülkemizin büyüme ve ihracat rekorları kırması Bir Dünya Liderine sahip olduğumuzun ve Çok güçlü bir Ülke olduğumuzun en bariz göstergesidir.
Kalın sağlıcakla…