Doç. Dr. Sıla Şeremet, dolgu uygulamaları ile daha genç bir görünümün elde edilebildiğini, dolgu uygulamasıyla birlikte ciltteki kolajen üretimini desteklemek ve gereken nemi tekrar kazandırmak için uygulanabilen işlemler hakkında bilgiler verdi. Doç. Dr. Sıla Şeremet, “cildimiz yaşlandıkça kolajen, elastin doku ve hyalüronik asit miktarında azalma meydana gelir. Hacim ve elastikiyetini kaybetmiş olan bölgelere, hyalüronik asit içeren dolgu maddeleri uygulanarak bu bölgelerin desteklenip hacim kazanması sağlanır. Hyalüronik asit dolgu uygulamalarında en çok başvurulan dolgu maddesidir” dedi.
Jel kıvamındaki hyalüronik asidin cildin su tutma kapasitesini arttırarak yoğunluk sağladığını belirten Doç. Dr. Sıla Şeremet, “Yüzümüz ve vücudumuzda birçok bölgeye enjeksiyon yoluyla dolgu uygulamaları yapılabilir. Uygulama tercihine göre küçük bir iğne veya ucu künt kanül yoluyla uygulanabilir. Dolguyla desteklenen bu bölgeler yükselir, dolgunlaşır, hacimlerini geri kazanır, kırışıklıklar giderilir ve cildimizdeki kolojen üretimi tetiklenmiş olur” diye konuştu.
Dolgu uygulamaları öncesinde hastalara anestezik bir krem uygulanıp bölgenin uyuşmasının sağlandığını kaydeden Doç. Dr. Sıla Şeremet, “Dolayısıyla işlem sırasında hasta fazla bir ağrı ve acı hissetmez. Hyalüronik asit dolgusu, vücudumuzda bulunan doğal bir bileşenden elde edildiği için uygulandığı bölgede alerjik reaksiyon oluşmaz ve bir yan etkisi yoktur. Dolguların oturması birkaç gün ile 1 haftayı bulabilir. Kullanılan dolgunun molekül ağırlığına bağlı olarak etki süreleri 6-18 ay arasında değişmektedir” şeklinde konuştu.
Hangi Bölgelere Dolgu Uygulanabilir?
Dolgu uygulamalarının uygulama alanları hakkında bilgiler veren Doç. Dr. Sıla Şeremet dudaklara, çene ve çene hattına (Jawline), yanaklar ve elmacık kemiği bölgesine, gözaltlarına burun, şakak bölgesine, nazolabial dediğimiz orta yüz bölgesine, kaş arasına, boyun bölgesine, ellere, derin sivilce ve yara izlerine uygulandığını söyledi.
Dolguyla Birlikte Hangi Uygulamalar Yapılabilir?
Dolgu uygulamasıyla birlikte ciltteki kolajen üretimini desteklemek ve cildimize gereken nemi tekrar kazandırmak için belli kombine işlemler yapılabildiğini ifade eden Doç. Dr. Sıla Şeremet, botox, PRP ve mezoterapi uygulamaları hakkında bilgiler verdi.
Botox: Botoks, Clostridium Botulinum adlı bir bakteriden, laboratuvar ortamında üretilip elde edilen bir toksinindir. Botox küçük ve ince uçlu bir iğne aracılığıyla uygulandığında, uygulanan bölgedeki kasları paralize ederek kırışıklıkları açar. Uygulandığı andan itibaren birkaç gün içinde etkisi başlar, maksimum etkiye 2. haftada ulaşır ve 4-6 aya kadar kalıcılık sağlar.
PRP: Platelet Zengin Plazma (PRP) yöntemi hastalardan alınan kandan elde edilir. Küçük ve ince uçlu bir iğne ile yüzümüze enjekte edilir ve uygulama sonrasında yüzümüze canlılık katarak kolajen üretimini destekler.
Mezoterapi: İhtiyaç olan bölgeye, küçük ve ince uçlu bir iğne yardımıyla uygulanan yaşlanma karşıtı işlemdir. Enjekte edilen karışımın içinde ne amaçla yapıldığına bağlı olarak hyalüronik asit, amino asit, antioksidan, vitamin ve minareller bulunur. Sarkmalar, kırışıklıklar, lekeler ve çatlakları tedavi etmek, cilt yenileme, gıdı eritmek amacıyla uygulanabilir.