Domates, biber, patlıcan!

Ali EYCE

Türkiye’nin yetiştirdiği, ölümsüzleşen ses sanatçımız Barış Manço’nun dillere pelesenk olan şarkısı sabah radyoda çalıyordu.

‘Domates, Biber, Patlıcan’

Derken şarkının devamını dinlerken, Türkiye’nin son günlerde gündemine oturan, bizim pazardaki domates, biber patlıcan tartışmaları geldi aklıma.

Neydi o biberin kilosu 17 Lira, Patlıcan 14 Lira, Domates 8 Lira.

Bir haftalık Pazar alışverişi için her birinden ikişer kilo alsanız, İzmir – İstanbul arası uçakla gidecek kadar para ediyordu.

Mart’ta yapılacak seçimler öncesi, bir ekonomi oyunu olduğunu bilmeyen sadece bilip de, işini geldiği için bilmiyormuş gibi yapanlar olabilir ancak.

Aslında bu sorun uzun yıllardır vardı. Fiyatların yüksekliği. Ama bu fiyatların yükselmesiyle ayyuka çıktı. Domates, biber, patlıcan normal fiyatında satılırken, şikâyetler hep üreticiden geliyordu. 

‘Üretiyoruz ama kazanamıyoruz’ diyorlardı.

Ucuza kaptırdıkları ürünlerine ağlayan çiftçi, kaptırmak istemedikleri için ürünleri tarlada çürüyen işçinin, isyanlarına zaman zaman basında tanık oluyorduk.

Dünya değişiyor ve gelişiyor. Türkiye'de.

Bir tıkla nelerin ayağımıza en ucuza geldiği bir ticaret ekonomisinde, bir tık değil, bin balyoz vuruşuyla bile gelmeyen bir şeylerin olmaması normal değildi.

Değişimin ilk sinyali Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan verdi. ‘Hal yasasını yeniden düzenleyeceğiz’ dedi.

İşte ne olduysa ondan sonra planlı ve sıralı şekilde olmaya başladı. Halcilik yapan, meyve sebze komisyonculuğu yapanların yavaş yavaş, önce patates, soğan gibi kısıtlı ürünlerin üzerinde fiyatları fahiş attırması oldu. Ambarlar basıldı, stok mallar bulundu ve fiyatlar normale çekildi.

Başkan Erdoğan, Hal yasası değişmesi konusunda geri adım atmayınca, bu kez patates, soğan değil, tüm sebzelerde fiyatlar fahiş attırıldı.

Ticaret Bakanlığı’nın açıklamasına göre yüzde 800’lere varan fiyat artışlarına tanık olduk hep birlikte.

Müdahale sadece ceza anlamında olmadı, büyükşehirlerde alternatifler getirildi, ucuz sebze ve meyve tanzim satış yerleri açıldı.

O yüzde 800 artan fiyatlarda otomatik olarak geriyi düştü.

Normale dönmese de bazı şeyler olması gereken fiyata geriledi.

Üreticiden ucuza aldığı mallarla, hatta ürününü tarlaya ekerken peşinen alarak daha da çok mağduriyet yaratanlar, tüketiciye ürünü yüksek fiyatla sunan ve hatta bunun üzerinde istediği şekilde fiyatlarla oynayabilen bir hal yapısının, değişmesi artık sadece ekonomik değil, siyasi de bir gerçek haline dönüştü.

Serbest piyasa ekonomisi içinde ticaret yaparak para kazanan herkesin emeğine saygı duymak gerekiyor. Ama bu serbestliği, kafama göre, fikrime göre, canıma göre diye uyarlayanların ticaretin altın kuralını adaleti alt üst ettiğini de göz ardı etmemek gerekiyor.

Yani o hal yasasının, üretici ve tüketici için değil, artık Türkiye’nin de ekonomik geleceği için değişmesi elzem oldu.

Yoksa 1 kilo domates, 1 kilo biber, 1 kilo patlıcan parasıyla Havai Adaları’nda 4 gece 3 gündüz tatil yapar oluruz.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.