Peşin söyleyeyim, ‘İçimde kalmasın’ diye yazıyorum, içinde kalacak olanlara selamlarım olsun.
Birkaç hafta önce Ege Üniversitesi’nde görevli akademisyenin davetlisi olarak eğitimsel bir konuda istişare yapmak için Ege Üniversitesi’nin Bornova’daki o koca yerleşkesine gittim.
1991-1995 yıllarında 4 yıl eğitim gördüğüm Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi’nin de içinde olduğu o koca yerleşkeye.
Metro istasyonundan indikten sonra geldiğim noktada üniversite öğrencilerinin kart göstererek girdikleri bariyerlere geldim. Yerleşkeye girebilmek için, turnikenin yan tarafından kurulmuş özel güvenlik masasına yöneldim.
İlk etapta özel güvenlikçilere, giriş yapabilmek için Türkiye Cumhuriyeti’nin çipli yeni kimlik kartımı gösterdim. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğumu anlamaları için.
‘Giremezsiniz’ dediler.
İkinci etaba geçip, özel güvenlikçilere Ege Üniversitesi tarafından verilen ‘Ege Üniversitesi Mezunlar’ kartını gösterdim.
‘Giremezsiniz’ dediler.
Üçüncü etaba geçip, özel güvenlikçilere Türkiye Cumhuriyeti İletişim Dairesi Başkanlığı tarafından verilen ‘Sürekli Basın Kartı’nı gösterdim.
Yine ‘Giremezsiniz’ dediler.
Türkiye Cumhuriyeti, Ege Üniversitesi, İletişim Daire Başkanlığı kimliklerim, özel güvenlikçileri aşmama yetmeyince, kimlik tanımayan, kurum tanımayan, gazeteci tanımayan özel güvenlikçilere yerleşkeye girmenin yolunu sordum.
Cevap Net:
‘Sizi buraya davet eden akademisyen kimse onu arayacaksınız, o akademisyen bizim özel güvenlik şefimizi arayacak, bizim özel güvenlik şefimizi de bizi arayacak, ‘Girebilir’ derse, geçişinize izin verebiliriz.
Nokta!
Okuduğum üniversitenin en dış kapısında, bu kadar kurumsal kimliği sergilememe rağmen özel güvenlik barikatını aşamamak gerçekten çok ama çok üzdü.
Üniversitenin iç güvenlik mekanizmasını ve kurallarını saygıyla karşılarım ama bir insanın iç güvenliğini tehdit edip etmeyeceği konusunda özel güvenlikçilerinizi ayrı ve ayrıntılı eğitime tabi tutmanız gerektiği kesin.
Kurumları tanımadan, kimlikleri tanımadan, kişilikleri tanımadan, sadece ‘Geçemezsin’, ‘Giremezsin’, demekle özel güvenlikçilik yapılmaz.
Yok biz özel güvenlikçilerin eğitimine karışmıyoruz, eğitim veremiyoruz, onlar da bize bu konuda eğitimli gelemiyorlar diyorsanız, o zaman randevu verdiğiniz insanların isimlerini bütün özel güvenlik birimlerine verirsiniz, onlar da davet ettiğiniz insanları ‘Giremezsiniz’ diyerek değil, ‘Hoş geldiniz’ diyerek karşılarlar.
Bu konuyla ilgili konuşmak ve istişarelerde bulunmak için haftalar önce, olay olduğu zamanlarda Ege Üniversitesi Rektörlüğü’nden rektörümüzle görüşmek üzere randevu talebinde bulundum.
Yine bu konuyla ilgili olarak konuşmak ve istişarelerde bulunmak için haftalar önce, olayın olduğu zamanlarda mezunu olduğum Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanlığından, dekanımızla görüşme üzere randevu talebinde bulundum.
Olumlu veya olumsuz dönüş olmadı, olamadı!
Sanırım onlar da özel güvenlikçilere takıldılar düşüncesiyle hiciv yapacağım ama haklılar.
Ben de olsam bu durumları yaşamış insana, aynı şeylerin tekrar yaşatılmaması için randevu vermem.
Randevu verildiğini düşünün, yerleşkeye gideceğim, yine kurumsal kimlikleri yerlere atacak olan özel güvenlikçiler yine ‘Giremezsin’ diyecekler.
Girebilmek için güvenlikçilerin önünde durup randevu vereni arayacağım, randevu veren özel güvenlikçilerin şefini arayacak, özel güvenlikçilerin şefi ‘Giremezsin’ diyen özel güvenlikçileri arayacak ve sonrasında cezaevine görüşe giriyormuşuz gibi ‘Girebilirsiniz’ diyecekler.
Kimlikler ve kişilikler tanıma konusu, özel güvenlikçilerin eğitim eksikliği konusu, bir şekilde giderilir ama Ege Üniversitesi gibi Türkiye’nin ve dünyanın sayılı üniversitesinin, bünyesindeki İletişim Fakültesi’nde gazeteciler yetiştiren bir eğitim kurumunun, gazetecilere değer vermesini bilmesi, birilerine de değer verilmesi gerektiğini öğretmesi gerekiyor.
Yerleşkenizde okuyup, fakültenizden mezun olup gazeteci olmuş, sürekli basın kartı almış kişiye saygınız ve güveniniz, en başta kurumunuza, sonra eğitimciliğinize, sorasında ise verdiğiniz eğitime ve emeğe saygınızdan gelir.
Gazetecilik samanlıkta öğretilmiyor!
Nokta!
Yazımın başlığına dair!
Ege Üniversitesi Yerleşkesini ve öğrencileri tedirgin eden domuz sürüsünü görünce aklıma deli sorular geldi.
Domuzlara hangi özel güvenlikçisi ‘Giremezsiniz’ dedi de domuzlar kimden randevu aldıklarını söylediler de kim o özel güvenlikçilerin şefini aradı da o şef de özel güvenlikçileri arayarak domuzların yerleşkeye girişine izin verdi.
Mantık doğru!
Mantıksız olanı bulmak akıl işi!
İki nokta üst üste!
Vesselam!
NOT: 8 Haziran tarihinde Ege Üniversitesi kampüsüne yetişkin ve yavrulardan oluşan yaban domuzu sürüsünün indiği anlar kameraya alındı. İşte o görüntüler;