Gıdaların mevsimsel olarak değişmesi nedeniyle birçok kişi, sofralarında ürün zenginliği olması için derin dondurucularda önceki sezonun ürünlerini saklıyor. Uzmanlar ise derin dondurucuda saklansa de her ürünün son tüketim zamanı olduğuna ve donmuş da olsalar bayatlayabileceğine dikkat çekiyor.
Günlük olarak tüketilen gıdaların besin içeriği, hasat öncesi şartlardan sofraya gelene kadar olan sürecin kalitesiyle yakından ilişkili. Bu süreci destekleyen en önemli aşamalardan biri ise gıda maddelerinin saklanması. En uygun saklama şartlarını seçmek, hem sağlık hem de gıdanın besin değerini koruması açısından son derece önem taşıyor. Türkiye'de birçok kişi ise taze taze aldığı hem sebze hem de beyaz ve kırmızı eti daha sonra tüketmek amacıyla donduruyor. Kimileri ise gıdanın türüne göre kurutarak, sirkede bekleterek ya da çeşitli çözeltiler içinde saklıyor.
Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, gıdalar saklanırken yapılan yanlışlar konusunda vatandaşları uyardı.
Gıdaların muhafazası konusunda akla ilk gelen yöntemin soğukta saklamak olduğunu; ancak her gıdanın buna uygun olmadığını belirten Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, "Buzdolabına daha fazla gıda koymak için tıka basa doldurmak doğru değil. Nem ve sıcaklıkta dengesizlik olmaması için buzdolabı içinde hava dolaşmalı" dedi.
Dondurularak saklanan gıdaların raf ömrünün, sürekli devam edecekmiş gibi algılanmasının son derece yanlış olduğunu söyleyen Uzel, "Her gıdanın dondurma ve kullanım süresi o gıdanın özelinde olması gerektiği kadardır. Dondurulan gıdanın bozulması yavaşlar. Bu sayede gıdaların raf ömrü uzar. Süre olarak bu gıdaların muhafaza edilmesi dondurucudaki sıcaklığa bağlı olarak değişiklik gösterir. Örneğin - 10 santigrat derece üzerinde saklanan gıdaların ömrü yaklaşık 1 haftadan 1 aya kadar olabilirken, -18 santigrat derece altına indiğinde bu süre üç katına çıkabilmektedir. Et, balık, deniz ürünleri ile sebze ve meyveler dondurulduktan sonra altı ay ile bir yıl arasında tazeliklerini koruyabilirler; ancak, gıdalar dondurulduktan sonra bile sonsuza kadar taze kalmazlar" diye konuştu.
"DONDURULAN GIDALAR ETİKETLENMELİ VE ÜZERİNE TARİHLERİ YAZILMALI"
Mikroorganizma üremesini en aza indirgemek için donmuş gıdaların yavaş şekilde buzdolabında çözülmesi gerektiğinin vurgulayan Uzel, "Sıcak su veya oda sıcaklığında çözdürme yöntemleri, gıdanın bünyesinde yeniden bakteri veya mikroorganizma üremesini tetikleyebilir. Dondurulmuş ürünlerin tazeliğini ve kalitesini korumak için tekrar dondurulmamaları önemli. Gıdaları dondurmadan önce ise uygun boyutlarda porsiyonlara ayırmak ve hava almayan, sızdırmaz kaplarda veya vakumlu poşetlerde saklamak gerek. Buzdolabının dondurucu bölmesi veya derin dondurucu gibi düşük sıcaklıklarda dondurarak, gıdaların hızla donması sağlanmalı. Dondurulan gıdalar etiketlenmeli ve üzerine tarihleri yazılmalı. Bu, saklama sürelerini takip etmeyi kolaylaştırır. Donmuş gıdaları çözdürürken bazı önemli noktalara dikkat etmek önemli. İlk olarak, çözdürme işlemi için buzdolabı tercih edilmeli. Eğer gıdalar uygun olmayan sıcaklıklarda, özellikle oda sıcaklığında veya sıcak su gibi ortamlarda çözdürülürse, mikroorganizmaların hızla çoğalmasına ve gıda kaynaklı hastalıklara yol açabilir. Bu hastalıklar, sindirim sistemi üzerinde stres oluşturabilir, ishal, mide bulantısı, kusma gibi semptomlara yol açabilir. Bu süreç bağışıklık sistemi için ek bir yük oluşturabilir, vücut, enfeksiyonla mücadele etmek için daha fazla enerji harcar ve bağışıklık sistemi zayıflayabilir" dedi.