Dertlerini anlatacağın, seni dinleyecek, yarlarına merhem olacak bir Dostun Olmayınca,
Anlatacaklarını kalbinde bırakıp yine yüreğine gömersin,
Yükün o kadar ağır olur ki, kendi kendini taşıyamazsın, ağlarsın,
Sonra anlatacakların o güzel yüzüne yansır,
Acıların gözlerinden okunurken, sen, sana iyi misin diye soranlara İyiyim Dersin,
Senin yanında durup seni teselli edecek, teselliler verecek bir dostun olmayınca,
İçinde kopan fırtınaları tekrar içinde sakinleştirirsin,
Fırtınalar o kadar ağır olur ki, sen bile kaldıramazsın, yıkılırsın,
Bu kadar insan içinde yalnız kalır, aklını da kaybedersin, akılsız kalırsın,
Gözyaşların sel olup akarken, sen, sana iyi misin diye soranlara iyiyim dersin,
Seni saatlerce dinleyip yanı başında oturacak ve hiç gitmeyecek bir dostun olmayınca,
Yaşadıklarını, acılarını, mutluluklarını hep kendi içinde hapsedersin,
Yüreğin öyle bir yanar ki, seni senden alır, başka yerlere götürür,
Sonra sen de kendi içinde kendini terk edersin,
Yüreğin pare pare yanarken, sen, sana iyi misin diye soranlara iyiyim dersin,
Seni candan seven, canının uğruna can veren bir dostun olmayınca,
İçindeki acılarla yanarsın, sürekli acılarını harlayıp körlersin, söndüremezsin,
İçindeki ateş o kadar çok yanar ki tükenirsin, bitersin,
İçindeki ateş o kadar kızgın bir şekilde alev alır ki, gözlerini kızartır,
Gözlerinden ateş çıkarken, sen, sana iyi misin diye soranlara iyiyim dersin