Rodoplu; ‘‘Sağlık (DSÖ 1948); Yalnızca hastalık ya da sakatlığın olmaması değil, kişinin bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hâlidir. Bu tanıma göre; Dil, Din, Etnik Köken, Cinsiyet vb. ayrımı olmadan her bireyin eşit olarak sağlıklı olma hakkı vardır. Bu tanım artık bütün dünya ülkelerinde kabul edilen bir tanımdır. O halde, kişinin tam sağlıklı olabilmesi için bedenen hasta veya sakat olmaması yetmemektedir. Bu kişinin aynı zamanda ruhen de dengeli olması, sosyal yönden tam bir iyilik hali içinde olması gerekmektedir. Dünya Emekçi Kadınlar Gününde kadın sağlığına değinecek olursak. Bu nedenle kadınların sağlık hizmetlerinden faydalanmasını etkileyen eğitim düzeyi ve sosyal olanakların kullanılmasında belirleyici olan toplumsal cinsiyet kavramının sağlık kavramından bağımsız olarak irdelenemeyeceğinin altı çizilmektedir. Toplumsal rol ve beklentiler gereği kadınların bazı haklarını elde edememesinin kadın sağlığı için ciddi bir kısır döngü oluşturduğu düşünülmektedir. Yine DSÖ kadın ve sağlığı: ‘’Eşitlik: herkese eşit sağlık hizmeti’’ başlığı altında incelemektedir. Kadınların sağlığının korunması sadece bireysel olarak kendilerinin değil, aynı zamanda eş ve çocuklarının dolayısıyla ailenin ve toplum sağlığının da korunması demektir. Kadın sağlığı erkeklere göre sorunlarda, nedenlerde, baş etme düzeylerinde ve sağlık bakım gereksinimlerine ulaşmada farklılık göstermektedir. Çünkü kadın sağlığı sadece fizyolojik durumlardan değil, bunun dışında toplum içindeki statüden, sosyo-ekonomik ve sosyo-politik durumdan, çalışma ortamından, aile içi ve sosyal ilişkilerden olmak üzere birçok faktörden etkilenmektedir.
Doğuşta beklenen yaşam süresi
Yaşam kalitesi ile ilgili önemli göstergelerden biri doğuşta beklenen yaşam süresidir. Türkiye’de 2018 verilerine göre nüfus geneli için toplamda 78 olan doğuşta beklenen yaşam süresi, erkeklerde 75.3 ve kadınlarda 80.7 yıldır. Kadınların erkeklere göre daha uzun yaşamalarının, kronik hastalıklar ve geriatrik problemleri de beraberinde getirdiği, bu durumun da kadınları olumsuz yönde etkilediği unutulmamalıdır.
İlk evlenme yaşı
Türkiye’de ebeveyn onayıyla yasal evlilik yaşı hem erkekler hem de kadınlar için en düşük 17’dir. İlk evlilik yaşının özellikle ülkemizde doğumlar üzerine etkisi bulunmakta, evlilik doğum için bir başlangıç kabul edilmektedir.
Kadınlarda sık rastlanan hastalıklar
Günümüzde kadınların bir numaralı korkulu rüyası hala meme kanseri olsa da, kadınlarda meme kanseri dahil tüm kanserlerden ölüm oranı %22’dir. Oysa kalp hastalıkları arasında yer alan koroner arter hastalıkları (KAH) tüm dünyada her yaş grubundaki kadınlarda bir numaralı ölüm sebebi olmaya devam etmektedir. KAH’a bağlı ölüm oranı kadınlarda %38 olup tüm kanserlerin toplamından daha fazladır. Kadınların klasik bilgiler ışığında KAH’nın kendileri için önemli bir risk olmadığını düşünmeleri bu hastalıktan ölüm oranlarının yüksek olmasının sebeplerinden bir tanesidir. Dolayısıyla toplumun bu konuda bilgilendirilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu konudaki farkındalığın artırılması ülkemizde kadın sağlığının geliştirilmesine büyük katkı sağlayacaktır. Son olarak; Sağlıklı yaşam için gerekli olan tüm şifreler vücudumuzdadır. O’na iyi davranırsak hastalıklar bizi yok edemez ve emekçi kadınlar ise; Kadına değer verdiğimiz oranda özgür, zengin ve mutlu olabiliriz. Kadına değer vermek emeğe değer vermektir.’’ dedi