Ednan Arslan yaptığı açıklamasında şunları belirtti;
Özelleştirme ve serbest piyasa uygulamalarının elektrik hizmetini pahalılaştırdığı açıkça ortaya çıkmış olmasına karşın AKP iktidarı ders almıyor. Cumhurbaşkanı kararıyla Tekirdağ Marmara Ereğlisi Doğalgaz Çevrim A ve B santralleri satışa çıkarıldı. Daha dün özel şirketlerden elektrik satın almak için ihaleye çıkan EÜAŞ’ın kapasitesinin yüzde 4.5’ini oluşturan santrallerin bugün satışa çıkarılması nasıl açıklanabilir? Sıcak paraya ihtiyaç duyan AKP, günübirlik kararlarla enerji alanında büyük bir kaos yaratmaktadır.
Dünya’da enerji krizinin yaşandığı, ülkemizde enflasyonun her alanda hissedildiği ve Rusya’nın Ukrayna’ya girdiği bir dönemde; iktidar yine öngörüsüz bir şekilde günü kurtarmak amaçlı bir özelleştirme ile karşımızda. EÜAŞ’a ait Tekirdağ Doğalgaz Kombine Çevrim A ve B santralleri, Resmi Gazete’de yayımlanan “5276-5277” sayılı Cumhurbaşkanı kararları ile özelleştirme kapsam ve programına alındı. Özelleştirmenin 31 Aralık 2025 tarihine kadar tamamlanması öngörülüyor. Kararlara göre A santralinin 238 dönüm, B santralinin 95.5 dönüm arazisi de satılacak olup; koordinatları verilen deniz alanları ise işletme hakkı devri yöntemiyle özelleştirilecek.
Yap-işlet-devret modeli kapsamında kurulan ve 1999 yılında devreye alınan A ve B santralleri, 20 yıllık işletme süresi sonunda 5 Haziran 2019 tarihinde kamuya devredilmiştir. 480 megavat (MW) kapasiteli A Santrali’nin 3 milyar 900 milyon kilovat saat, 478 megavat kapasiteli B Santrali’nin de 3 milyar 600 milyon kilovat saat yıllık üretime katkısı bulunmaktadır. Özetle toplamda 958 MW kurulu güce sahip olan bu santrallerin yıllık 7.5 milyar kilovat saat üretim kapasitesi söz konusudur.
EÜAŞ’ın doğalgaz santrali kurulu gücü toplamı, Tekirdağ Doğalgaz A ve B santralinin satışıyla 4 bin 737 MW’tan 3 bin 779 MW’a inecektir. Yani kamuya ait doğalgaz ile elektrik üreten santrallerin yüzde 20’si bu karar ile satılacaktır. EÜAŞ’ın 21 bin 318 MW olan toplam kurulu gücünün de yüzde 4.5’i bu satışla özel sektöre geçmiş olacaktır. Türkiye’nin kurulu gücü açısından bakıldığında ise satılacak olan bu doğalgaz santralleri 99 bin 819 MW’lık toplam kapasitenin yaklaşık yüzde 1’ini oluşturmaktadır.
Elektrik hizmetinin parçalanarak özelleştirilmesi ve serbest piyasaya bırakılması sonucunda “kârın artırılması” esası, enerji fiyatlarında yüksek artışlara ve elektrik hizmetinde kesintilere yol açmıştır. Serbest piyasaya bırakıldıktan sonra gerekli denetim ve düzenlemeler yapılmamış; şirketlerin talepleri ve günübirlik siyasi çıkarlar enerji politikasına egemen kılınmıştır. Bu politikanın bedelini yurttaşlarımız yükselen faturalar, elektrik yoksulluğu ve yoksunluğu olarak bizzat yaşamaktadırlar. Son olarak Isparta’da yaşanan kesintiler, piyasada yükselen fiyatlar, doğalgaz krizi, elektrik hizmetinde kamunun belirleyici olması gerektiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Verilere bakıldığında da elektrik üretiminde kamunun payının azalmasının fiyatları yükselttiği açık şekilde görülmektedir. 2008-2022 yılları arasında elektrik üretiminde kamunun payı yıllık ortalama yüzde 2.55’lik bir azalma ivmesi ile yüzde 49.25’ten yüzde 13.55’e kadar düşmüştür. Buna karşılık aynı dönemde tarifeler ise yıllık ortalama yüzde 14’lük bir artışla 14.653 kuruştan 79.4622 kuruşa yükselmiştir.
Tüm bu gerçeklikler ortada dururken, AKP iktidarı sorunları doğru teşhis etmekten de doğru çözüm yöntemleri belirleyip uygulamaktan da uzaktır. Bir taraftan seçim ve oy kaygısıyla fahiş zamlar yaptığı elektrik fiyatlarını bir nebze olsun tutabilmek için piyasalara müdahale etmeye çalışmakta, diğer taraftan sözde piyasayı büyütmek üzere yeni özelleştirme ihaleleri açmaktadır. İşine gelince piyasacı, işine gelince özelleştirmeci, işine gelince “tek güç bende” demektir.
Elektrik hizmetinde kamunun payı azaldıkça fiyatların arttığı ortadayken yeni özelleştirme kararları almak akıl dışıdır. Savurgan yönetim anlayışıyla sıcak para ihtiyacını karşılamak için ülkenin geleceğini karartmalarına göz yummayacağız. Elektrik üretiminde kamunun payının azaltılması bir kenara yaşanan kriz ortamında artırılması ihtiyacı vardır. Bunun için değil özelleştirme, yeni yatırım kararları, piyasayı denetleyici ve düzenleyici uygulamaların acilen devreye sokulması gerekmektedir. Tekirdağ doğalgaz santralleri özelleştirme kapsam ve programından çıkarılmalıdır.