Okumadığım üniversite olsa anlarım.
O yüzden anlamamam gayet doğal.
Kampüsünde gezmediğim üniversite olsa anlarım.
O yüzden şaşkınlığım gayet doğal.
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, üniversite öğrencilerinden oluşan futbol takımının oyuncusu olarak sahaya çıkmış.
Karşılarında ise kardeş ülkemiz, can bağımız olan Azerbeycan'dan, Azerbeycan Devlet Tarım Üniversitesi'nden Türkiye'ye, Ege Üniversitesi'ne gelen Azeri öğrencilerden oluşan futbol takımı.
Ege Üniversitesi Kampüsü içindeki doğal çim saha futbol stadında, üniversite gençliğinin derbi maçına çıkmışlar.
Haberim olsaydı maçı izlemeye giderdim.
Derbi heyecanına tanık olmak için değil!
Rektör ve öğrenci dayanışmasını, kaynaşmasını, eğitim kampüsünü paylaşmasının güzel örneğini görebilmek için.
Ege Üniversitesi'nde okuduğum yıllarda doğal olarak o zaman da üniversitenin bir rektörü vardı.
Adını hatırlayamıyorum!
Gerisini siz düşünün!
Rektörle bırakın top oynamayı, yüzünü bile görmediğimiz yıllardı.
Rektörü es geçtim, o dönem okuduğum İletişim Fakültesi Dekanının bile yüzünü görmemiz mümkün değildi.
Tek muhattap olduğum idari birim, öğrenci işleri.
Öğrenci işlerinde çalışan memurlar.
O yıllarda Ege Üniversite İletişim Fakültesi bünyesinde Ege Ajans'ın müdürü Oğuzhan Kavaklı hocamızın hakkını da yemek istemem.
Okulda tek görüşebildiğimiz, tek doğrudan iletişim kurabildiğimiz ve tek mesleğimize dair bilgi alıp, kendimize yön vermeye çalıştığımız akademisyen.
Onun yol göstermesi sayesinde bu mesleği bunca yıldır yapabildik ve yapabiliyor haldeyiz.
Hiç unutmam, üniversite üçüncü sınıftayım, o dönemin en hareketli gazetesi Yeni Asır Gazetesi'nin en ateşli bölümü Haber Merkezi, Polis-Adliye Servisi'nde çalışıyorum.
Haber yapmak bir yana, diğer gazetelere Hürriyet'e, Milliyet'e haber atlatmak, özel haber yapmak gibi bir yarışın da tam ortasındayım.
O haber yarışı ki, gazeteye sabah ilk gelen rakip gazeteleri alıp, 'Haber atlattım mı?' heyecanı, 'Haberi atladım mı?' korkusuyla güne başlardık.
Bugün ki gazeteciliğe ve gazetelerin haber merkezlerine bakınca, mesleğin en güzel yıllarında, en şanslı çalışanlarıydık sanırım.
Neyse konumuz bu değil!
Konumuza dönersek Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak hocamızı bir kez daha tebrik ediyorum.
O okulun mezunu olarak.
Rektör ve öğrenci arasında kurduğu bu iletişim bağı için.
Hocamızın başka başka alanlarda faaliyetler gösteren, başarı gösteren öğrencilerle de bir araya geldiğini bildiğim için, bu futbol karşılaşması bardağı taşıran, yazının kaleme alınmasını gerektiren son damla oldu.
Hocam öğrencilerinizle sağlık içinde, mutluluk içinde, birlik ve beraberlik içinde yaşayın.
Biz sizleri takip etmekten yeterince keyif alıyoruz.
Vesselam!