Orman yangınları, aşırı sıcaklar ve ani sağanakların yol açtığı sel haberleri gelirken, hava olaylarıyla ilgili de üst üste yeni rekorlar kırılıyor. Son iklim değişiklikleri gölgesinde gerçekleşen Birleşmiş Milletler Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) önceki gün yayımlanan raporu ise dikkatleri bu noktaya çevirdi. 66 ülkeden 234 bilim insanı tarafından hazırlanan raporda, iklimin insan faaliyetleri sonucu değiştiği ve bu faaliyetlerin küresel ısınmayı, en azından son 2 bin yıldır görülmemiş bir seviyeye çıkarttığının altı çizildi. Küresel ısınmanın önüne geçilemezse bazı bölgelerin yaşanılamaz hale gelebileceği uyarısı, AB Yeşil Mutabakat konusunda sıklıkla uyarıda bulunan ve çalışmalar yürüten EGİAD’ın bir kez daha haklılığını gösterdi. Rapordaki bulgulara göre insanlığın iklim üzerindeki zararlı etkisinin "gerçek" olduğuna işaret edilirken, sera gazlarının atmosfere salımının devam etmesi sonucu yaklaşık 15 yıl içinde önemli bir sıcaklık sınırı aşılarak Dünya yaşanmaz bir hale gelecek. Raporun sonuçlarını değerlendiren EGİAD Ege Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, kömürden vazgeçerek temiz enerji kaynaklarına dönmenin, doğayı korumanın önemine dikkat çekerek, iş dünyasına yönelik önemli açıklamalarda bulundu.
Benzersiz bir iklim krizi ile karşı karşıyayız
2015'te imzalanan Paris Anlaşması'nın önemini hatırlatan EGİAD Başkanı Yelkenbiçer, şu ana dek 190'dan fazla devletin onayladığı anlaşmanın, küresel sıcaklık artışını 2 santigrat derece, hatta sanayileşme öncesi seviye olan 1,5 derecenin altında tutmayı hedeflediğine vurgu yaparak, “Ülkeler karbon salınımlarında büyük kesintilere gitmediği takdirde bu iki hedefin de ulaşılamaz olduğu açık bir şekilde ortada. Bu hedeflere ulaşmak için Dünya ülkelerinin acilen ekonomilerinde değişikliklere gitmesi gerekmekte. Önümüzdeki 10 yıl, gezegenimizin geleceğini güvence altına almak için çok kritik bir süreç. İklim değişikliği artık geleceğin sorunu değil, bugünü ve her bölgeyi etkileyen bir sorun haline geldi. İnsan kaynaklı iklim değişikliği şimdiden dünyanın her bölgesinde birçok aşırı hava ve iklim hareketine yol açıyor. Bilim insanları, atmosfer, okyanuslar ve denizler, buzullar dahil olmak üzere Dünya'nın tüm iklim sistemlerindeki değişiklikleri gözlemliyor. Eşi benzeri görülmemiş seviyede gerçekleşen iklim değişikliği, deniz seviyesinin yükselmesi gibi bazı gelişmeleri geri döndürülemez seviyeye getirmekte. Karbondioksit (CO2) ve diğer sera etkisi yapan gazlarının salınımlarında güçlü ve sürekli azalma sağlayabilirsek, hava kalitesini iyileştirip 20 ila 30 yıl içinde küresel sıcaklıkların dengelenmesini sağlayabiliriz” dedi.
Dünya’nın ekolojik dengesinin sağlanmasının gelecek nesillere duyarlılıktan geçtiğini vurgulayan Ege Genç İş İnsanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, "Bu krize dayanışma ve cesaretle yanıt verirsek, kapsayıcı ve yeşil ekonomileri hayata geçirirsek; refah, daha temiz ve daha sağlıklı bir Dünya herkes için mümkün olacaktır” dedi. Dünya ülkelerinin, özellikle de gelişmiş G20 ekonomilerinin, net sıfır emisyon koalisyonuna katılması gerektiğini söyleyen Yelkenbiçer, ancak birlikte hareket edilmesi halinde somut sonuçlar alınabileceğinin de altını çizdi.
Yeşil Mutabakat Türkiye için Zaruri Bir Adımdır
Küresel ısınmanın 2100 yılı sonrasında da süreceğini belirten Yelkenbiçer, yaz aylarında görülecek ısınma miktarının orta ve kötümser senaryolara göre 80 yıl içinde 3,5 - 6,5 derece arasında değişim göstereceğini vurgulayarak çıkışın Yeşil Mutabakat’tan geçtiğini ifade etti. Avrupa Birliği tarafından açıklanan Avrupa Yeşil Mutabakat Çağrısı (European Green Deal) ile 2030’a kadar karbon salımının yüzde 50 azaltılacağı, 2050 yılına kadar ise net-sıfır karbon salım hedefine ulaşılmasının hedeflendiğini vurgulayan EGİAD Başkanı, “Avrupa Birliği’nin ‘Yeşil Mutabakat’ adını verdiği bu yeni büyüme stratejisi, sanayiden tarıma, ulaştırmadan enerjiye “karbonsuz bir ekonomi” modeli getirirken, ticareti de yeniden şekillendirecek. Avrupa Komisyonu, bu hedefe yönelik 1 trilyon Euro'luk bir yatırım planı açıkladı. AB mali araçları, kamu ve özel sektör yatırımlarını içeren bu yatırım planı önümüzdeki 10 yıl için ekonominin dönüşümünü finanse etmeyi amaçlıyor. AB’nin bu süreçteki öncelikleri; çevre dostu teknolojilere yatırım yapılması, sanayide inovasyonun desteklenmesi, özel ve toplu taşıma sektörlerinde ulaşımın temiz, ucuz ve sağlıklı alternatifler ile sunulması, enerji sektörünün karbonsuzlaşması ve yüzde 100 yenilenebilir enerji kaynaklarına geçiş, binaların yeşil enerjiye duyarlı hale getirilmesi olarak sıralanmakta. Mutabakat çerçevesinde “karbon sınır vergisi- sınırda karbon düzenlemesi- SKD” uygulanması da planlanmakta. Bu bağlamda Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusu da gündeme gelmekte. Avrupa Birliği, Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Dolayısıyla, bu dönüşüm Türkiye’yi son derece yakından ilgilendiriyor. İş dünyasının olumlu değişimi tetiklemeye gücü bulunmakta. Bunu hep birlikte sağlayabiliriz. Bu bağlamda Ticaret Bakanlığı’nın öncü rol üstlenip, atılacak adımları belirlemek hedefiyle, ilgili tüm kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla iş birliği halinde “Yeşil Mutabakat Eylem Planı”nı hazırlamasını da çok olumlu buluyoruz. Yeşil Mutabakat Eylem Planı”, AB başta olmak üzere dünya ekonomisinde meydana gelmekte olan dönüşüm politikaları ile uyumlu, yeşil yatırımları teşvik eden, küresel değer zincirlerinin dönüşümüne katkı sağlayacak ve bu suretle katma değerli üretimi de destekleyecek bir yol haritası niteliğinde olacaktır” dedi.