17 Mayıs tarihine kadar devam edecek Sempozyum, üreticileri yerli ve yabancı araştırmacılarla fuarizmir çatısı altında buluşturarak sürdürülebilir organik tarım çalışmalarına katkı sağlayacak.
İzmir Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde, Ekolojik Tarım Organizasyonu Derneği (ETO) iş birliğiyle İZFAŞ tarafından düzenlenen 10. Ekoloji İzmir Fuarı, organik sektörünün tüm bileşenlerini bir araya getiriyor. Yerli ve yabancı sektör temsilcileri, uzmanlar, araştırmacılar ve üreticileri bir araya getiren Sempozyum, organik bitkisel ve hayvansal üretim, işleme ve ticaretindeki güncel gelişmelerin paylaşıldığı uluslararası bir platform olmaya devam ediyor.
Sürdürülebilir ve nitelikli ürün için organik tarım
Organik tarımın Türkiye’de başladığı 1992 yılından beri işin içinde olduklarını ve organik tarıma geçişin ihracatta sürdürülebilir ve nitelikli ürün açısından önemli olduğuna dikkat çeken Ege İhracatçı Birlikleri Organik Ürünler Çalışma Komitesi Başkanı Mehmet Ali Işık, “Konuşmalarımızda hep deriz ki ihracatçı olarak katma değerli ürün yapalım. Fakat nitelikli ürün yapmak sürdürülebilirlik ve gıda güvenliğinden geçiyor. Bu da tarladan başlayıp raflara kadar izlenilebilir olmasını gerektiriyor. Organik tarım, nitelikli ürünlerin sürdürülebilirliğini sağlayan en önemli faktörlerden bir tanesi. Kendi içinde yüzde 20-25’lik bir artışla tüm dünyada yükselen bir trend oldu. Dolayısıyla bizim tarımsal alanlarımızı nitelikli ve izlenilebilir yapıya getirmemiz gerekiyor. Bu sebeple çiftçiler, borsalar, ziraat ve ticaret odalarıyla yürüttüğümüz çalışmaların yanı sıra bilimsel ve teknolojik çalışmalara da önem veriyoruz. İhracatın rekabetçi ve sürdürülebilir olması için organik tarımın geleceğine yatırım yapmalıyız” dedi.
İzmir organikte ‘ilklerin’ başkenti
Konuşmasına, “Üreten ellerin, üretmekten yorulmayan bedenlerin 14 Mayıs Çiftçiler Günü’nü kutluyorum” sözleriyle başlayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı Ertuğrul Tugay; hayatın temel kaynağı olan tarımsal üretimin günümüzde önemli sorunlarla karşı karşıya olduğunun altını çizdi. Üretim süreçleri, üreticilerin sıkıntıları ve nitelikten ziyade niceliğe odaklanan üretim metotlarının doğayla barışık tarımsal üretimin önündeki en önemli engeller olduğunu belirten Tugay, İzmir’in bir yerel yönetim olarak bu konuda pek çok ilki gerçekleştirip doğa ve üretici odaklı çalışmalara imza attığını belirtti.
“Kalkınmanın olmazsa olmazı üretim”
Tugay, “Kalkınmanın olmazsa olmazının üretim olduğuna inanan belediyemiz, kırsalda üretimi desteklemek, üründe verimi ve kaliteyi artırmak, üreticinin örgütlenmesinde ve örgütlü yapılarının güçlenmesine destek için projeler uyguluyor. Organik tarımın da öncüsü olan kentimiz, sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunması için çalışmalarını sürdürüyor. Aynı zamanda organik tarımı desteklemek amacıyla organik üretime başlayan üreticilere geçiş sürecinde de gerekli destekleri sağlıyor, pazarlama sürecinde ise üreticileri alıcılarla buluşturarak pazarın genişlemesine katkı yapıyoruz. Doğal kaynakların sürdürülebilir kullanımına ise en üst düzeyde özen gösteriyor, bu konuda çalışmalarımızı geliştiriyoruz. Fuar ve sempozyumun bir arada gerçekleşmesi bizim için gurur verici bir adım. Sempozyumun kent, bölge ve ülkenin tarımsal üretimine değer katacak fikirlerle sonuçlanacağına inanıyor, fuara değer katacak konuşmacılara şimdiden teşekkür ediyorum” dedi.
Üretici ve tüketicilere talep yaratılmalı
Dünyanın sınırsız olmadığı gerçeği, yaşanan doğa tahribatlarının artarak devam etmesinin toplumlarda bir ekoloji bilinci oluşturduğunu belirten TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Özden Güngör, 1984-85 sezonunda Avrupalı firmaların genişleyen pazar talebi üzerine organik üretimin başladığı Türkiye’nin günümüzde gerek saha ve ürün çeşitliliği gerekse üretici sayısında gelişme kaydettiği görülse de genel tarım içindeki payının istenilen seviyede olmadığına dikkat çekti.
10. Ekoloji İzmir Fuarı disiplinler arası bir çalışma
TÜİK verilerine göre Türkiye’de 2018 yılında 213 üründe, 79 bin 563 üreticinin 626 bin 884 hektar alanda 2 milyon 371 bin 612 ton organik bitkisel üretim yaptığını belirten Güngör; organik tarımın gelişmiş ülkelerdeki gibi yaygınlaştırılabilmesi için öncelikle hem teorik hem de pratik anlamda kavranması, sonuçların ise üretici ve tüketicilere aktarılarak talep yaratılması gerektiğini vurguladı. Organik tarımın ana unsurları olan yetiştiricilik, gübreleme, sertifikasyon ve pazarlama gibi konularda disiplinler arası çalışmaların özendirilmesi gerektiğini belirten Güngör, 10. Ekoloji İzmir Fuarı’nda düzenlenen etkinliklerin bu yönüne dikkat çekerek; “Kentin kalkınması, turizm ve hizmet sektörünün büyümesi için bu tür fuarların düzenlenmesi çok önemli. Ekolojik üretime yönelik bilincin artırılmasının yanı sıra iç piyasada tüketicinin bilinçlendirilmesinde de büyük rolü mevcut. Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen birçok katılımcıya ev sahipliği yapan Ekoloji Fuarı’nda organik tarım için emek harcayan üretici ve bilim insanlarıyla onları buluşturan bu organizasyona katkı yapan herkesi gönülden kutluyorum” ifadelerini kullandı.
Organik tarım faaliyetleri birbirine zincir gibi bağlı
İzmir’in 23 ilçesinde 3 bin 633 üretici ile 23 bin 987 hektar alanda incir, zeytin, üzüm, mısır ve domates başta olmak üzere 129 çeşit organik bitkisel ürünle üretim yaptıklarını açıklayan T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı İzmir İl Müdür Vekili Mustafa Gücük ise sektör için yapılan çalışmaları anlattı. Gücük, “Organik tarım faaliyetleri birbirine zincirle bağlı faaliyetlerdir. Bu zincirin halkalarından birinin kopması tüm sektörü etkileyecektir. Gerek ihracat, gerekse iç üretim için güvensizlik yaratıp milli ekonomimizi olumsuz etkileyecek bu ortamın oluşmasına izin vermemek adına bu tür organizasyonlarla daha sık bir araya gelmeliyiz. Ülkemizdeki organik tarım faaliyetlerine öncülük yapan İzmir’de tüm paydaşlarla buluşmak bizler için çok önemli” şeklinde konuştu.