Para ile güzelliklerin satın alınamadığı ve önemli olan hayata iz bırakmak olduğunu anlattı bizlere. Samimi, oldukça içten sözleri için kendisine candan teşekkür ederiz.
- "Merhaba Erkan. Diğer sorulardan önce bize biraz kendini anlatır mısın? "
Erkan BİRLİK : " Ben 1992 yılının Ağustos ayında İzmir'in Konak ilçesinde doğdum. Üç kardeşten ortancasıyım. Hayatım kendimi bildim bileli eğitimle geçti. Kalem, elimden hiç eksik olmadı. Belki de o yüzdendir ki kitap yazma ve kitap yazarı olma hayali hep içimdeydi. Bunların dışında spor faaliyetlerin birçoğunda bulundum. Futboldan basketbola, voleyboldan badmintona kadar. Hatta okulum tarafından madalyalar ile ödüllendirildim. Bunları kendimi övme amacından çok arkamızdan gelen gençleri cesaretlendirmek amacıyla söylüyorum. Kitap ve spordan sonra benim en çok sevdiğim şey şarkı söylemek diyebilirim. Beni her yönden motive ediyor.
Genelde bilinen şarkılardan çok kendi ürettiğim şarkıları söylüyorum. Bununla ilgili kafanızda soru işareti kalmaması açısından şunu söylemek istiyorum. Kendi ürettiğim derken bir bestekar değilim. Ama öyle bir an geliyor ki hani ilham perileri derler ya işte onlar uçuşuyor sanki etrafımda. İki üç kelimeyle kafadan atıp telefonuma ezgisiyle kaydediyorum. Yüzlerce kayıt var. O derece yani. Özetlemek gerekirse ben çok yönlü olmaya ve vaktimi boşa geçirmemeye çalışıyorum. Dünyadaki en değerli şeylerin para,altın,elmas vb. olduğunu sanıyorlar. Kesinlikle buna katılmıyorum. En değerli şey, zaman. Ve bu değerin kıymetini biliyorum. Kendimle ilgili anlatacağım çok şey var. Umarım başka bir konuşmamızda bunları sizlere anlatacağım. "
- "Sence insanın karşısına başarı tesadüfen mi çıkar çabayla mı? "
Erkan BİRLİK : " Tesadüf olduğunu sandığımız birçok şey aslında tesadüf değildir. Hele ki çaba gösterilmesi gereken işlerde... Çünkü başarı için bir emeğin ortaya konması gerekiyor. Bu emek için de bir şeyleri fada etmeniz gerekiyor. En basitinden vaktinizi harcamanız gerek. Bazen gece uykusuz kalacaksın. Sınavlara hazırlanan öğrenciler, gece işinde çalışan bir işçi, haber peşinde koşan bir haberci ve bunun gibi örnekleri verilecek birçok insan benim ne demek istediğimi anlarlar. Başarı için bir emek, emek için bir şeyleri feda etmek gerekiyor. Sonra başarı sana gelecek demiyorum bakın. Hazırcı olmamak gerek. Siz başarıya gidiyorsunuz diyorum. Ve o da sımsıkı sizi kucaklıyor. Yani demem o ki başarı yüksek ölçüde çaba gerektirir. "
- " Hayata sıfırdan atılmış birisin. Kendi ayaklarının üzerinde durmak için çabaların takdire şayan. Bu yolda hayatın merdiverlerini seninle birlikte çıkan oldu mu? "
Erkan BİRLİK : " Öncelikle yaptıklarımın farkında olan sizlere teşekkür ediyorum. Hayata evet, birçok kez sıfırdan başladım. Hem ben hem de ailem. Sıkıntıların üstesinden gelebilmek için çok uğraş verdik. Bu çoğu zaman, bizim için yokoluş ve varoluşun tam ortasında geçti. Bu özellikle benim için tetikleyici bir güç oldu. Ne yapabilirim diye düşünmeye itti. Böyle durumlarda çıkış arıyor insan. Tüm sevdiklerini rahatlatacak bir çıkış. Farkındaysanız ilerleme kaydedip belli yerlere gelen tüm kişilikler yoksul olan kesimden kopup gelmiştir.
Asıl sorunuza gelecek olursak, ben kitabımı 2015 te yazma girişiminde bulundum. Bu ve daha sonraki süreçte yanımda olan birçok arkadaşım benimle gelmek istediler. Ama nasıl diyeyim bir şeyleri feda etmekten korktular. Daha önceki sözlerimde de söylediğim gibi başarı ve bir yerlere gelmek için sizde olanlardan feragat etmeniz gerekiyor. E durum böyle olunca yanımda yürüyenlerin çoğu ben hedeflerime doğru yürürken günden güne yanımda azaldılar. Bakın destekten bahsetmiyorum. Destekleri hala devam ediyor. Ancak biz yapamayız dediler ve geri döndüler. Halbuki biraz sabırla çözülecekti. Olmadı... "
- " Bize biraz kitabın hakkında bilgi verir misin? "
Erkan BİRLİK : " Tabiki. Silinme kitabı, içinde birçok konuyu barındıran, toplumsal olaylara bakış açısı bulunan bir kitap. Son Birlik Teşkilatı adında bir yapının ülke iç ve dış düşmanlarına karşı nasıl dimdik durduğunu anlatıyor. Ben daha önce bu tarzda bir kitap yazıldığını açıkçası hatırlamıyorum. Çünkü Son Birlik Teşkilatı yani kısaca SOBİTE'nin belli bir oluşumu, yönetenleri, yetiştirdiği adamları, ekonomileri ve daha sayamayacağım birçok özellikleri var. İçerisinde geçen olaylar gerçeklik ve kurgusallığın iç içe olduğu konuları içeriyor. Özellikle ben karakter isimlerinde takıntılı biriyim. Karakteri evirir çevirir, ona bulduğum isimle seslenirim. Diyaloglar oluşturur, isimlerinden vurgulayarak bahsederim. Eğer karaktere uygunsa her birinde farklı farklı denemelerle bu işlemi bitiririm. Sert eleştirmenlerden isim konusunda hep tam not aldım. Acemi de olsam, o zamanlar, kendi kendime bir şeyleri tam yapabiliyorum demekki dedim. Çünkü acemisiniz yani eksiklikler oluyor. Neyse, umarım konudan fazla sapmadık. İşte Silinme eksisi artısıyla böyle bir kitap. "
- "Kitabının ismi neden 'SİLİNME' ? "
Erkan BİRLİK : " Bu çok gizli bilgi olduğundan anlatamam. Şaka şaka. Neden 'SİLİNME'? Şöyle açıklayayım : Kitabı yazmaya başlarken aklımı kurcalayan tek konu 'bu kitabın ismi ne olacaktı?' oldu. Eviriyor çeviriyor ne yapayım diye düşünüyordum. Bir gece bölümlerden birini yazarken konuyla ilgili bir kelimeyi aldım. Bir değişime uğratıp isminin SİLİNME olmasına karar verdim. Ve inanır mısınız, insanlarda inanılmaz merak duygusu uyandırdı. Her biri içeriğinin ne olduğunu bu sebepten , yani kitap başlığı için sormaya başlayınca tamam dedim. Adı SİLİNME olarak kalacak. Öyle de oldu. "
- "Kitabında karakterlerin isimleri onların kişilikleri ile paralel. Bu bir tesadüf mü? "
Erkan BİRLİK : " Sevgili Sibel, sende kitabımı okuyan biri olarak ilk önce isimlere ilgi gösterdin. İşte bunu demek istiyorum. Kitap her yönüyle merak uyandıracak, okuru, kitabı okurken diri tutacak. Senin soruna değinecek olursak karakter isimleri ve kişileri arasındaki kurulan bağlantı kesinlikle tesadüf değil. Önceki konularda da bundan bahsetmiştim. Örneğin erkek birini ele alalım. Genç, yapılı ve sert mizaçlı biri olsun. Kimlerin arasında durduğu ve buradan nasıl etkilendiği de benim için önemlidir. Ve ya bahsettiğim kişi tek başına yaşayan birisi de olabilir. Kafamda hemen farklı isimler oluşmaya başlar. Sıradanlığın ötesinde olmalı isimler. Mesela bu kişiye Agor diyebilirim. Cümle içinde söylerken beni tatmin ediyorsa bu kişinin adı bu olur. Yani demem o ki karakter isimleri ve kişilikleri birbirinden ayrı tutulamaz, birbirine sıkı sıkıya bağlıdırlar. "
- "Sence kaliteli bir yazar ve okur nasıl olmalıdır? "
Erkan BİRLİK : " Kaliteli olmak bir düzeydir, bir seviyedir. Bir şeyin üstüne çıkmak demektir. Yazar için kaliteli olmak çıkardığı kitapların edebi değeri olduğunu, sezonluk değil ömürlük olduğunu gösterir. Bunun örneklerini hem yazarlar hem de eserleri üzerinden verebiliriz. Onlar gibi olmak, o standarta ve o seviyeye ulaşabilmek için hani halk dilinde denir ya "kırk fırın ekmek yemek" gerekiyor. Çünkü ömürlük eserler, öyle alelade bir kalemden çıkmıyor. İlla ki ortaya konmuş olan emeğin ürünü oluyor. Kaliteli yazarı böyle açıklıyoruz. Peki şimdi gelelim kaliteli okura. Kaliteli okurun en büyük özelliği süreklilik içinde olmalarıdır. Sürekli kitap okurlar. Kitap konusunda her kitabı okumaktansa belli başlı sevdikleri türleri, kendilerine yakın bulduklarını okurlar. Yani bu onların kalitelerini belirleyen en büyük unsurlardandır. "
- "Günümüz yazarları hakkındaki düşüncelerin neler? "
Erkan BİRLİK : " Günümüz yazarları, kendimi de bunun içine koyarak tembel olduğumuzu düşünüyorum. Bazı istisnai durumlar dışında genelimiz hazırcıyız. Yenilik kokan eserleri ortaya çıkarmaktansa kolaya kaçıyor, birbirimizden esinleniyoruz. Ve bu durum beraberinde kısır döngüyü doğuruyor. Yani örnek olarak şunu demek istiyorum. Birilerinin ayak izini takip etmektense yeni yollarda kendi ayak izinizi bırakın. Önceleri kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Sizi kimsenin desteklemediğini de düşünebilirsiniz. Fakat bir süre sonra arkanıza baktığınızda sizin izinizden gelenleri göreceksiniz. Yani yeniliğin tadını almış olan yazarlar asla aynı yerden yürümezler. Sürekli kendilerini ve yollarını yenilerler. Bu, sizin diğerlerinden ne denli farklı olduğunuzu gösterir. Ve farklı olanlar daima öncülük edenlerdir. O sebeptendir ki günümüz yazarlarını çok çalışmaya, yepyeni yollar bulup gelecek nesile güzel kapılar açmaya davet ediyorum."
- "Seni bu hayatta en çok etkileyen olay ne oldu? İyi veya kötü? "
Erkan BİRLİK : " Aslında beni etkileyen birçok olay olmuştur. İyi veya kötü diyorsunuz. Şöyle bir düşünmem gerekiyor. Evet çok var. Ama en önemlisi sorulduğunda kötü olarak dedemi kaybetmem diyebilirim. Onu kaybetmem hayatımdaki birçok şeyi değiştirdi. Hani ufak çocukların Yarasa Adam, Süper Adam, Örümcek Adam gibi kahramanları vardır ya . İşte dedem de benim kahramanımdı. Sevdiğiniz kahramanın öldüğünü düşünsenize. Ne büyük kayıp... Ne büyük acı... Onun hikayelerini, onun yaşadıklarını dinlemek çok heyecan vericiydi. Öyle sihirli güçleri, ışın kılıçları yoktu belki ama yaşadığı her şey gerçekti. O yüzden, hayatımda derin yaralar bırakan kötü bir olayı sorarsanız bunu söylerim. Ama iyi olanları sorarsanız çok var. Öncelik olarak bana büyük katkı sağlayan, beni çok çabuk büyüten olayı sorarsanız kuşkusuz buna kitap çıkartmam derim. Yazarlığın ne kadar güzel bir duygu olduğunu tattım. Bu vesile ile zamanında ulaşılması güç gibi gördüğüm yazarlar ile tanıştım. Ülkenin hiç görmediğim yerlerine kitaplarımı yolladım. Onların da benim düşünceme ortak olmasını sağladım. Mükemmel geri dönüşler aldım. Genç yaşta, eksisi ve artısıyla kitap çıkarmak insanların gözünde sizlerin değerini ikiye katlıyor. Bu mutluluk verici olay, sizlerin, daha güzel eserler yaratmada itekleyici unsur olduğu kesin. Kitaptan maddi bir şeyler kazanmaktansa onların verdiği güzel tepkiler hoşuma gidiyor. İşte iyi olarak hayatımda beni etkileyen olay budur. "
- "İlerleyen süre zarfında yeni projelerin olacak. Bunları bizimle de paylaşmak ister misin? "
Erkan BİRLİK : " Elbette paylaşırım. Ben yıllarca yani kitap yazmayı ve üretmenin bilincine vardığımdan beri bir şeyler yapmaya çalışıyorum. Projelerimi bu yönde oluşturuyorum. Kendime dair şahsi projelerim olduğu gibi toplumsal projelerim de var. Ama önceliği kendime veriyorum. Eğer kişi iyi olursa topluma faydalı olur. Yani ben iyi olursam topluma faydalı olurum. Şimdi size projelerimden bahsetmek istiyorum. İlk önce beni bir adım daha öteye taşıyacağına inandığım yeni kitabımı piyasaya süreceğim. Bazı sebeplerden dolayı Silinme kitabımdan sonra ikinci kitabımı çıkaramadım. Maddi sebepler, ailevi sebepler... falan falan diye sıralayabiliriz. Ailevi sebepler derken ailem ve ben arasında bir sıkıntı yok. Onlar bir süre önce Muğla'ya taşındılar. Bu beni çok etkiledi. Çünkü hiç ayrı kalmazken birden ayrı kalmak zor oluyor. Ama bazı atılımlar için fedakarlık göstermek gerekiyor. Konudan fazla ayrılmadan tekrar konuma geri döneyim. Ne diyorduk? Projeler... Yeni bir kitabın ön adımlarını attım. Ne yazacağıma karar verdim. Bayağı değişik bir kitap olacaktır. Umarım kendi düşüncelerimi iyi yansıtırım ve beğenilir düşüncesi içerisindeyim. Hala kendimi acemi hissediyorum. Ne kadar kitap okusam ne kadar deneyim kazansam da hala hazır değilim. Ama beklemektense harekete geçmek ve beraberinde bir yerden başlamak gerekiyor. Ben de öyle yapıyorum. Diğer projelerimizi de yeni kuracağımız ekibimizle yapacağız. Bunlardan da sizleri yakın bir zamanda haberdar edeceğim. "
- " 'Her başarılı erkeğin ardında bir kadın vardır' derler. Senin başarında katkısı olan biri var mı? "
Erkan BİRLİK : " Bu ne kadar kalıplaşmış bir söz olsa da geneli doğru bir sözdür. 'Her başarılı erkeğin ardında bir kadın var mıdır' bilemem ama benim ardımda hep annem vardı. Bana her ne yola girersem gireyim hep destek oldu. Okula başlamadan eğitimlerimi üstlendi. Tamam, her annenin görevidir çocuğunla ilgilenmek. Ama kusura bakılmasın, bazı anneler görüyorum. Ellerinde telefon, tablet, bilgisayar... Eee çocuk başıboş. Ne bekliyorsunuz peki bu çocuktan? Ne emek verdiniz ki? Ne istiyorsunuz? Bunlar yetmiyormuş gibi çocukların eline teknolojik aletleri yapıştırıp oyalama gayreti içine giriyorlar. Veya televizyonun karşısına çocuğu bırakıp akşama kadar kolaya kaçıyorlar. Gerçekten bu duruma çok üzülüyorum. Anne emektardır. Anne öğretmendir. Anne her şeydir. Herkes çocuk doğurur. Bu sıkıntı değil. Önemli olan emek vermektir. İşte bunun örneğini ben annemde gördüm hep. Benim arkamdaki en büyük destekçim oldu. Onun sayesinde güzel yerlere geldim. Eğer benden vazgeçseydi ben bugün bu röportajı size veremiyor olacaktım belki de. Yani bu sorunuzun cevabı bende daima annem olacaktır. "
- "Ulaşamadığın birine ulaşma şansın olsaydı bunun kim olmasını isterdin? Ondan öğrenmek isteyeceğin şeyler neler olurdu? "
Erkan BİRLİK : " Kendisinde değerli ve iyiliğe katkı olarak kullanılabilecek herkese ulaşmak isterdim. Mesela Barış Manço, Erkin Koray, Cem Karaca ile konuşmak isterdim. Onlara bu kadar sevilmeyi nasıl başardınız diyebilirdim. Kemal Sunal, Adile Naşit, Münir Özkul ve sayamayacağım birçok eski Türk Sineması değerli insanlarına 7 den 70 e nasıl hem ağlatıp hem güldürdüklerini sorardım. İşin sırrını öğrenmek isterdim. Tabi bunlar, yani söylediklerim maalesef imkansızı istemekten öteye geçemiyor. He şu anda takip ettiğim ve yanyana geldiğimizde soru soracağım insanlar yok mu, elbet var. Mesela şimdilerde medya patronu olan Acun Ilıcalı'ya bu başarısının sırrını sormak isterdim. Sonra müzik piyasasında her zaman kaliteli müzikleri, müzikseverlerle buluşturan sanatçılarla uzunca bir sohbet etmek isterdim. Yani ne bileyim soruyu soracağım ve cevabını merakla dinleyeceğim birçok insan var. Umarım birgün bu isteğimi de gerçekleştiririm. "
- "Bu dünyaya tekrar gelme şansın olsaydı yine bu Erkan olarak mı olmak isterdin yoksa başka biri mi? "
Erkan BİRLİK : " Belki böyle bir şansımız yok ama bu dünyaya tekrar gelme şansım olsaydı başka birisi olarak gelmek istemezdim. Çünkü Erkan olmak çok farklı bir şey. Yani benim için öyle. Yaşamış olduğum hayat çok küçük yaşlarda beni olgunlaştırdı. İnsan olmanın, bu güzel ayrımın farkına vardım. Aklımı güzel kullanırsam neleri, ne büyük düşleri gerçekleştirebileceğimi öğrendim. Hayallerimi gerçek dünyaya işledikçe yepyeni hayaller kurdum kendime. Çıtayı daima en yukarıda tuttum ki benim için ulaşılması kolay olmasın diye. Çünkü o vakit oraya ulaşmak için çaba sarfediyor ve güzel işlere imza atıyorsunuz. Seveceğim işleri yapıyor olmak beni hep mutlu etmiştir. Daima bundan zevk almışımdır. He çok zengin bir ailede de dünyaya gelmiş olabilirdim. Çok param da olabilirdi. Ama ben memnun olmazdım inanın. Çünkü para ile mutluluk bir yere kadar. Para ile güzellikleri satın alamıyorsunuz. Aldığını zannediyor olanlar kendisini kandırmaktan başka bir şey yapmıyor. Ama ben Erkan olmaktan, bu ülkede, bu ailede olmaktan, sevdiğim işi yapmaktan hep memnun oldum. Bu böyle de olacak. Yaşadığım olumsuzluklar ne kadar beni zorlarsa zorlasın mücadele etmeye, en iyi yere ulaşmak için çaba göstermeye devam edeceğim."
- "Beni kırmadığın ve keyifli konuşmayı yaptığın için teşekkür ederim. "
Erkan BİRLİK : " Aslında senin gibi değerli birini tanıdığım için ben teşekkür ediyorum. Bu yazıyanlar bilmez ama çok güzel bir arkadaşlık ilişkimiz var ve birbirimize akıl danışırız. Senin gazeteci ve köşe yazarı kimliğini zaten önceden beri takip ediyordum. Umarım her zaman en iyi yerlerde olursun. Ve eminim ki olacaksın da. Bu güzel gazetenin sahiplerini, çalışanlarını ve arkadaşım olarak bana röportajında yer ayıran sana canı gönülden teşekkür ediyorum. En yakın zamanda en güzel işlerde görüşmek üzere. "