14 ülkeden 33 üst düzey sektör profesyonelinin özel çağrı ile davet edildiği zirvede Türkiye’yi temsil eden ekipte Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı ve Denizüstü Rüzgar Enerjisi Derneği (DÜRED) Başkan Yardımcısı Dolunay Güçlüer Küpeli de yer aldı. Karar alıcılar için ayrı düzenlenen heyete ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’ndan 4 bürokrat katıldı.
Dört gün süren program hakkında değerlendirmelerde bulunan Alper Kalaycı, Türkiye’nin an itibarıyla sıfır noktasında bulunduğu denizüstü rüzgâr enerjisinde, Avrupa başta olmak üzere enerjide net ithalatçı ülkelerin çok hızlı yol aldıklarına dikkat çekerek, “Ulusal Enerji Planımızda 2035 yılına kadar 5 bin Megavat (MW) olarak belirlediğimiz denizüstü rüzgâr enerjisi kurulu gücümüz, potansiyelimiz olan 75 bin MW seviyesinin sadece onbeşte biri kadar. Bu düşük gördüğümüz hedefi gerçekleştirecek mevzuat altyapısının en hızlı sürede tamamlanmasını bekliyoruz” dedi.
Avrupa ülkelerinin denizüstü rüzgâr enerjisi projelerini, hidrojen enerjisi üretimi ile birlikte kurguladıklarına işaret eden Kalaycı, Hollanda ziyaretinde, Rotterdam’da temelleri atılan Yeşil Hidrojen tesislerini de yakından inceleme fırsatı bulduklarını kaydetti.
Denizüstü santrallerinin çevre ile uyumu, Kuzey Denizi’nde planlanan büyük ölçekli projelerin güncel durumları, yüzer rüzgâr türbinleri ile ve yüzer güneş enerjisi santralleri ile ilgili çalışmalar hakkında kapsamlı bilgiler aldıklarını kaydeden ENSİA Başkanı Alper Kalaycı, şu değerlendirmede bulundu; “Hollanda, 2017 yılında 2023 yılı için 4 bin 500 MW denizüstü rüzgâr enerjisi hedefi belirlemişti. 2023 sonunda 4,7 GW değerine ulaşarak hedeflerini aşmış olacaklar. Sadece bu kurulu güç ile ülkenin toplam elektrik tüketiminin %15,8'ini karşılar durumdalar. 2030 yılı hedeflerini 11 bin 500 MW’tan yaklaşık üç kat artışla 30 bin MW’a çıkardılar. 2040 için 40 bin MW, 2050 için ise 70 bin MW hedef belirlediler. Hollanda’nın Kuzey Denizi’nde büyük deniz alanlarına sahip olması, denizin ortalama 40 metre derinliğe sahip sığ bir yapıda olması ve denizüstü santrallerin zemine sabitlenebilmesi elbette önemli bir avantaj. Ancak tüm bu coğrafi avantajdan daha fazla olarak ihale sisteminin hızlı ve güncel olması, güçlü işbirlikleri ve şebeke altyapısı, Ar-Ge çalışmalarına verdikleri önem ve ülkenin güçlü denizcilik geçmişi öne çıkıyor.”
Türkiye’nin denizüstü rüzgâr enerjisinde Hollanda’dan çok daha yüksek potansiyele sahip olduğuna vurgu yapan Kalaycı, 2035 yılı için belirlenen 5 bin MW denizüstü RES kurulu gücü için 4 Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) belirlendiğini hatırlattı.
Bürokrasinin en kısa sürede, bu alanlar ile ilgili mevzuat ve ihale çalışmalarını hızlandırmasını beklediklerini kaydeden Alper Kalaycı; 2040 ve 2053 yılları için de ulusal hedeflerin mutlaka belirlenmesi gerektiğini söyledi.
Dünya Bankası raporuna göre, Türkiye’nin zemine sabitlenebilecek 12 bin MW, yüzer temelli 63 bin MW olmak üzere toplam 75 bin MW denizüstü RES potansiyel kurulu gücü olduğunun altını çizen ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, sözlerini şöyle sürdürdü; “Ülkemizin 2053 yılı için belirlediği ‘Net Sıfır’ hedefine ulaşmada en yüksek seviyede mukayeseli üstünlüğü olan enerji kaynağının denizüstü RES projeleri olduğunu düşünüyoruz. Ulusal Enerji Planı açıklanmadan önce ENSİA olarak 2035 hedefinin en az 10 bin MW olarak belirlenmesi gerektiğini karar alıcılar ile paylaşmıştık. Ülkemizin dev potansiyelini ve bu alanda baş döndürücü hızla gelişen teknolojik devrimi dikkate alarak 2053 yılında en az 50 bin MW denizüstü RES kurulu gücü hedeflenmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Kuzey Avrupa ülkelerinin geliştirmeye başladıkları ve deniz komşusu olan birkaç ülkenin dahil olduğu enerji adaları projeleri bulunuyor. Biz de benzer projeleri komşu ülkelerimiz ile geliştirebiliriz.”