Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği’nin (ENSİA) Stratejik Partneri olduğu fuar kapsamında düzenlenen oturumda, rüzgar enerjisi sektörünün Türkiye’deki gelecek vizyonu masaya yatırıldı.
ENSİA Özel Oturumu’nda derneğin Kurumsal Üyeleri olan TPI Composites EMEA ve Hindistan Bölgesi Başkan Yardımcısı Gökhan Serdar, Ateş Wind Power Kurucusu Mahmut Güldoğan, TEKSİS İleri Teknolojiler Genel Müdürü Hüseyin Devrim ve İzmir Kalkınma Ajansı Yatırım Destek Ofisi Uzmanı Sencer Özen konuşmacı olarak yer aldı.
Oturumun moderatörlüğünü yapan ENSİA Yönetim Kurulu Başkanı Alper Kalaycı, Türkiye’nin sıfır noktasında olmasına rağmen en az 75 bin Megavat (MW) kurulu güç potansiyeline sahip olduğu denizüstü rüzgar enerji santrallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’nin Eylül ayı itibarıyla 102 bin MW seviyesinde olan kurulu gücü içinde karada kurulan RES’lerin 12 bin MW paya sahip olduğunu hatırlatan Kalaycı, “Bu sektörde kazandığımız bilgi birikimi, ana ve yan sanayimizin becerisi, türbinlerin tüm aksamlarını yapabilen güçlü üretim altyapımız ve rüzgârımızın bereketi birlikte düşünüldüğünde, ülkemizin Akdeniz ve Karadeniz havzasının en büyük üretim ve ihracat üssü olmasının önünde hiçbir engel yok. Danimarka ve Almanya’da yaptığımız temaslarda, ülkemizin bu alandaki üstünlüklerinin çok yakından takip edildiğini gördük. Tek eksiğimiz ulusal hedeflerimizi ilan eden politika dokümanlarımızın ve mevzuatımızın hazır olmaması. Bu eksikliğimiz, yabancı yatırımcıların Türkiye’ye gelmelerine engel olan bir numaralı faktördür.” açıklamasını yaptı.
"POTANSİYELİMİZİ BİZDEN DAHA İYİ BİLİYORLAR"
Avrupa Birliği ülkelerinin, Rusya – Ukrayna savaşının etkisi ile yenilenebilir ve temiz enerji sektöründe yatırımların önünü tamamen açtıkları bilgisini veren Kalaycı, sadece denizüstü RES’lerde 2030’a kadar 200 bin MW kurulu güç hedefi açıklandığını belirtti.
Türkiye’nin mevcut üretim altyapısı ile bu pastadan en iyimser tahminle yüzde 5 pay almayı hedeflemesi gerektiğini kaydeden Alper Kalaycı, “Bu da 2030’a kadar en az 10 bin MW kurulu güç hedefi demektir. Bizler sektör temsilcileri olarak bunun çok üzerinde potansiyelimiz olduğunu zaten biliyoruz. Ancak bu hedef bile dünya devlerinin Türkiye’ye ilgisinde ciddi artış yaşatacaktır. Yurt dışında yaptığımız temaslarda, ülkemizin denizüstü RES’lerde stratejik hedeflerinin henüz açıklanmaması ve politika belgelerinin uluslararası yatırımlar için uyumlu olmaması temel eksiklik olarak sürekli karşımıza çıkıyor. Dünya devleri dört gözle bu hedeflerin açıklanmasını, mevzuatın uluslararası sisteme uyumlu hâle getirilmesini bekliyor. Dünyada yenilenebilir ve temiz enerjide söz sahibi ülkelerinin, maalesef bizim potansiyelimizi bizden daha iyi bildiklerini belirtmem gerekiyor. Başta Enerji Bakanlığımız olmak üzere kamu otoriteleri ile bu düşüncelerimizi ve izlenimlerimizi paylaşıyoruz. Kısa sürede bu hedeflerin dünyaya ilan edilmesi noktasında umutluyuz.” diye konuştu.