ENGELLİ TANRI

Suat Bıçak yazdı

Evet yanlış duymadınız engelli tanrı da var. Eski yunan mitolojisinde Hephaistos. Efsaneye göre Hephaistos doğuştan felçli doğuyor. Annesi Hera onu diğer tanrılardan gizlemek için Olimpos’tan aşağıya iterek insanların arasına atıyor. Hephaistos’ta tabiatı gereği insanlara faydalı olmak için dövme sanatını öğreniyor. Böylelikle dövme tanrısı olarak tarihteki yerini alıyor.

Yine M.Ö.45 bin yılında bulunan bazı kalıntılara göre 45’li yaşlarda olduğu saptanan bir iskeletin ağır engelli olduğu ve bu şekilde 45 yaşına kadar geldiği tespit ediliyor. Mezopotamya’da kurulan bir çok eski uygarlık, hafif engeli bulunan yada kör vatandaşlarını saraylardaki elverişli işlerde çalıştırarak topluma kazandırmanın yollarını aramışlar. Böylelikle engellilerin daha hızlı rehabilite edilmesi amaçlanmış. Ayrıca Roma döneminde savaşta engelli olan askerlerine yaşam boyu maaş bağlayarak onlarında hayata tutunmasını amaçlamıştır.

Daha buna benzer bir çok hikaye ve anekdot söylemek mümkün. Tarihten bu yana her dönemde engelli insanlara önem verilmiş onlarında toplumdaki diğer insanlarla aynı şartlarda yaşamaları için imkanlar sağlanmış. Gelelim günümüze, şimdiki imkanların milattan önceki dönemlere göre çok çok ileride olduğunu düşünürsek, çevremizdeki engellilere daha fazla imkan tanımalıyız. Ve hayatlarını elimizden geldiğince kolay hale getirmeliyiz. Bu konuda en ileride olan sektör sanırım görme engelliler için yapılan teknolojik ürünler.

Akıllı baston adı verilen bir alet yardımıyla gözleri görmeyen engelliler ultrasonik sinyaller sayesinde yoluna çıkabilecek engelleri önceden anlayabiliyorlar. Hatta bu aleti yapan bir Türk firması olması oldukça gurur verici. Başka bir icat ise görme engelliler için tasarlanmış akıllı saat. Bu saat sayesinde hem zamanı öğrenebiliyorsunuz hem de mesaj yada mail okuyup yazabiliyorsunuz. Tüm bunlar için sadece saatinizin olması yeterli. GPS cihazları, ekran okuyucular, para tanıyan uygulamalar ve daha bir çok alet görme engelli kardeşlerimiz için tasarlandı ve tasarlanmaya da devam edecek.

Bitlis’te bir belediye engellileri anlamak için bir parkur hazırlamış. Bu çok hoşuma gitti. Empati kurma parkuru gibi bir ismi vardı. Normal vatandaşlar engelli parkurunda eksik organları varmış gibi hareket ederek engellileri anlamaya çalışıyor. Ve tabi bir çok harekette bile zorlanıyorlar. Düşündüm de tekerlekli sandalyede yaşasam ve önüme küçük minicik bir taş çıksa, tekerleğim ileri gitmeyecek. Ne kadar aciz bir halde olduğumu düşündüm. Eğilip taşı bir şekilde almak zorundasınız. Daha sonra gözlerim olmadan nasıl su içebileceğimi hayal ettim. Buda bana çok zor geldi.

Bence herkesin bazı zamanlarda engelli bireylerin halini düşünerek empati yapması gerekiyor. Ne kadar çok onların halinden anlarsak bir o kadar yaşam kalitelerini yükseltmiş olacağız. Bir diğer dikkat etmemiz gereken konu ise onları gördüğümüzde canavar görmüş gibi davranmayın. Zeka engeli olanlara “deli” demeyin. Hepimizin bir deli olma adayı olduğunu unutmayın. Eski mısır yazıtlarında “bir körle alay etme, felçli birisinin hayatını zorlaştırma” şeklinde yazılar bulunması, engellilere her dönemde özenle davranıldığını bize gösteriyor. Bizde insanlığım geldiği en son teknolojik çağda olduğumuzu unutmadan bu seviyeyi daha da ileriye taşıyalım. Unutmayın en büyük engel sevgidir.

Görüşmek üzere…

Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun..!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri