Çin Halk Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkilerin 50’inci yılı nedeniyle İzmir’de gerçekleştirilen Çin-Türkiye Kültür, Ekonomi ve Ticaret Forumu'nda konuşan Enerji Sanayicileri ve İş Adamları Derneği Başkanı Alper Kalaycı, yenilenebilir enerji yatırımlarında Çin sermayeli şirketlerin Türkiye’ye olan ilgisinin yetersiz olduğunu belirterek yatırım çağrısında bulundu.
2020 yılında dünyada toplam 86 bin 900 MW karasal rüzgar türbini devreye alındığını, bu kurulu güçte Çin’in payının yüzde 56 gibi çok yüksek bir oran olduğunu hatırlatan Kalaycı, “Ülkemizin henüz sıfır noktasında olduğu deniz üstü RES’lerde de durum farklı değil. 2020 yılında dünya üzerinde ulaşılan 6 bin 100 MW gücündeki yatırımda Çin’in payı %50. Çinli firmalar, kalite ve standartlarda dünyadaki tüm rakipleriyle yarışabilecek seviyeye ulaştılar. Türkiye’de ise rüzgar enerjisinde ulaştığımız 10 bin 585 MW yatırımda Çinli firmaların payı 127 MW ile sadece yüzde 1,21’e karşılık geliyor. Hem kurulu güç hem de üretim altyapısı anlamında rüzgâr enerjisinin başkenti olarak, Çinli firmaları İzmir’e yatırım yapmaya davet ediyoruz.” dedi.
Dünya Genelinde Pazar Payı %39
Çin’in son on yılda yenilenebilir enerji teknolojilerinde baş döndürücü seviye ve kapasitelere ulaştığını anımsatan ENSİA Başkanı Alper Kalaycı, 2020 yılı sonunda karasal rüzgâr enerjisinde dünyada ulaşılan 707 bin 400 MW kurulu güç içinde Çin’in payı yüzde 39’a karşılık geldiğini hatırlattı. Bu oranın, Çin’e en yakın ülke olan ABD’nin iki katından fazla olduğuna dikkat çeken Kalaycı, başta rüzgâr enerjisi olmak üzere yenilenebilir enerji türlerinde Çin’in tüm dünyayı çok ciddi şekilde domine ettiğini kaydetti. Alper Kalaycı, şu değerlendirmeyi yaptı:
Deniz Üstü RES Pazarı 3 Yılda 4 Kat Artacak
“İzmir, özellikle deniz üstü rüzgar enerjisi santrallerinde gelişmekte olan yüzer temelli türbinler sayesinde Karadeniz, Ege, Akdeniz havzasındaki 30’dan fazla ülkeye doğrudan hitap edebilecek konumda. 2025 yılında karasal pazarın yıllık 88 bin 300 MW, deniz üstü pazarının ise 4 kat artarak yıllık 23 bin 900 MW olması bekleniyor. Tüm bu üretimleri yapacak, altyapı, yetişmiş mavi ve beyaz yakalı personel İzmir’de mevcuttur. Türkiye’de üretim yapan dört rüzgar türbin kanadı fabrikasının dördü de İzmir’de ve 3 ayrı kule ve 1 jeneratör fabrikasına da ev sahipliği yapıyoruz. Avrupa’da dahi yenilenebilir enerjide bu ölçekte kümelenen başka bir şehir bulunmuyor. Çinli firmaların Türkiye pazarına yapacakları açılımlarda, İzmir’in anahtar rol üstleneceğini biliyoruz.”