Murat Güler, Otomotiv Distribütörleri Derneği (ODD) verilerine göre bu yılın ilk 11 ayında elektrikli araçların satışında yüzde 325, hibrid araçların satışında yüzde 121 artış yaşandığını hatırlatarak, bu durumun yakın gelecekte ülkedeki elektrik üretim ve dağıtım altyapısını zorlayacağına dikkat çekti.
HİDROKARBON KAYNAKLI ELEKTRİK ÜRETİMİNİN PAYI %45
Türkiye’nin Kasım ayı sonu itibarıyla 99 bin 374 Megavat kurulu gücü içinde yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklı elektrik üretiminin yüzde 21,5’e karşılık geldiğini anımsatan Güler, “Bu alanda özellikle de son on yılda büyük mesafeler kat ettik, ancak hâlâ olmamız gereken noktanın çok gerisindeyiz. Kurulu gücümüz içinde doğal gaz ve kömür başta olmak üzere hidrokarbon kaynaklı elektrik üretiminin payı 46 bin 132 Megavat gibi çok yüksek bir seviyede. Çevreci elektrikli araçları, çevreyi kirleten ya da ithal kaynaklarla ürettiğimiz elektrik ile şarj etmek mantıklı değil.” dedi.
BUGÜN 3 MİLYON, 2030’DA 300 MİLYON
2020 yılında küresel elektrikli otomobil satışlarının bir önceki yıla göre yüzde 40 artarak 3 milyon adede ulaştığını, bugün dünyada 10 milyon olan elektrik araç sayısının 2030 yılında 30 kat artarak 300 milyona ulaşmasının beklendiğini kaydeden Alper Kalaycı; drone, elektrikli bsiklet, scooter gibi küçük araç gruplarının yanında elektrikli otobüs, kamyon, yat gibi araçların artması ile elektrik üretiminde küresel bir çıkmaza girilmesi ihtimali olduğunu vurguladı.
AYNI ANDA 20 ARAÇ HIZLI ŞARJA BAŞLARSA…
ENSİA Başkan Yardımcısı Murat Güler, bir elektrikli otomobilin şarj edilirken tükettiği enerjiden yola çıkarak şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bugün orta segment bir elektrikli araç 7 saate varan uzun süreli şarja bağlandığında yaklaşık 7,4 kW anlık elektrik gücüne ihtiyaç duyuyor. Hızlı şarjda bu ihtiyaç 22 kW’a kadar çıkıyor. Bir AVM’nin otoparkında ya da bir sitenin otoparkında aynı anda 20 aracın hızlı şarja başladığı düşünülürse, bir anda çok yüksek bir elektrik talebi doğacak. Sitelerdeki ortak alan trafolarının çok kısıtlı kapasiteye sahip olduğu düşünüldüğünde, araç şarjları sadece uzun süreli ve düşük güçte yapılabilecek. Yakın gelecekte bu tür sorunlarla karşılaşmamak için şimdiden üretim ve dağıtımda altyapımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Sistemin aşırı yüklenmesini engellemek amacı ile şarj sistemi olan site ve AVM’lerde yenilebilir enerji sistemlerinin desteklenmesi sistemdeki yükü azaltırken, elektrikli araçlarımızı da temiz ve yenilenebilir enerji ile şarj etmemizi sağlayacak.”