Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Sultan Tarlacı, epilepsi ve epilepsi cerrahisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Epilepsinin ortaya çıkmasına yol açan faktörlere değinen Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “İnsan beyni sürekli ve sistemli çalışır. Yapısı gereği biyolojik-canlısal elektrikle çalışır denilebilir. Sistematik bir düzen içerisinde çalışan beyinde bazen kaçak veya parazitlerin meydana geleceği durumlar oluşabilmektedir. Bu parazitlerin bir eşiği geçmesi durumunda epilepsi görünümü ortaya çıkar ve oluşmasına neden olan belli bazı faktörler vardır.” diye konuştu.
Beynin bazı bölgelerinde kısa devre ya da elektrik kaçağı gibi tanımlanabilecek çalışma sorunları oluşabildiğini ifade eden Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Bu elektriksel kaçak, beynin hangi bölgesindeyse, o bölgenin işlevleriyle ilgili epilepsi görünümü ortaya çıkar, örneğin görme yetisiyle ilgili yerdeyse o gözün önünde görüntü, uçuşan kelebekler ya da benzer görme ile ilgili sorun çıkabilir.” ifadelerini kullandı.
Tıbbi olarak epilepsi, sara nöbetinin büyük ve küçük olmak üzere ikiye ayrıldığını belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Her sara atağı bayılma, kasılma şeklinde gerçekleşmeyebilir. Kısa süreli gözde dalmalar ve kopukluklar yaşamak, bazen de sebepsiz unutkanlıklar da epilepsi sebepli olabilir.” dedi.
Dirençli Epilepsi'de ilaca rağmen nöbetler devam eder
Epilepside tanıda hastanın öyküsünün çok önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Hastanın bir yıl boyunca, 2 veya daha fazla ilacı, yüksek ve uygun dozda kullanmasına rağmen hala nöbetleri oluyorsa bu ‘ilaca dirençli epilepsi’ olarak kabul edilir. Epilepsi hastalarının genelde %70’i ilaçla tedaviye olumlu cevap verir. %30 oranında ilaçlara bir direnç olabiliyor. Özellikle şakak-temporal beyin bölgesi epilepsileri dirençli olmaya adaydır.” dedi.
Hastanın öyküsü iyi önemli
“İlaç kullanmadan önce epilepsi hastasının tedaviye nasıl yanıt vereceği hekim tarafından tahmin edilebilir” diyen Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Örneğin ağır vaka türlerinden biri olan “şakak beyni epilepsisi” hastası, tedaviye dirençli nöbet türlerinden birisidir. Bu tür vakalar, durumları uygun ise epilepsi cerrahisi ile kontrol altına alınabilirler. Bunun için ileri araştırmalar gerekebilir. Beyindeki fonksiyon bozukluğunun nerede olduğunu öğrenmek için hastaya EEG, uyku EEG’si, pozitron emisyon tomografisi ya da SPECT denilen beynin içsel çalışma şeklini gösteren testler yapılabilir. EEG testi her zaman hastaya sara tanısı konulmasını desteklemez. Hastanın öyküsü iyi dinlenmeden tanı koyulmaması gerekir. Bazen nöbetler beynin çok derinlerinden kaynaklanır. EEG ise saçlı deriden yapıldığı için beynin derinlerinden kaynaklanan elektrik kaçağını yakalamaması söz konusu olabilir.” açıklamasında bulundu.
Ameliyatın ilaç kullanımının yerine bir alternatif olmadığını belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “İlaç kullanımı nöbet sıklığını kontrol altına almak içindir. İlaç seçerken hastanın yaşına, cinsiyetine, hastanın doğurganlık çağında olup olmadığına, çocuk sahibi olmak isteyip istemediğine, hangi nöbet tipini yaşadığına bakılır ve bu kriterlere göre ilaç tedavisi seçilir.” ifadelerini kullandı.
Beynin yapısı bozulabilir
Epilepside erken müdahalenin önemini belirten Prof. Dr. Sultan Tarlacı, “Erken müdahale edilmediği zaman sürekli nöbet geçiren bireyin beyninde sık elektrik kaçakları olur ve beynin yapısı da zamanla bozulabilir. Bu kez hastalık, ilaçla da cerrahi müdahaleyle de tedavisi yapılamaz veya daha da dirençli duruma gelir.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.