İşte konuşmasından satır başları:
Zirvenin ülkemiz ve tüm insanlık için hayırlı olmasını dilerim.
Karşı karşıya olduğumuz belirsizlikler nedeniyle geleceği kestimekte, tahmin yapmakta hepimiz zorlanıyoruz.
BM Güvenlik Konseyi ve AB'nin itibarı birkaç ülkenin çıkar hesabına kurban ediliyor.
Şu gerçeklerin idrak edilmesi gerektiğine inanıyorum ya mevcut mekanizmalara format atacak ya da karamsarlığın sarmasına izin vereceğiz.
Burada dün yaşanan bir olayı paylaşmak istiyorum. Dün Makedonya'da yaşananları hep birlikte takip ettik. Ülkede yaşanan hadiseler endişe vericidir. Olaylarda zarar gören herkese ülkem adına geçmiş olsun diyorum. Dost ve kardeş Makedonya'nın bir an önce huzura kavuşmasını diliyoruz.
Hiçbirimiz başka ülkelerde yaşanan sorunlardan azade değiliz. Demokrasiye inanıyorsak, istenilen neticeyi alsak da almasak da seçimin bir mağlubu bir galibi olacaktır. Kaybedenlerin kazananlara saygı göstermesi gerekir.
Nükleer testler, balistik füzeler kadar Afrika'daki kıtlık da istikrarı tehdit ediyor. Güçlünün çıkarlarını ön plana koyan bir yapı güvenlik ve istikrar tesis edemez.
Esed rejiminin kendi halkını pervasızca katletmesi geçmişte işlediği suçların da yanına kar kalması değil midir. Katil Esed devlet terörü estirmektedir.Bu bizim insani sorumluluğumuzu ortadan kaldırmıyor. Gereken işbirliği sağlansaydı geçen yıl ki Brüksel saldırıları gerçekleşebilir miydi?
Bu manzara karşısında yapılmassı gereken bellidir. Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız. Başka çare yok. Böyle gelmiş böyle gider demeyeceğiz.
Tarih ibret alınmazsa tekerrür eder. Yemen, Mısır ve Libya'da mili iradeden yana tavır aldık. Suriye'de ilk günden itibaren halkın meşru taleplerinin yanında olduk. Onları yalnız bırakmadık.
DEAŞ'a şimdiye kadar ki en ağır darbeyi indirdik. 3 bin DEAŞ'lıyı o topraklarda etkisiz hale getirdik. 50 bin kişinin ülkesine dönmesini sağladık.
Eğer güvenli bölge kurulmuş olsaydı Suriyeli ülkesini terk etmeyecekti. Oralarda konutlar inşa edip, yeni şehirler kuracaktık.
Terör örgütünün iyisi kötüsü olabilir mi? Yanında diye iyi olamaz. Bu mantıkla bir yere varmamız mümkün değil. Bu ikircikli tavrın bir an önce terk edilmesi gerekiyor.
PYD'yi YPG'yi biz tanırız. Bu bize sorulmalı. Dostlarımız bizden öğrenmeli. Terör örgütleri akrep gibidir bir gün kendini besleyen eli ısırır.
Biz ülke olarak terör örgütleri arasında ayrım yapmadan mücadelemizi sürdüreceğiz. İki gündür Suriye tarafından sınırlarımıza ciddi havan atışları yapılıyor. Biz bunu karşılıksız bırakabilir miyiz, gereği neyse yapacağız. Gereken her türlü tedbiri alacağız. Devlet kurma hayali kuran bazı cahiller var, kendilerine göre bakanlar kurulu kuruyor. Biz bunları karşılıksız bırakmayız. Suriye'nin bölünmesine karşıyız.
Sayın Trump ile Türk ABD ilişkilerinde taze bir sayfa açacağımıza inanıyorum. Esed rejimi ilk kez masumları katledilmesine sessiz kalınmayacağını görmüştür.
ABD'li dostlardan beklentimiz gereken dayanışmayı göstermesidir. DEAŞ'la mücadele altında PYD ve YPG'ye destek vermesi ittifak ruhunu zedeliyor.
Terörist başının hala Amerika'dan 170 ülkede terör faaliyetlerini yürütüyor olması bizi rahatsız ediyor. FETÖ'nün iadesi ABD'den temel beklentimizdir.
Türkiye her alanda olduğu gibi enerji alanında da tek taraflı kazanmaya yönelik hareket etmemiştir, etmeyecektir. Enerji yıkıcı rekabetin değil, işbirliğinin anahtarı olmalı
Avrupa'nın bazı ülkeleri var ki terör örgütlerine her türlü desteği vermektedir. Türkiye'nin terörle mücadelesinde tek başına bırakılmasını sindiremiyoruz.