Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Mevlid-i Nebi Haftası açılış programında konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu güzel gecenin başta Gazze’deki mazlumlar olmak üzere yeryüzünün farklı köşelerinde ölümle, açlıkla, zulümle ve zalimle boğuşan tüm mazlumların kurtuluşuna vesile olmasını diliyorum. Peygamber Efendimiz her anıyla, yaşantısıyla, sözleriyle ve mücadelesiyle en güzel örnektir. Dünya hayatında kendimize örnek aldığımız, izinden gittiğimiz, yoluna hayatımızı adadığımız tek insan Resulullah Efendimizdir. Bizim rehberimiz de, önderimiz de, uğruna can vereceğimiz maşukumuz da odur. Diyanet Başkanlığımız öncülüğünde tertiplenecek programlarla dünya hayatının gailesi altında yorulan, örselenen, sıkışan kalplerimizi Peygamber Efendimizin aşkıyla yeniden pür nur eyleyeceğiz. Bir olmanın, birlik olmanın sırrına bir kez daha ereceğiz” dedi.
“İDEOLOJİK BAĞNAZLIK SON GÜNLERDE VAHİM BOYUTLARA ULAŞTI”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bireyler ahlaklı, merhametli olduğunda toplumda huzur olur, emniyet olur, refah olur. Tek tek kişiler bozulursa aile bozulur, aile yozlaşırsa toplum çürür, toplum çürürse devlet çürür. Millet olarak son iki asırdır çok yönlü bir kuşatmayla karşı karşıyayız. Yıllardır bu milletin iman kalesini çökertmek için pervasızca saldırıyorlar. Bunu bir dönem camilerimizi kapatarak, ahıra çevirerek yaptılar. Bir dönem minarelerimizden yükselen ezanlarımızı susturarak yaptılar. Bu ideolojik bağnazlık son günlerde öyle vahim boyutlara ulaştı ki cuma hutbesini, hutbede okunan ayet-i kerimeleri hedef almaya başladılar. Kendini bilmezin biri çıkıyor, hem de bu ülkenin muhalefet partisi adına, bilmediği konularda ahkam kesiyor. Bunu yaparken de cehaletini gizlemek için Gazi Mustafa Kemal'in arkasına sığınıyor. Onu paravan olarak kullanıyor, hadsizliğine alet ediyor” ifadelerini kullandı.
“MASUM BİR YAVRUYU ALÇAKÇA KATLEDENLERDEN HESAP SORULMASI İÇİN HER TÜRLÜ ADIMI ATACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aynı ideolojik fanatizm, 85 milyon olarak hepimizin yüreğini yakan Narin yavrumuzun vahşice katledilmesi hadisesinde de yaşanıyor. Birileri, daha olayın ilk anından itibaren bu cinayeti bir kutuplaşma aracına dönüştürmek için her yola başvurdu. Oysa ortada vahşi bir cinayet var. Ortada kalp taşıyan herkesin içine kor gibi düşen bir ateş var. Fakat kimileri 8 yaşında hayattan koparılmış bir çocuğun cenazesi üzerinden siyaset yapacak kadar insanlıktan çıkabiliyor. 40 yılda yüzlerce çocuğun kanını akıtan, polis, asker, sivil, kadın yaşlı, bebek demeden binlerce vatandaşımızı acımasızca öldüren bölücü terör örgütünün uzantıları, aynaya bakmadan millete vicdan dersi verme cüretinde bulunuyor. Masum bir yavruyu alçakça katledenlerden bunun hesabının yargı önünde sorulması, döktükleri her damla kanın burunlarından fitil fitil getirilmesi için gereken her türlü adımı atacağız. Tekirdağ'daki alçaklığın da hesabını mutlaka adalet karşısında soracak, bu sabiye işkence eden çukurların da en ağır cezayı almaları için mücadele edeceğiz. Bu rezil olaylar üzerinden bölücü örgütün uzantılarının ve marjinallerin günah çıkarmalarına, toplumun direği olan aile kurumunu hedefe koymalarına da eyvallah etmeyeceğiz. İnsanlık nereye savruluyor dediğimiz, bu gidiş nereye dediğimiz günlerden geçiyoruz. Haya, şefkat ve merhamet gibi hasletler günlük hayattan biraz daha çekiliyor. LGBT gibi sapkınlar daha önce olmadığı kadar teşvik ediliyor. Sevgili Peygamberimizin hikmet dolu sözlerine, yolumuzu aydınlatan rehberliğine her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var. Birbirimizi daha iyi anlamaya, empati kurmaya ihtiyacımız var. Millet olarak dayanışmayı daha da yüceltmeye, muhabbeti daha da güçlendirmeye ihtiyacımız var. İslam kardeşliğine, bizi biz yapan kadim değerlerimize daha sıkı sarılmaya ihtiyacımız var. Müslümanlar olarak Allah’tan ümidimizi kesmemek ile mükellefiz” şeklinde konuştu.