Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cuma namazını Hz. Ali Camii’nde kıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan namazın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİ BARAJLAR YAPARAK ÖNLEMİNİ ALIR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devlet Su İşleri barajlarla çözme yoluna gider. Büyükşehirlerde de büyükşehir belediyeleri barajlar yaparak önlemini alır. Bunlar anlık adımlar değil. Tedbirlerini çok daha önceden almak gerekiyor. DSİ olarak birçok şehrimizde barajlar yaptık ve yapmaya devam edeceğiz. İstanbul Ankara İzmir gibi şehirlerde de büyükşehir belediyelerinin sorumluluğundadır. Onların da buralarda barajlar yapmaları gerekir. Gördüğümüz kadarıyla şu anda oranlar ciddi manada düşmüş vaziyette. Birçok insanın karşı çıkmasına rağmen Yusufeli Barajı’nı yaptık. Kısa sürede devreye girmiş olacak. Bu barajlar sıkıntılı anları gidermeye yönelik adımlarımızdır. Bu işin tek tedbiri barajlardır. Bunun dışında ciddi bir tedbir söz konusu değil” dedi.
“CUMHURBAŞKANI KARARNAMESİYLE 60 GÜN ÖNCEDEN BU İŞİN İLANINI YAPAR”
Erdoğan, “Hukuk farklı bir şey. Ama bunun yanında guguk o da farklı bir şey. Seçimle ilgili yetkinin kimde olduğunu bilmeyecek kadar cahillerin eline kaldık. Şu anda Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dır. Cumhurbaşkanı kararnamesiyle 60 gün önceden bu işin ilanını yapar. 60 gün sonra da YSK kronolojik yapıyı çalıştırır. Diyelim ki Martın 10’unda ilan etti, ondan son 60 gün çalışmaya başlar. 60 gün ne zaman bitiyorsa o gün seçim günüdür. Bunu da YSK takip eder. Bunlar bu işin farkında değil ama 14 Mayıs’ı konuşmaya başladılar. Bu olumlu bir adımdır” diye konuştu.
“TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNİ İNGİLİZ DERGİSİ TAYİN EDEMEZ”
Economist dergisinin kapağı hakkında konuşan Erdoğan, “Türk medya mensubu olarak Economist’in yorumuna sizler evet diyor musunuz? Türkiye’nin geleceğini İngiliz dergisi mi tayin ediyor? Benim milletim tayin ediyor. Benim milletim ne derse Türkiye’de o olur. Türkiye’nin geleceğini İngiliz dergisi tayin edemez” dedi.
“BÖLGENİN GELECEĞİNİ BELİRLEMEYE YETERLİ DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Miçotakis’in söylemleri özellikle bölgenin geleceğini belirlemeye yeterli değildir. Gerek Lozan’ın gerek Adalar ile ilgili yaklaşım tarzının şu anda yunan yetkililer tarafından uygulanmadığını görüyoruz. Adalar’ın silahlandırılması diye bir şey yoktur. Ama bunlar şu anda adaları silahlandırıyor. Adalar’ı silahlandırmak suretiyle Lozan’a ve gerek diğer anlaşmalar ile ilgili ters adımlar atılıyor. Gerekli yerlerde gerekli şeyleri söylüyoruz. Başlarının çaresine bakacaklar” diye konuştu.