Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
Uluslararası tüm platformlarda dile getirdiğimi 'Dünya 5'ten büyüktür' sözlerimiz var. Bu bir adalet arayışıdır. BM'de 196 ülkenin içinde BMGK 5 daimi 15 geçici üyeyle dünyaya güya adalet dağıtıyor. Yok böyle bir şey. Zaten adalet de yok. Bölgemizdeki katliamlardan, çatışmalardan kaçan milyonlarca insana kucak açmamızın gerisinde adalete, insana olan saygımız vardır.
'BUNDAN ÖNCE MERDİVEN ALTI ADALET DAĞITILIYORDU'
Devlet ve millet tarihimiz bu asil duruşla örülmüştür. Bize adaletli olmayı emreden Allah'ın emrine sıkı sıkıya sarıldığımız dönemler hep altın çağımız olmuştur. Son 17 yıldır fiziki imkanlarından insan kaynağına, mevzuatından infazına kadar adalet teşkilatımızı geliştirmeye çalıştık. Adalet saraylarını kurduk, bundan önce merdiven altı adalet dağıtılıyordu. Bazen bu konuda çok ciddi zorluklar yaşadığımız da oldu.
Vesayet güçlerinin, bir dönem FETÖ ihanet çetesinin ve diğer terör örgütlerinin ağır saldırısına maruz kaldı. Zihinlerini ve kalplerini sapkın inançlara kiralamış olanların adalet dağıtması mümkün değildir. Adalet yolundan sapanların akıbeti yine hukuk içinde hesap vermektir.
Türkiye'nin hukuk devleti niteliği başka bir yola ve yönteme izin vermez. Bugün göreve başlayan siz kıymetli hakim ve savcı kardeşlerim, adaletten taviz vermeden çalışacağına inanıyorum.
Hakimin ve savcının en büyük murakıbı kendi vicdanıdır. Kanunlar ne kadar dikkatli ve ayrıntılı yazılırsa yazılsın bunun uygulamada karşılığını koyacak olan sizlersiniz. Bana göre öncelikli olan kanun değil, hukuktur. Kanun yazılır kağıt üzerinde kalır. Hukuk hak ve halk arasındaki o bütünlüğün ta kendisidir.
'ADALET BAYRAĞI YÜKSELDİĞİNDE DÜNYADA TEK BİR MAZLUM KALMAZ'
Adalet öyle bir kavram ki kimi durumda zulümle arasındaki fark bir soğan kabuğu kadar ince hale gelir.
Mevlana hazretleri zalimin üzerine düşenleri görevli ve yükümlü olduğu işleri yapmayan kişi olarak tarif ediyor. Allah gücü halk bunalıp da göklere el açmasın diye vermiştir. Ülkelerdeki yasalar semaya bir tek yarabbi çığlığı yükselmesin diye tesis edilmiştir.
Adalet bayrağı yükseldiğinde dünyada tek bir mazlum kalmaz.
'BAZI SİYASETÇİLERİN SINIRLARI ZORLADIĞINI GÖRÜYORUZ'
Bu öyle bir vazife ki en küçük bir ihmali kaldırmaz. Önünüze gelen dosyalardan bir tekini bile gözden kaçırmanız vahim sonuçlara yol açabilir. YSK’nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinin yenilenmesi kararının ardından bazı siyasetçilerin sınırları zorladığını görüyoruz.
'ÖYLE İLERİ GİTTİLER Kİ, BİR KÜFRETMEDİKLERİ KALDI'
Dün bir siyasi partinin genel başkanları yargı mensuplarımızla ilgili insanlık dışı sözler sarfetti. Bu kişiler hiç anayasayı gözden geçirmedi mi? Anayasanın 138. Maddesi ima dahi edemezsiniz diyor yargı mensuplarına… Öyle ileri gittiler ki affınıza sığınıyorum bir küfretmedikleri kaldı.
Ben de eleştiriyorum hakaret edemezsin, küfredemezsin. Hukuk ve hukukçuları kendi işlerine geldiği kararlarda yücelten bu zihniyeti şiddetle kınıyorum.
'HAD BİLMEMEK, HATTA HADSİZLİKTİR'
Hukukun verdiği kararlar eleştirilebilir. Ama bu eleştiri içerik eleştirisi olabilir. Biz de geçmişte bir çok mahkeme kararını eleştirdik. Kararları değil de hakimlerin şahıslarını hedef alarak, çete yaftası vurup hedef göstererek yapılan eleştirinin adı densizliktir, had bilmemektir, hatta ahlaksızlıktır.
Bu tür kişileri politikanın yüz karaları olarak değerlendiriyorum. Yargı mensuplarımızdan bu tür densizliklerine gözlerini, kulaklarını, kalplerini kapalı tutmalarını rica ediyorum, yargı içinde haklarını aramalarının gereğini de hatırlatmak istiyorum.
Bu ülke yol geçen hanı değil. Bu hakaretleri yapanların da bir gün adalete ihtiyacı olacaktır. O zaman yapılan densizlikler adaletle görev yapmanıza engel olmasın.
Bir Selim kardeşimiz şehit olur ama arkasından binlerce Selim Kiraz kardeşimiz gelir. O kararlarını adil verdiği için şehit oldu. Bunlar bizi yolumuzdan yıldırmayacak.
Hukuka olan bağlılığı ne derece güçlü tutarsak geleceğe o denli güvenli bakabiliriz. Sizlerin tek görevi demokratik bir hukuk devleti olan Türkiye’de adaletin yürütülmesini sağlamaktır.