Zi&On Psikiyatri Akademisinden Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demirci, günümüzde alkol ve uyuşturucu bağımlılığı çocukluğun sonlarında ve ergenliğin başlarında başladığını belirterek, “Bu bağımlılık ruhsal veya fiziksel olabilir. Ruhsal bağımlılık, keyif verici bir uyaranı kullanmaya alışmak, onu arzu etmek ve olmadığı zaman da gerginlik ve kaygı yaşamaktır. Fiziksel bağımlılık, ruhsal bağımlılığın tersine uyarana bağlanma durumudur. Uyaranın yoksunluğunda vücutta titreme, terleme, kusma, kasılma gibi fiziksel değişiklikler görülür” dedi.
Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demirci, bir bireyin bağımlı olduğunun nasıl anlaşılabileceği konusunda ise şunlaır söyledi: “DSM-IV (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders)ün ölçütlerine göre aşağıda belirtilenlerin en az üçünün olması bireyin madde bağımlısı olarak tanımlanması için yeterlidir: Bağımlı olunan maddeye karşı son 1 yıl içinde bir tolerans geliştirilmiş olması; Yoksunluk belirtileri göstermek ve bundan kurtulmak için bağımlı olunan maddeyi veya benzerlerini almak; Düşündüğünden yüksek dozlarda ve uzun dönemlerde maddeyi kullanmak; Madde kullanımından kurtulmak veya kontrol altına almak için devamlı çaba içinde olmak; Maddeyi bulmak, kullanmak ve etkilerinden kurtulmak için çok fazla zaman harcamak; Maddeyi kullanmaktan dolayı sosyal, mesleki ve serbest zaman etkinliklerinde azalma veya bu etkinlikleri terk etmek; Kullanılan maddeden dolayı fiziksel veya psikolojik sorunların varlığına rağmen madde kullanımına devam etmek.”
Yrd.Doç.Dr.Onur Okan Demirci, ergenin aktivitelere katılmaması, destekleyici bir ailesinin ve sosyal çevresinin olmaması onun içinde gerilim oluşturduğunu dile getirerek, “Ergen bu gerilimden kaçma yolları arar. Alkol ve uyuşturucu kullanımı bu kaçış yollarından biridir. Eğer bunlar onu rahatlatırsa daha sık kullanmak isteyecek ve bu da bağımlılığa yol açacaktır. Ergenleri bağımlılığa iten olaylar risk faktörleri diye adlandırılırlar. Bu faktörler depresyon, heyecanlılık, rahatsız aile ortamı ve ezilme duygusu gibi duygusal problemlerdir. Bunlar bencillik, güçsüzlük, umutsuzluk ve güvensizlik gibi duygular oluşur” şeklinde konuştu.