ESİAD iki başkan adayını iş dünyası ile buluşturdu

ESİAD 36. Yüksek İstişare Konseyi’nin konuğu olan AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Av. Hamza Dağ ile Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay, iş insanlarına projelerini anlattı.

Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD), yerel seçimlere kısa süre kala AK Parti ve CHP adaylarını iş dünyası ile buluşturdu. ESİAD 36. Yüksek İstişare Konseyi’nin konuğu olan AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Av. Hamza Dağ ile Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Cemil Tugay, iş insanlarına projelerini anlattı; soruları yanıtladı. İzmir’in sorunları ve ihtiyaçları konusunda iş dünyasının beklentilerini dile getiren ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, “İzmir, başlı başına bir ekosistem oluşturma yolunda hızla ilerliyor. Bu ekosistemi her açıdan besleyen, ihtiyaçlarına cevap sunacak bir kent oluşturulması gerekiyor” dedi. ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer de, kentin koruyarak geliştirilmesi gerektiğini vurgulayarak. “Hiç şüphesiz yatırımlar olacak, ancak insanlık alemi ve çocuklarımıza olan sorumluluğumuzu da hep ön planda tutmalıyız” diye konuştu.

AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Av. Hamza Dağ ile Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Dr. Cemil Tugay’ın konuşmacı olduğu 36. Yüksek İstişare Konseyi toplantısına AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı, CHP Grup Sözcüsü Deniz Yücel, İzmir Milletvekilleri Murat Bakan ve Ednan Arslan’ın yanı sıra AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, ESİAD üyeleri, oda ve sivil toplum örgütü temsilcileri katıldı.

"POTANSİYELİMİZİ DOĞRU DEĞERLENDİRMELİYİZ"

Swissotel’de gerçekleştirilen toplantının açılışında konuşan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu, her iki adayı ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirtti. ESİAD’ın 7 yıldır düzenli olarak gerçekleştirdiği “Türkiye Ekonomisine İlişkin Üye Beklentileri” anketinden çıkan sonuçları adaylarla paylaşan Zorlu, şöyle konuştu:

“Üyelerimizin, Türkiye ekonomisinin yanı sıra kentimize dair beklentilerini bu anket sayesinde görebiliyoruz. Şubat ayı başında sonuçlarını açıkladığımız 2024 yılı anketimizde üyelerimize, ‘İzmir'de öncelik verilmesi gereken üç yatırımı’ sorduk. Üyelerimiz, ilk sırada ‘şehir içi ulaşımı’ gösterirken, İkinci ve üçüncü sırayı, ‘kentsel dönüşüm projeleri’ ve ‘2. Çevreyolu’ aldı. Anketimizde; Limanların geliştirilmesi/kapasite artırımı, ihtisas organize sanayi bölgeleri, tarımsal dönüşüm, İzmir körfez geçişi projesi ve dijital altyapı yatırımları da karşımıza çıktı. ‘2024 yılında İzmir'de hangi sektörlerde yatırım potansiyeli bulunuyor’ sorusunda, geçen sene olduğu gibi enerji sektörü başı çekti. Enerjiyi, sağlık, turizm, gıda ve tarım, bilgi ve iletişim teknolojileri, lojistik ve ulaştırma ile inşaat ve gayrimenkul sektörleri takip etti. ‘2024 yılında İzmir'e daha fazla yabancı yatırım çekilmesinin önündeki engeller nelerdir’ sorusuna verilen yanıtlarda da firma ölçeklerinin yetersizliği, teşviklerin yetersizliği, altyapı sorunları ve nitelikli işgücü gibi sorunların ön sıralarda yer aldığını gördük. Bu sene özellikle nitelikli işgücü sorunu yükselişteydi. Anket sonuçlarımızı dikkatlerinize sunarken, İzmir’in Bölge için önemli bir sinerji kaynağı olduğunun altını çizmek istiyorum. Kentin mevcut potansiyelini doğru değerlendirmemiz gerekiyor. Mevcut sorunların ve ihtiyaçların yanında, yakın gelecekte bizi bekleyen olası krizlerle mücadele için çözüm önerilerini bugünden devreye sokmamız tartışmasız çok önemli.”

"KORUYARAK GELİŞELİM"

ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer de, İzmir’deki sivil toplum kuruluşlarının kentin sorunlarına ilişkin bugüne kadar sayısız çalışma hazırlayıp, öneriler sunduğunu belirterek, “Böylesi bir birikimin İzmir’de yerel yönetim boyutunda icraat yapacak karar vericilerin emrine amade olacağını, tüm sivil toplum kuruluşları adına, ifade etmek isterim. Her yatırım bir ölçüde tabiatın istismarı demektir. Ancak artan nüfus da iş-aş ister. Bu sebeple yatırım kararları bu iki oksimoron unsur arasında makul dengeyi gözetmek durumundadır. Bu anlamıyla flamingolarımız ve kuş cennetimiz çok kıymetlidir sevgili Başkanlarımız. İzmir çok yıpratılmış bir kent. Muhteşem tabiatına çok hoyrat davranmışız. Körfezimizi temiz tutamamışız, tarihsel dokusunu koruyamamışız. Kötü yapılaşmalarımız deprem riskleri nedeniyle kâbusumuz olmuş, oluyor. Ekolojik götürüsü ekonomik faydasının çok üzerinde olan ve kötü işletilen sınai tesislerine, maden işletmelerine hala kolaylıkla yeşil ışık yakıyoruz. Sevgili Başkanlar temel mottomuz, ‘koruyarak gelişme’ olmalı. Hiç şüphesiz yatırımlar olacak, ancak insanlık alemi ve çocuklarımıza olan sorumluluğumuzu da hep ön planda tutmalıyız. Merkezi hükümetimizle ilişkilerin iyi tutulması çok önem taşıyor. Ülkemizin toplam kaynaklarından İzmir’e ayrılacak pay konusunda ‘alacağımız var.’ Bu konuda doğru iletişimin kurulması bu kentte yaşayanlar açısından hayati ölçüde kıymetlidir. Sivil toplum kuruluşları olarak bir ‘takım oyunu’ anlayışı içerisinde, iş birliği imkanlarına her daim açık olduğumuzu tekraren belirtirken, sizlerden de sahici karşılıklar göreceğimizi umut ediyorum.”

"İZMİR’İN POTANSİYELİNİ ENERJİYE DÖNÜŞTÜRECEĞİM"

AK Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, İzmir’in büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Ege’nin incisi hoşgörünün başkenti olan şehrimiz ticaretin merkezi haline gelmiştir. Ankara’nın tiftiği, Bursa’nın ipeği, Ege Bölgesi’nin pamuğu Anadolu'nun nice kadım ürünleri kervanlarla şehrimize gelmiş ve uluslararası limanlar aracılığı ile pazarlanmıştır. Anadolu'nun ilk demiryolunun bu topraklarda hayata geçmiş olması tesadüf değildir. Tarihi misyonunu bugün de sürdüren şehrimiz limanları ve hinterlandı ile ülkemizin dışa açılan en önemli kapılarından biridir. İzmir sanayisi, kültürü, turizmi ile 4,5 milyon nüfusu ile bağrında çok büyük potansiyeli taşımaktadır. Buraya hizmetkâr olarak potansiyelini enerjiye dönüştürmek ve yeni bir hikaye yazmak için büyükşehir adayıyım. Ben hayatımı İzmir’de yaşadım. Bundan sonraki ömrümü de inşallah İzmir’de geçireceğim. Öğrenciliğim bu şehirde geçti, evlatlarımı kucağıma burada aldım, avukatlık mesleğimi burada yaptım. Gençlik kolları başkanlığı ve 4 dönem milletvekilliği yapmanın nasip olduğu İzmir'de bu kadar tecrübeyi İzmir’in özelliklerini ve ihtiyaçlarını yaşayarak tecrübe ettim. İzmirli hemşehrimizin gücüm yettiği kadar sesi olmaya çalıştım. Şimdi tecrübe ettiğimiz bu çözümleri hayata geçirme zamanımız gelmiştir. El ele vererek İzmir için hayallerimizi gerçeğe dönüştürme zamanı gelmiştir. İzmir İktisat Kongresi'yle belirlenen ekonomide tam bağımsızlık hedefinin konulduğu bu kenti, zenginliğin ve bereketin şehri haline getirmek arzusundayız. Dün olduğu gibi bugün de İzmirimiz üretim ve ticaret ile zenginleşecek ve inşallah zenginliğine zenginlik katacak."

İZMİR GİRİŞİMCİLİK SERMAYE FONU

ESİAD’ın üye beklenti anketiyle kendi tespit ettikleri sorunların birebir örtüştüğünü ifade eden Dağ, “İzmirimize 5 yıl içinde kazandırmak istediğimiz konuları 11 başlık altında toplayarak sizlere sunmuştuk. İlk öne çevre ve sosyal belediyeciliği koymayı çok isterim ancak sahada dolaştığımızda birinci sırada ulaşımı görüyoruz. Bu nedenle biz de birinci sıraya şehir içi ulaşımın rahatlamasını koymuş durumdayız. Ulaşımı ekonomik kalkınmanın bir aracı olarak görüyoruz. İzmir'i girişimcilik merkezi haline getirmek için İzmir Girişimcilik Sermaye Fonunu kuracağız. Benim hep ifade ettiğim şeyler ESİAD anketinde çıkmış. Oyunda, bilişimde İzmir'in önemli işler kaydettiğini görüyorum. Onun için bilişim, inovasyon, teknoloji, yenilenebilir enerji endüstrisi ve sağlık turizmini öngörüyoruz. 500 milyon TL ile kuracağımız İzmir Girişim Sermaye Fonu ile geniş bir yelpazede yeni iş girişimcilerine destek sağlayacağız. İhtisaslaşmış sanayi bölgeleri kuracağız. Çandarlı Limanı’nı buna hizmet edecek şekilde hayata geçirmek istiyoruz. Bizim turizm konusunda geri kaldığımızı da ortaya koymamız lazım. Ülkemize gelen sağlık turistlerini İzmir'e çekmek hedefimiz olacaktır. 1 Nisan'da destek verip vermemek İzmirlinin kanaatidir. Şehre kim daha iyi hizmet edecektir konusunda bir tercihte bulunacağız. Ancak benim iş dünyasından beklentim 1 Nisan'dan sonra bu şehirde 5 yıl çok çalışmak zorundayız ve o bölümde sizlerden desteğinizi istiyorum. Ortak istişare kültürü ile yolumuza devam edeceğiz. 1 Nisan’dan itibaren 7/24 ulaşabileceğiniz bir büyükşehir belediye başkanı olacağıma söz veriyorum” diye konuştu.

"KENTSEL DÖNÜŞÜME ÖNEM VERİYORUZ"

Kentsel dönüşüm noktasında neler yapılacağı sorusunu yanıtlayan Dağ, "Kentsel dönüşüm bizim yapmamız gereken konulardan bir tanesi. Karabağlar da 540 hektarlık alanda bir türlü mesafe almadık. Vatandaş 15 sene önceye göre değişimi arzular noktada. Çarpık kentleşme dediğimiz yerlerde dolaşmışlığım ve insanlarla birebir konuşmuşluğum var. Hangi somut projelerle giderseniz gidin Samimi olamazsanız sonuç almanız mümkün değil. 6-7 Mart'ta Çevre ve Şehircilik Bakanımızın bu konuda açıklaması olacak. Biz kentsel dönüşümle ilgili ilk somut örneği Yeşildere’de ortaya koyacağız. Yerine göre yarısı bizden kampanyasını uygulayarak İzmir’de çarkları döndürmeye başlayacağız. Çokça dönüştürmemiz gereken konut olduğunun farkındayız" dedi. Dağ, Kültüpark'ın geleceğinin nasıl olacağını sorusuna ise, "İzmir fuar merkezi yapıldı. Fuarlar orada düzenleniyor. İzmir Fuarını 7/24 yaşayan bir alan haline getirmek zorundayız. İEF düzenlenmeye devam edecek. Ancak fuar arzuladığımız hareketlilikte değil. Bunu hem yapacağımız organizasyonlar ile yeşil alanı artırarak hareketli hale getirmek istiyoruz" yanıtını verdi.

"BELEDİYENİN TÜM BİRİMLERİ AYNI MEKANDA OLACAK"

İzmir Büyükşehir Belediye Binası ile ilgili gelen soruya yanıt veren Dağ "En büyük meselemiz bu. Beni en çok düşündüren konu bu. Benim yönetim noktasında bildiğim en önemli şey iyi bir ekip oluşturmak zorundasınız. Siyasi görüşlere göre değil iyi bir çalışma ekibi oluşturmak zorundasınız. Bunu oluşturamazsınız başarılı olamazsınız. Ekibin mekânsal olarak dağınık olması başarılı olmanızın önünde en büyük engellerdendir. Bizim İzmir Büyükşehir Belediyesi binamız yok. Ben ilk bunu yapacağım desem, vatandaş ‘bizim daha büyük sorunlarımız var’ der. Ancak şu an İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Kemeraltı’nda, bürokrat başka yerde. Ankara’da da eğer bakan dağınık yerlerde çalışıyorsa hep başarısız olmuştur. Ancak bakan en önemli bürokratları ile bir arada çalışırsa başarılı olmuştur. İyi bir yönetim oluşturmak için bürokratların, çalışanların aynı mekanda olacağı duruma girmemiz lazım. Birkaç alternatif var. Bunları 1 Nisan’dan sonra konuşuruz. İyi bir yönetişim ortaya koymak için önemli birimlerin aynı mekanda olması gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

"FLAMİNGOLAR BİZİM İÇİN DEĞERLİ"

Körfez temizliği ve Körfez Geçiş Projesi ile ilgili de konuşan Dağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Biz projelerimize marinayı koymadık. Körfez Geçişi 2011'de 35 İzmir 35 Proje’nin içindeydi. 2011'de sahadaki talep ile bugünkü talep arasında farklar var. O zamanlar sahadan dönüşlere baktığımızda ‘çok da lazım mı’ mantığı vardı. Ancak şimdi özellikle Kuzey ilçelerde trafiğin sıkışması ile zorluk olduğunu ve bu isteğin arttığını her yerde görüyorum. Bunun için bu projeyi koyduk. Kendi açımızdan önceliğimiz çevre yolu, battı çıktılar, kavşaklar... Belki bunları yaptığımızda gerek bile kalmayacak ancak ilk önce diğerini yapalım. Flamingolar da, çevre de benim için vazgeçilmez. Yerde yeşil bir yaprak varsa bunu duvar üstüne koyarız. Bir yandan ihtiyaçlar, bir yandan mecburiyetler var. Körfezin temizlenmesi... Körfezde yüzeceğiz diyemiyorum. Biz körfezde değil Güzelbahçe'de Seferihisar'da yüzeriz. Ancak bunun uygulamaları var. Çiğli Arıtma Tesisi'nin modernleşmesi katkı sağlayacaktır ancak sadece buna bel bağlamak doğru değil. Temizlenmesi için bir çalışma içine girmemiz gerekiyor. Ancak kaynaklar ve sıralamada hangi noktada olur ona yolda bakacağız. Önce kronik sorunlara hamlelerimizi yapalım sonra körfez ile ilgili hamlelerimize geçeriz."

"PLANLAMAYI MANİSA İLE BİRLİKTE YAPACAĞIZ"

Sanayi, tarım ve inovasyonda üretimin büyük önem taşıdığını vurgulayan Dağ, “İzmir Ege Bölgesi’nin abisi. Bir planlama yaptığımızda Manisa ile birlikte yapmamız lazım. Biz şehrin nereye doğru büyüyeceğini biliyoruz. Körfeze doğru büyüyecek hali yok. Yarımadaya doğru. Karaburun zaten hiç dokunulmaması gereken bir yer. O konuda çok hassasım. İmar noktasında dokundurmayacağımız gibi kaçak ne varsa üstüne gideceğiz. Diğer tarafta Menemen, Aliağa aksı var. Tarıma dokunmadan, tepelerde yeşil olmayan bir çok alan var” dedi.

"SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEMLİ GÜNDEM MADDEMİZ"

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay da sürdürülebilirlik kültürünü yerel yönetimlerde geliştirmek için çalışacağını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Belediyenin temel, standart hizmetleri vardır. Bunlar kentin temiz tutulması, kentin düzenli olması, ulaştırılabilir ve altyapının sürdürülebilir olması, olabilecek herhangi bir afet durumunda kentte düzenin sağlanması, çevre sorununun olmaması, atıkların yönetimi gibi. Onun dışında, belediyelerin, içinde bulunduğumuz dünya ve Türkiye şartlarında istesek de istemesek de bazı ek sorumlulukları var. Toplumun bazı kısımları açlık, yoksulluk yaşıyor, eğitime erişemeyenler var, işsizlik sorunları var. Üretim yapmak, yatırım yapmak isteyen insanların yeteri kadar destek bulamaması gibi sorunlar var. Onun dışında tüm dünyayı ilgilendiren küresel olarak düşünmeyi gerektiren ve yerel olarak çalışmalar yürütülmesi gereken iklim krizi sorunu var. Dünya kaynaklarını doğru kullanmamaktan kaynaklı başka sorunlar var. Su, gıda ve enerji krizleri gibi… Ekosistemin bozulması sorunu var. Geçen 5 yıllık süreç için sürdürülebilirlik başlığı altında kentimizin gelecekte bu krizlere hazırlanması ile ilgili ilçe belediye ölçeğinde çokça çalışma yaptık. Sürdürülebilirlik ofisi oluşturduk. Karşıyaka Belediyesi Türkiye'de ilk defa uluslararası sürdürülebilirlik raporu hazırlayan belediye oldu. Büyükşehir Belediyemizin güçlü bir sürdürülebilirlik ofisi var. Onlarla koordinasyon içinde olmaya özen gösterdik. Kentimizde sürdürülebilirlik kültürünü yerel yönetimlerde geliştirmek üzere önemli görevler yaptığımızı düşünüyorum. İklim krizi ile ilgili olarak yerel yönetimlerin üstüne düşen enerji ve atık planlaması gibi bir planı, sürdürülebilirlik enerji planı olarak Türkiye'de ilk defa akademisyenlerle birlikte Karşıyaka Belediyesi olarak yazdık. Merkezi hükümetimiz maalesef yeterli hedefler koymuyor. Bunu uluslararası anlaşmalarla da görüyoruz bolca. Daha hızlı bir şekilde kömürden, fosil yakıtlardan çıkmamız lazım. Daha fazla yenilenebilir enerji yakıtlarına ihtiyacımız var. Yeşil Mutabakat konusunda sanayicilerimizin daha hazır hale gelmesi lazım. Kamuyla, sivil toplumun güçlendirilmesi lazım. Daha önceden iklim krizi, yaşanacak krizler belediyeler için öncelikli görevler gibi değilken bugün bu aksiyonu yerel yönetimler olarak kendimiz almalıyız diye düşünüyorum. Böyle bir bakış açısıyla önümüzdeki 25 yılı kapsayan planımız olması gerekiyor.

KATILIMCI DEMOKRASİ VURGUSU

Seçildiği takdirde katılımcı demokrasiyi en güçlü şekilde işleteceği sözünü veren Tugay, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bizim yapacağımız 1 numaralı iş nedir?, soruna verdiğimiz cevap ‘planlama’. Plansız olan bir yerel yönetimin ne hedef koyması, ne o hedeflerle ilgili başarısını ölçmesi, değerlendirmesi mümkün. Bu nedenle ne yapacaksak bunu çok iyi planlayarak başlamamız lazım. Amerika’nın yeniden keşfinin çok gerekli olmadığını genç yaşında öğrenen biri olarak dünyanın başarılı ülkeleri ne yaptıysa onu yapmamız lazım. Yöneteceğiniz kentin verilerini en sağlıklı şekilde toplamanız gerekiyor. Sonra onları doğru ve sağlıklı şekilde analiz etmeniz gerekiyor. Bunlarla birlikte vereceğiniz stratejik kararları bunun üzerine vermeniz lazım. Yol haritası yapıp 1 ay sonra, 1 yıl sonra, 20 yıl sonra neyi başaracağınızı orda belirlenmiş olacaksınız. Ondan sonra ne yaptığını bilen, ne yapacağını bilen, başarısını ölçebilen kurumlara dönüşürsünüz. Bu planları kendi belirlemiş olduğunuz küçük heyetle yapmamalısınız. Kurtulmamız gereken önemli hastalık bu. Egosantrik siyasetçilerin dar çerçeveli verdiği kararlardan kurtulmalıyız. Ülkemizin, dünyamızın, şehrimizin acilen buna ihtiyacı var. İzmir halkı bana görev verirse dünyanın en güçlü katılımcı demokrasisini burada işleteceğimin sözünü veriyorum. Bu benim için çok önemli bir karar. Sağlıklı bir karar verebilmek için bunu yapmak zorundasınız. Kimsenin her şeyi bilmesi mümkün değil. Dünyada herkesin bunu idrak etmesi gerekiyor. İzmir'de tüm bu planlama çalışmasını yapacak kuruma ihtiyacımız var; adı İzmir Planlama Ajansı. Şu an İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir birimi var ancak benim hayal ettiğim gibi çalışmıyor. Benim hayalimdeki gibi çalışan İstanbul Planlama Ajansı. Biz de bu çerçevede İzmir'deki Planlama Ajansımızı büyütüp geliştireceğimizi toplumun tüm kesimlerinin bu çalışmaya katılacağını bildirmek istiyorum.”

YEREL YÖNETİMDE YAPAY ZEKA

Yapay zekanın yerel yönetimlerde kullanılması gerektiğini belirten Tugay, “Yapay zeka, verileri toplamada, analiz etmede çok yardımcı olan bir sistem. Yapay zekanın ne kadar hızlı geliştiğini, büyüdüğünü anlamayan görmeyen ne bilsin. Genel Başkanımız yapay zeka ile aday belirlendiğini söylemesinin ardından küçümsemeye çalıştılar, kendi cahilliklerini görmeden. Bizim milyonlarca, milyarlarca veriyi toplamamız mümkün değil. Ancak yapay zeka diye bir teknoloji var ve bunu yapabiliyor. Yapay zekayı önümüzdeki dönemde yerel yönetimlerde kullanmak zorundayız. Bunu sağlamak için şimdiden İTÜ gibi bazı üniversitelerde bu konuda çalışan bilim insanları ile bağlantı kurduk. İzmir Büyükşehir Belediyesi benim başkanlığımda yönetilecekse Türkiye'nin, belki dünyanın yerel yönetimde yapay zeka kullanımında öncü belediyelerinden biri olacak. Biz bu teknolojiyi mümkün olduğunda en verimli kullanırken sadece kendimiz için değil, kentimizdeki tüm belediyeler için bunu yapıyor olacağız ve isteyen herkese kapımız açık olacak, onlarla bilgiyi paylaşacağız. Kamu kurumlarının özel sektördeki gibi verimliliği yüksek şekilde işletilmesi gerektiğini düşünüyorum” dedi.

KALKINMA BELEDİYECİLİĞİ

İyi bir iş birliğinin İzmir’i kalkındıracağını vurgulayan Tugay, şöyle devam etti:

“İzmir kendi kendini zenginleştirebilir. İhracatını, markalaşmasını artırabilir. Sizlere baktığım zaman çok değerli birikimli iş insanları görüyorum. Bugüne kadar siz oradaydınız, belediye başka bir yerdeydi. Son zamanlarda olumlu gördüğüm gelişme var. İZTO, EBSO, İTB güç birliği yaptılar. Buna neden belediye katılmasın? Bilgi desteği ile üniversiteler buna neden katılmasın? Kendi aramızda bu koordinasyonu neden yaratmayalım? Bunu sadece İzmir için hayal etmeyelim. İzmir Ege Bölgesinin incisidir, büyüğüdür ağabeyidir… Diğer Ege şehirleri, İzmir bu rolünü fark etsin diye gözünün içine bakıyor. İzmir Limanı Ege Bölgesi’nin bütün üretiminin yurt dışına açılan kapısı. Bu rolleri neden unuttuk. İzmir’in bir ticaret kenti olduğunu neden unuttuk? Ne oldu da biz hükümetin eline bakar hala geldik. Bu kentin bir evladı olarak Amerika’da, İstanbul’da çalışmayı reddettim. Başka bir yerde yaşamak istemediğim için reddettim. Bu şehirde her türlü gelişimi sağlamak için her şey var. Ama bir arada çalışma kültürü yok. Bir arada keyif yapma, eğlenme kültürü var ama çalışma kültürü yok. En büyük suçlu kamu yöneticileri. Ben belediye bürokratlarıyla konuştuğumda onlara, ‘ben belediye bürokratı değilim, çalışan değilim. Ben halkın temsilcisi olarak buraya gönderilmiş, onlar adına konuşan biriyim. Onların istedikleri önemlidir, onların isteklerini çözmemiz gerekiyor’ diyorum. Büyükşehir belediye başkanlığımda da böyle olacağım. Kimse bürokrasinin çarkları altında işinin uzadığını görmeyecek. Herkesin sorununun çözümünde azami yardım olan bir sistemi oturtmamız gerekiyor. İzmir’in, Büyükşehir Belediyesi'nin şirketlerinin her biri kalkınma amaçlı çalışacak. İzmir’in kalkınması için dahil olabileceği her türlü çalışmaya dahil olacak. Buna uygun şirketlerimiz var, olmasa da kurarız.”

4 YIL SONRA KÖRFEZDE YÜZERİZ

Körfezin temizliği ile ilgili de konuşan Tugay, “O deniz temiz olmak zorunda. Bunun için ne gerekli ise yapılacak. Körfezin kendi içinde yapılan sirkülasyon tüneli ile temizleneceğinden hocalarımız emin. Eğer bunu 2 sene içinde yapabilirsek körfez temizlenecek. Temizlediğimizde 4 sene sonra körfezde yüzmemek için hiçbir sebep yok” şeklinde konuştu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yerel Haberleri