Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkan yardımcısı, Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler, yabancıların Türkiye’de satın aldığı evleri, kayıt dışı kiralayarak hem turizmciye hemde devlete zarar verdiğini bildirdi. Yurtdışından giriş yapanların sayısının geçen yıl seviyelerinde olmasına rağmen konaklamadaki azalışın sebebinin, kiralanan ikinci konutlar ve yabancıların sahip olduğu evler olduğuna dikkat çeken İşler acil önlem alınmasını istedi.
ETİK Başkanı Mehmet İşler 2023 yılı Ağustos Ay’ı itibariyle giriş yapanların aynı olduğunu, ancak konaklayan sayısında yüzde 15’e yakın düşüş tespit ettiklerini, sebebini araştırdıklarında ilginç sonuçlara ulaştıklarını söyledi.
Mehmet İşler “Geldiğimiz noktada, konaklama tesislerinde cirolar geçen yıllarda olduğu rakamlarda. Ancak konaklama geçen yıllar ortalamasının yüzde 15’e yakın altında seyrediyor. Hava alanlarından girişler geçen yıla göre yüksek. Ama bu girenlerin çoğu otellerde konaklama yapmıyor. İkinci konut ve yabancıların satın aldığı evlere yöneliyorlar. İkinci konutlar ve bahsettiğimiz evler kimlik bildirim yasa ve yönetmeliklerini hiçbir şekilde uygulamayan, fatura kesmeyen yerler olarak karşımıza çıkıyor. Bu tip bir konaklama biçiminde iki büyük zafiyet oluşuyor. Biri asayiş (güvenlik) zafiyeti. Kimlik bildirmek zorunda olmadıkları için burada illegal kişiler, arananlar, teröre ve suça bulaşmışlar, yardım ve yataklık yada fuhuş yapanlar kalabiliyor. Ayrıca enflasyonist ortamdan dolayı otellerdeki konaklamayı pahalı bulanlar da ailesel kiralamalar yapabiliyorlar. Diğer zafiyet ise vergi kaybı. Bu yerlerde gelir beyanı söz konusu olmadığı için devlet ciddi bir vergi kaybına uğruyor. Özellikle 2023 yılında; Avrupa’dan ve diğer yabancı ülkelerden gelip ülkemizde ev alanlar bunu bir sistem haline getirmeye başladılar. Bu kişiler; şirket kurmadan, vergi levhası almadan, mensubu oldukları ülkelere kayıtlı POS makinalarından ve yurtdışından kredi kartı ile tahsilat yaparak, bir tur operatörü yada turizm acentası gibi bu evleri ve hatta komşularının evlerini, gayrı resmi olarak pazarlamaktadırlar. Hem Türk turizmine dahil olacak geliri hem de Türk devletinin tahsil edeceği vergiyi kendi ülkelerine aktarmaktadırlar. Diğer taraftan bölgelerindeki kiraların yükselmesine de neden olmaktadırlar. Tatil, geçirmek için, yazlık olarak alınan evlerin kayıt dışı ticarethane olarak faaliyet gösterdiğini görüyoruz. Bu tüm kurallara, tüm prosedürlere, mevzuatlara uyarak çalışan, kurumsal ve birçok insana iş ve ekmek, devlete vergi, SGK’ya prim sağlayan otelcilik sektörüne karşı gayri resmi ve haksız bir rekabet oluşturmaktadır.
Bu tür uygulamaların mevzuata uygun olmadığına dikkat çeken İşler "Turizmci otelini tam 154 imza gerektiren prosedürü sağlayarak açmaya çalışırken, her otel kamera kaydetme, kimlik bildirimi, müzik meslek birliklerine karşı sorumluluk gibi bir çok mevzuata uymaya, can güvenliği, yangın, doğal afetler ve insan sağlığına kadar birçok konuda önlem almaya çabalarken, her gelirini ve harcamasını belgelerken bu evlerin hiçbir sorumluluğu ve yükümlülüğü olmadan faaliyet göstermektedir. Biz turizmciler olarak bunların kapatılmasını, ortadan kaldırılmasını istemiyoruz. Konaklama sektörüne gerçekçi biçimde dahil edilerek, sektöre uygulanan tüm yasa ve mevzuata tabi olmalarını talep ediyoruz. Asayiş ve vergi konusunda devlete, haksız rekabet dolayısıyla turizm sektörüne verdikleri zararın görülerek haksız olarak elde ettikleri avantajlı durumun ortadan kaldırılmasını bekliyoruz. Devletimizin yetkililerini göreve çağırıyoruz. Eğer bu haksız rekabet ve işini yasalara uyarak yapanların dezavantajlı durumu sürecek olursa, muhtemelen uluslararası turizm tecrübesi olan bir çok kişi sektörden kopacak, yasanın boş bıraktığı alandan yararlanarak yeni iş kolları ve yeni türevler yaratacaktır. Yeni yatırımcı yasal ve resmi olmayan daha kazançlı yatırımlara yönelecektir. Dürüst çalışan turizm sektörünün beli dahada bükülecektir. Bu soruna ivedilikle el atılmalıdır. Uluslararası rezervasyon sitelerinde reklama ve satışa çıkan ikinci ev ve rezidanslarla devleti gelir kaybına uğratan kişiler tespit edilmelidir. Gözardı edilmemelidir ki; gelen turist otellere değil bu konutllara gelmektedir. Gelirleri yurtdışında tahsil edilmekte ve başka ülkelere gitmektedir. Ciddi bir vergi, istihdam ve tanıtım kaybı olmaktadır. Bir an evvel bu yanlıştan dönülmelidir. 2023 yılında turizmcinin belini büken bu duruma acilen dur denmeli, çözüm üretilmelidir.”