Ey güneyin dertli ozanı!
İçimde bir bulantı, kalbimde güney sızısı...
Söyle bana hangi çağdan topladıktı biz bu acıları
Hangi çağdan topladıktı göğsümüzden ince ince sızan hüzünleri
Gece olduğundan küçük, karanlık hiç bu kadar korkutucu olmamıştı
Bekledik! Öyle sessizce gelsin de iyi huylu periler kurtarsın bizi diye
Ey güneyin dertli ozanı!
Şimdi sen söyle
Oturalım bir deniz fenerinin dibine ve anlat
Hangi şiirden topladıktı biz bu ayrılığı
Hangi ölümsüz kelimelere mühürledikti bu aşkı
Miho kuşunun kanatlarında yükseliyoruz, arşı arşınlıyoruz her kanat çırpışında
Yükseldikçe biz, çarpıyor yüreğimize ayrılığın derin sesi
Ey güneyin dertli ozanı!
Söyle bana
Hangi düşen yaprağa bağladıktı kendimizi de
Ayrı kentlerde ekleyip duruyoruz sabahları akşamlara
Sorma bana!
Sen sevildikçe şımaran bir çınara benziyorsun
Hem kökün güçleniyor aşkla
Hem de acınla çürüyorsun
Ey güneyin dertli ozanı
Seni karşı kıyıya geçirirken, kendimi unuttumuşum öteki kıyıda
Her yangın sönmezmiş suyla!