Merhabalar Sevgili Eylül. Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da Haber Kültür ve Magazin Göktürk Dergisinin Lansman gecesinin sunuculuğunu yaptınız. Almış olduğunuz plaketinizi tebrik ediyoruz ve başarılarınızın devamını diliyoruz. Sunuculuğunu yaptığınız bu özel geceye dair neler söylemek istersiniz?
Yürekten selamlar Medya Ege. Öncelikle çok teşekkür ediyorum. Başarı sadece benim başarım değil. Bana inanan, yaptığım her projeyi takip edip gündeme taşıyan ve tanıdIğım tanımadağım birçok okuyucu kitlesine ulaştıran değerli Basın mensubu arkadaşlarımındır da. Hal böyle olunca sizlerin vesilesiyle yazılarımın okuyuculara ulaşması nedeniyle ben de teşekkürü bir borç bilirim sizlere. Canı gönülden teşekkür ediyorum...
Gelelim şimdi Göktürk Dergisinin Lansman gecesinin en özel anlarını sizlerle paylaşmaya...
Yıllardır nasıl yazdığımı merak ettiler ve bir şekilde cevap aradılar. Günümüz Türkiye'sin de sanırım yazmaktan çok, yazdıklarınızı okuyucularınızla buluşturacak olmak zordu... En azından benim için öyleydi. Doğru kanallardan okuyucu kitlesine ulaşmak takdir edersiniz ki benim için de kolay olmadı.
Sabır ve araştırmalarım sonrasında kendimi Göktürk Dergisinin içinde buldum. İyi ki de buldum. Yazdıklarım Göktürk Dergisinin içinde yer aldıkça hayata olan inancım arttı. Çünkü yaptığınız işe sizden başka değer veren birileri vardı. İşte bu yazmaya değerdi! Şimdi bana nasıl yazıyorsunuz sorusu geldiği zaman bu sorunun cevabını farklı şekilde veriyorum. Nasıl yazdığımı anlatamam ama neden yazdığımı anlatabilirim.
Yazıyorum, çünkü biliyorum ki yıllar sonrasında ben yaşlansam dahi yaşlanmayacak olan yazılarıma sahip çıkan beyaz sayfalarım var. Tanımadığım, adını dahi bilmediğim bir çok kişinin evinde, ofisinde, arabasında, bir kurumda adım geçecek. Yazılarım birilerinin bir çift gözüyle gözgöze geldiğinde satırlarım yeniden şahlanacak.
Sunuculuğunu yaptığım bu özel gece için söylemek istediğim bir gerçek var.
Antalya'dan İstanbul Göktürk'e uzanan yolculuğum bir şans ise ben bu şansımı her koşulda gönülden taşımaya razıyım.
Çünkü inanıyorum ki bu şans bir daha benim kapımı çalmayacak. Göktürk ailesi benim hayatımda ki çalışma hayatının kapısını açan sihirli bir anahtardı. Bir tek benim değil kıymetli arkadaşlarım için de böyle düşünüyorum.
Neden mi böyle düşünüyorum?
24-02-2018 Cumartesi gecesi tüm arkadaşalarımın mutluluğuna şahit oldum ben. Ve böylesi güzel bir organizasyon da Sayın Ümit Öner'in sevgisiyle bu sihirli anahtarlar çoğaltılarak Göktürk Dergisinde emeği geçen dostlarımıza, takdim edilen plaketlerle bir nevi verilmiş oldu aslında. Öyleyse gönülden açılacak olan kapılarınızın anahtarı hayırlı olsun dileklerimle, nice yıllar diliyorum Göktürk ve Öner ailesine.