Facebook, her ne kadar artık gündemden düşmüş olsa da bildiğiniz gibi geçtiğimiz bir senede pek çok olumsuz gelişme ile sarsıldı. Kişisel verilerin kullanıcıların haberi dahi olmadan satılması, seçimlere müdahale gibi pek çok suçlama ile karşılaşan platform, bu iddiaları yalanlamayı da başaramadı ve kullanıcılarının güvenini kaybetti.
Ancak artık Facebook, Instagram ve Twitter gibi sosyal medya platformları kullanıcılar için bir nevi bağımlılık ve yıllardır kullanılan hesapların kapatılması kişiler için çok da kolay olmuyor. Peki Facebook kullanmayı bırakmak kişilerin günlük hayatlarını nasıl etkiliyor? Farklı gerekçelerle hesaplarını kapatan ve uygulamayı telefonundan silen bazı eski Facebook kullanıcıları, yaşadıkları değişimden bahsetti.
24 yaşındaki Joshua Litvinoff, Cambridge Analytica olayının patlak vermesinin ardından Facebook kullanmayı bıraktığını söylüyor. Bilgilerimizin, haberimiz olmadan kullanılması fikri kendimizi güvende değilmiş gibi hissetmemize sebep oluyor ve bu yüzden de benzer haberlerden sonra pek çok internet kullanıcısının aldığı tedbirler de arttı. Litvinoff da Facebook kullanmayı bıraktıktan sonra içinin çok daha rahat olduğunu belirtiyor.
Martina Dorff ise 2016 senesindeki seçimlerden sonra Facebook kullanmayı bırakanlardan. Seçim döneminde Facebook ve benzer platformlarda bir tür 'algı yönetimi' yapıldığı ortaya çıkmıştı ve aslında biz fark etmesek de sosyal medyada karşımıza çıkan her görüntü ve içerik bilinçaltımızda bir yerlerde çakılı kalıyor. Bu da fikirlerimizin manipüle edilmesini kolaylaştırıyor. Dorff da bu durumu hayatından çıkarmak adına Facebook'u terk etmiş ve konu üzerine bolca düşününce uygulamayı kullanmayı bırakmanın çok da zor gelmediğini belirtiyor.
Ancak Facebook'u silmenin tek gerekçesi güvenlik ve manipülasyon hikayeleri değil. 20 yaşındaki Hayley Bennett, sosyal medya uygulamalarının 'bağımlılık' ve kullanıcıları uygulamada tutma üzerine nasıl tasarlandığının anlatıldığı bir video izledikten sonra çok etkilendiğini ve uygulamaların psikolojik olarak insanları nasıl etkilediğini görmenin onu korkuttuğunu söylüyor. Videoyu izledikten sonra telefonundan tüm uygulamaları sildiğini ve hesaplarına da günde bir ya da iki kez web üzerinden girdiğini belirten Bennett, bu sayede uygulamaların yarattığı bağımlılıktan kurtulduğunu da ekliyor.
Kullancıların her biri, Facebook kullanmayı bıraktıktan sonra daha özgür hissettiklerini ve platformu asla özlemediklerini söylüyorlar. Aslında Facebook bu anlamda iyi bir örnek değil çünkü zaten son birkaç yıldır kullanıcılarının yaş ortalaması değişmiş durumda ve genç bireyler Instagram ile Twitter'a yönelmeyi tercih ediyor. Ancak bu sebeplerin ve sonucun tüm uygulamalar için geçerli olduğunu bilmeliyiz.
Yani aslında sürekli girip kontrol ettiğimiz, paylaşım yaptığımız ve 'like attığımız' hesaplarımız olmadan da yaşayabiliyoruz. Üstelik sosyal medyanın, düşündüğümüzün aksine kişiliğimize ve sosyal hayattaki yerimize hiçbir katkısı yok. Bu sebeple bilinçli hareket etmek ve zarar gördüğümüze inandığımız noktada bu alışkanlıkları zorlanmadan terk edebileceğimizi unutmamalıyız.