FARKIMIZ NE

Pınar Yeşiltay Sevim

“Doğduğun ev kaderindir.”

Zordur bazı coğrafyalarda çocuk olmak. 

Daha doğmadan yüklenen beklenti ve sorumluluklarla dünyaya gözlerini açmak. Hele kız çocuğu isen otururken, kalkarken hatta oyun oynarken bile bir kaç kat dikkatli olmayı gerektirir hayat. Kendini koruyup, kollaması; oyuncakların cinsiyeti olurmuşcasına sadece oyuncak bebeklerle oyunası beklenir bazı coğrafyalarda kız çocuklarından. 

Aslında kadın olmak da farklı değildir o bahsi geçen coğrafyada. Rol ve kimliklerin üst üste bindiğini, beklentilerin kadınların boylarını aştığını, sorumlulukların omuzlardan taştığını görmek zor değildir. Kendisini her daim herkesten kollaması, adını soyadını ve bir de evlenince kocasının şanını koruması beklenir salt kendi elindeymiş gibi. Ana babasının başı yere eğilmesin diye yeri gelir kurban edilir; kocası kendini daha adam zannetsin diye “kadın cinayetleriyle” kocası tarafından hunharca katledilir. Duyguları, beklentileri, yaşama dair ümitleri olabileceği; kadının kendi ayakları üzerinde durabileceği gerçeği o coğrafyalarda geçerli değildir.

21.YY da böyle şey mi olur demeyin. 

Fersah fersah uzaklardan bahsetmiyorum. Ülkemin bazı illeri, ilçeleri, mahallelerinde yaşanan ve bizim günlük sosyal hayatımızda görmemezlikten geldiğimiz; haberlerde duyup gazetelerde okuduğumuzda sahte üzüntüler takınıp hemen unuttuğumuz gerçeklerdir aslında bunlar. İşitmek, okumak bile acı verdiği için yok saydığımız o kız çocuklarının, o kadınların dramlarıdır ve hatta çaresiz kabullenilmiş hayatlarıdır. Bizler de yalnızca ahh vah deriz!

İşte o nedenle çocuk yetiştirmek, anne baba olmak önemlidir. Bizlerin çocuklarının da ileride bu zihniyetteki biri ile aynı sırada oturmayacağı, aynı sinama koltuğunda yan yana gelmeyeceğinin hiç bir garantisi yok. 

Tam da bu nedenle bilinçli ebeveyn, mutlu ve sağlıklı geleceğin garantisidir.

Sevgili anne babalar, evlatlarımızı yetiştirirken vicdani değerlerin önemini, nezaketi hatta özellikle de kız çocuğuna ve kadına nezaketi öğretmek birinci vazifemiz olmalıdır. O şaşalı sünnet düğünleri ile erkekliğine övgüde bulunduğumuz biricik oğullarımız ve kendini prenses sanan kız çocuklarımız ileride kimlerle karşılaşacaklar bilemeyiz. Ama iyi bir eğitim, doğru bir insani değerler kültürü ve nezaket algısı ile geleceğin çocuklarını korumayı vazife edinmeliyiz. Çünkü bizlerin yetiştirdiği çocuklardır geleceğin kadınlarını değerli ya da yetersiz hissettirecek olan. Kız çocuklarımızın okuması kadar diğer kız çocuklarının haklarını da gözetmesini, kendisini savunmasını ve ayaklarının yere basmasını sağlamak da bizim görevimiz. Tıpkı erkek çocuklarımızın birer kadın düşmanı olmak yerine kadını birey olarak görmesini sağlamak gibi.

Bu gün bu konuyu ele almamın sebebi, çıkan af dolayısı ile şiddet gördüğü eşinin de aftan yararlanacak olması dolayısı ile bana mesaj yazan ve anne babaları uyarmamı özellikle isteyen bir takipçimin mesajıdır. Umarım bundan sonra kız çocukları baskısız büyür, özgür birer birey olarak toplumda yerini alır ve erkekler tarafından ötekileştirilmez ve örselenmez.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.