Merhaba sevgili dostlarım. Yoğun bir kışı geride bıraktık derken soğuklar bir türlü kapımızdan eksik olmuyor. Planların rotaların sürekli ertelendiği, kar yağışının bitmek bilmediği bu Pazar sabahı sizleri biraz uzaklara götürmek istiyorum. Daha önce duydunuz mu bilmiyorum ama Peru’da Gökkuşağı Dağları adı verilen çok enteresan bir bölge bulunuyor. Tabi gitmesi görmesi o kadar kolay değil ama en azından görsel hafızanızda yer etmesini istedim.
Öncelikle imkanı olan için nasıl gidileceğini kısaca anlatayım. Peru’nun başkenti Lima’ya gelmeniz gerekir öncelikle. Lima’dan dağların bulunduğu Cusco şehrine varmanız gerekiyor. Otobüs burada kullanabileceğiniz en renkli seçenek olacaktır. Yerel halkın içine girebileceğimiz ortama daha iyi adapte olabileceğiniz bir yolculuk olacaktır. Cusco’dan 3 saatlik başka bir otobüs yolculuğu sonrası varış noktamıza ulaşmış oluyorsunuz. Ancak geldik diye rahatlamayın çünkü 3 saatlik yaklaşık 10 km.bir yürüyüş daha yapmanız gerekecek.
Vardığınız noktanın tam olarak adı Vinicunca. Fotoğraflarda gördüğünüz görsellere çok fazla itibar etmeyin. Çünkü bir çoğu photoshop kullanarak renklendiriliyor. Ama çıplak gözle gördüğünüzde dahi belirgin bir gökkuşağı ile karşı karşıya geliyorsunuz. Peki dağların nasıl bu halde geldiğini merak ettiyseniz hemen açıklayayım. Aslında herkesin aklına gelen cevap doğru. Dağların kapladığı buz tabakası erime esnasında toprak aşınmaya devam ederken, bölgeye özgü mineraller şerit şeklinde ortaya çıkıyorlar.
Kırmızı şeritler topraktaki oksitlenmiş demirden kaynaklanıyor. Sarı renk ise demir sülfürün varlığına işaret ediyor. Mor renk ve kahverengi ise götit diye daha önce hiç duymadığım bir elementten ötürü oluşuyor. Yeşil rengin tüm tonları da klorit sayesinde farklı tonlarda karşımıza çıkıyor. Yani görmüş olduğunuz bu muhteşem tablonun bir açıklaması var. Sadece tüm minareler bir araya toplanmış işin püf noktası burada yatıyor. Doğanın sırları her geçen gün bizi kendine hayran bırakmaya devam ediyor.
Vinicunca’ya yaptığınız gezide dikkat etmeniz gereken bir diğer önemli nokta ise havanın yağmurlu yada karlı olmamasına dikkat edin. Birde çok güneşli havalarda gitmemelisiniz. Mümkün olduğunca güneşin doğuşundan hemen sonra yada gün batımında zirvede olursanız, en güzel kareleri bu zaman aralığında bulabilirsiniz. Aşırı ışık yada ışıksız zamanlarda yaptığınız yolculuklar sizi hayal kırıklığına uğratabilir.
Dünyanın güzelliklerini her hafta sizinle birlikte ortak olmak benim için oldukça keyifli. Umarım sizde bir an olsun gündemden uzak farklı rotalara yolculuklar planlıyorsunuzdur. Haftaya görüşmek dileğiyle..
Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun…