Güney Amerika’nın en renkli ülkelerinden birisidir Bolivya. Tabi ülke bu kadar renkli olunca bir çok güzelliği topraklarında barındırıyor. Ama biz sadece belli bir bölgeyi inceleyeceğiz. Burası tuz cenneti olarak bilinen Uyuni Tuz Gölü. Tam adı Salar De Uyuni olan bu göl yaklaşık 10 bin km bir alana sahip adeta bir denizi andıran bir yapıya sahip. Dünyanın en büyük 5 tuz gölünden birisi. Üstelik yükseklik olarak 3500 metreye sahip en yüksek tuz gölü unvanına sahip.
Kapasitesi 10 milyar ton olarak tahmin ediliyor. Bunun sadece 25 bin ton civarında kısmı merkeze getirilerek işleniyor. Ay’dan çıplak gözle görülebilen tek yer olan bu bembeyaz vaha, onu ziyaret edenleri de gerçeküstü bir deneyime davet ediyor. Salar de Uyuni, Uyuni şehrinin de her yıl on binlerce kişi tarafından ziyaret edilmesini sağlıyor. Hâliyle zaman içerisinde Uyuni de turizme yönelik büyük bir gelişme olmuş. Salar de Uyuni, kiminin tuz denizi kiminin tuz çölü olarak görebileceği bu bölge, yılın her mevsiminde farklı ve her zaman büyüleyici bir görüntü sunuyor.
Gölün yakınlarında bulunan tren mezarlığı ise görülmeye değer. Burada 100 yıldan eski bir çok treni sergiliyorlar. Sizinde fırsat bulursanız burası ile ilgili videoları izlemenizi tavsiye ederim. Hikayesi oldukça basit ama dikkat çekici. Zamanında göldeki mineralleri taşımak için bir çok şirket buraya trenlerle seferler yapmaya başlıyor. Ancak göldeki mineraller 1940’lı yıllarda tamamen bitince trenler olduğu yerde öylece kalakalmış. Ve bir çok değişik modelde trenler burada açık bir fuar gibi sergilenmekte. Size çok renkli bir ülke olduğunu söylemiştim.
Bu kadar gerçeküstü bir güzellik elbette hem gezginlerin, hem fotoğrafçıların hem de sanatçıların ilgisini çekiyor. 2017’de Star Wars’un Last Jedi filmi ve 2016’da Werner Herzog’un Salt and Fire filmin Salar de Uyuni’nin set olarak beyazperdeye ilham verdiği örneklerden yalnızca ikisi. Zaten fotoğraflara bakınca sizde kendinizi bir stra wars filminde gibi hissediyorsunuz. Gözünüzün alabildiği kadar uçsuz bucaksız bir tuz tabakası sizlerin önünde.
Buraya yakın bir diğer ilgi çekici yer ise devasa kaktüslerin bulunduğu Incahuasi kaktüs adası. Boyları 10 metreyi bulan bir çok değişik şekilde kaktüslerin olduğu mükemmel görselliğe sahip bir yer. Kaktüs doğası gereği bu bölgede oldukça elverişli bir şekilde yetişiyor. Burası da size bir film setini hatırlatacak kadar fotojenik. Etrafınızda beyaz bir tuz çölü ve 3 katlı bir bina kadar büyük kaktüsler sizi bekliyor. Ve yapılan incelemeler bu kaktüsler yılda sadece 1 cm boylarının uzadığını söylüyor.
Kaktüsler, eski trenler ve tuz madenleri ile dolu dolu bir seyahat sizi bekliyor. Burada dikkat etmeniz gereken en güzel seyahat acentesini seçmek bunun için bildiğim birkaç acentenin adını isteyenlerle paylaşabilirim. Bir çok alternatif sunan farklı tur operatörleri mevcut. Umarım benden önce gitmeyi başarabilirsiniz. Hepinize mutlu bir hafta sonu diliyorum,
Çok Gezin, Çok Okuyun ve Çok Sorun.