Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati tarafından yanıtlanması istemiyle verdiği yazılı soru önergesinde, “Fahiş fiyat” ve “Stokçulukla” ilgili kavramlara açıklık getirilmesini isteyen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, yanıt istediği soruları ise şu şekilde sıraladı:
“Birden çok kere fahiş fiyat, fiyat manipülasyonu ve stokçuluğa asla izin vermeyeceğinizi ifade eden açıklamalar yapıyorsunuz.
Fahiş fiyat nedir? Örneğin Tarım ve Orman Bakanlığının yazılı olarak tarafıma bildirdiği, gübrede bir yılda artışın yüzde 342 olması bir fahiş fiyat göstergesi midir?
Akaryakıt litre fiyatlarının bir yılda 7 liradan 22 liraya çıkması (Bugün Özel Fabrika Şekerinin kilosu 30 TL’ye dayandı) bir fahiş fiyat göstergesi midir?
Şeker fabrikalarının, 2021 yılı kampanya döneminde tonu 410 TL’den aldığı şeker pancarının küspesini eskiden bedava verirken artık 850 TL (Şu anda 1100 TL oldu) bedelle satması fahiş fiyat göstergesi midir?
Halen 42 ilde uygulanan ve lisanslı depoculuk olarak da tanımlanan, üreticinin hasat döneminde ürettiği ürünü daha iyi şartlarda muhafaza etmesi yanında depoya koyduğu ürün tutarında bankadan kredi için teminat sayılması ile oluşan stokçuluk sizin ifade ettiğiniz stokçuluk içinde yer almakta mıdır?
CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in önergesini yanıtlayan Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, 2021 yılında uluslararası piyasalarda başta enerji olmak üzere tüm emtia fiyatlarında artışlar gerçekleştiğini belirterek, “Bu gelişmelere ek olarak tedarik zincirinde gerçekleşen aksaklıklar da maliyet artışlarına neden olmuştur. Söz konusu arz yönlü faktörlerin yanı sıra salgına bağlı risklerin azalmasıyla güçlü seyreden talep koşulları nedeniyle fiyatlama davranışlarındaki bozulmalar da enflasyon görünümünü olumsuz etkilemiştir” dedi.
ENFLASYON GÖRÜNÜMÜNDEKİ BOZULMA
Enflasyon görünümündeki bozulmayı sınırlamak ve enflasyonun olumsuz etkilerini vatandaşlarımıza asgari düzeyde yansıtmak amacıyla gerekli kararların ivedilikle alındığını belirten Bakan Nebati, “Bu çerçevede; 30/06/2021 tarih ve 31527 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 74 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Bakanlığımızın koordinasyonunda ilgili diğer Kuramların katılımıyla Fiyat İstikrarı Komitesi kurulmuştur” hatırlatmasında bulundu.
FİYAT İSTİKRARI KOMİTESİ
Komitenin öncelikli hedefleri arasında fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesinin yer aldığını anlatan Nureddin Nebati, “ Bu çerçevede, Komite bünyesinde fiyat hareketleri yakından izlenmekte, para politikasının etkinliğinin sınırlı kaldığı arz şokları durumunda alınacak tedbirler bütüncül bir bakış açısıyla gözden geçirilmektedir” dedi.
Bakan Nebati, gıda ve hammaddede arz güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli tüm tedbirlerin vatandaşların lehine uygulandığını da ifade etti.
İKTİDAR FİYATLAR İLE İLGİLİ HAVANDA SU DÖVÜYOR
CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, AKP iktidarlarının fiyat artışları karşısında aldığı geçici tedbirlerle sorunların aşılamayacağını söyledi. Gürer, işin özünün üretimden başlayan girdi maliyetlerinin olduğunu belirterek, “Akaryakıt, elektrik, doğal gaz gibi iktidarın fiyatını belirlediği ürünlerde artış iğneden ipliğe yansıyor. Ekonomide olduğu gibi her alanda sistem sorunu var. AKP iktidarları döneminde fahiş fiyatla mücadele ediyoruz diye neler yapıldı. Madde madde sıralayalım.
1- Tarım ürünlerinde gümrük vergileri sıfırlanıp ülke ithalatçı konuma taşındı. Hububattan bakliyata, mercimekten pamuğa ve bitkisel ham yağına kadar ithalata bağlı kılındık. Fiyatlar düşmedi, aksine üretici sayısı düştü.
2- Hal yasası 2012 yılında çıktı. Dönemin Bakanı Yazıcı, “% 25 ucuzluk oluşacak” dedi, olmadı.
3- Gıda ve Tarım ürünleri Piyasa izleme komitesi kuruldu.2014’te kurulan komite 2016’da sekreteryasını Merkez bankasına devretti. Sonuç alınamadı.
4- 2016 yılında, erken uyarı sistemi ile gıda arzının izleneceği açıklandı. Miktarsal üretim yanında sağlık standartlarına uygunluk izlenecekti. Çözüm oluşmadı.
5-2017 yılında, Hal ve Market fiyatları nedeniyle uzman personel aracılığı ile fiyat farklarının takibe alındığı duyuruldu. Arkası gelmedi.
6-2019 yılında, dönemin Bakanı Albayrak Hal yasasını bir kez daha gündeme getirdi; “Komisyonculuk kalkacak, marketler sözleşmeli üretim yapacak, doğrudan üreticiden alacak” dedi. Uygulama başladı. Market fiyatları inmedi, aksine yükseldi. (İktidar yeni düzenleme ile hal yasası değiştirmeye tekrar her ürünün hale girmesine yönelik çalışma yapıldığını 2022 yılında açıklandı. Bu durum bu uygulamadan vazgeçileceğini gösteriyor)
7- 2019 yılında, büyük kentlerde tarım kredi kooperatifi tanzim çadırları kurdu. Yerel seçime kadar vatandaş kuyruğa sokuldu. Seçim bitti, çadır gitti. Tarım Kredi’nin bu uygulamadan zarar ettiği Sayıştay raporlarına yansıdı. Fiyatlar yine artmaya devam etti.
8- 2019 yılında, stokçuluk yapıyor diye patates ve soğan depoları basıldı. Üretici terörist ilan edildi.
9-2021 yılında, 6 zincir markete rekabet kurulu kartelleşme cezası kesti. Fırsatçılıkla ilgili suçlamalar yapıldı. Marketler cezayı ödedi. Konu yargıya taşındı. Marketlerde fiyatlar düşmedi arttı.
10-2021 yılında Fiyat istikrar kurulu kuruldu. Toplantılar sonrası fiyatların düşeceği söylendi.2021 yılında 1 kilosu 5,5 TL olan ve kamu tarafından üretilen şekerin fiyatı 2022 yılında kilosu 17 TL’ye çıktı.
11- 2022 yılı şubat ayında, Bakan Nebati enflasyonla mücadele timleri kurulduğunu açıkladı. Fahiş fiyatla mücadele edecek timlerin etkisi fiyatlara yansımadı.
10- Tarım Kredi iştiraki market sayısı 1000’e çıkarılıp ucuzluk sağlanacağı duyuruldu. Cumhurbaşkanı gidip alış veriş yaptı. Fiyatlar uygun dedi. Fiyatların bir yıl öncesine göre 3-4 kat arttığı ortaya çıktı.
11- Son olarak Tarım Kredi Kooperatifleri Marketlerinde 33 temel tüketim ürününde 15 Ağustos'tan itibaren indirimli satış yapılacağı Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Vatandaş halihazırda bu uygulamadan da gerekli faydayı sağlayamadı.
Kısacası AKP iktidarları ve bakanların anlattığı masallar ve açıkladıkları ile fiyatlar düşmedi. Vatandaş yoksullaştı. Alım gücü düştü. Rafta ürün olsa da vatandaş et ve süt mamulünü dahi alamaz hale geldi. Üreten, artan girdiler nedeniyle ürettiğinden kazanmadı. Vatandaş pahalı ürün fiyatları altında ezildi. Sorun AKP iktidarlarının yanlış tarım politikaları ve uygulamalarından kaynaklanmaktadır” dedi .