Gazeteci Hasan Tahsin, Turuncu TV’de yayınlanan, Pelin Uzun’un sunduğu Gazeteci Adem Nakçı’nın yorumladığı GERÇEK HABERCİ ile Gündem’in konuğu oldu. Tahsin, İzmir basınının sorunlarını aktardı. Gazete patronlarının gazetecilik geçmişi olması gerektiğini savunan Tahsin, “Muhabir geçmişi olmayan gazeteci değildir. Sadece köşe yazısı yazıp muhabirlik geçmişi olmayan gazeteci değildir” dedi.
“Gazete vatandaş için basılır”
Tahsin, belediyelerin ilan ve tanıtım dışında desteklerine karşı olduğunu vurgulayarak, “İzmir’de yayınlanan gazetelerin 3’te 2’si İzmir’i tanımıyor, bilmiyor. İzmir’deki gazeteleri toplayalım, basın birlikteliği yapalım. Bu işin adını koyarak vatandaşı davet edelim. Vatandaş gazeteciye derdini anlatsın. Ben gerçekten buna gönüllüyüm. Gazeteler belediyeler, siyasi partiler için değil vatandaş için basılır” sözlerine yer verdi.
“Özal’ın basına bakışı darbeden daha kötü”
İzmir’de en çok satılan gazetenin neden yerel değil de İstanbul gazetesi olan Sözcü’nün satıldığını eleştiren Tahsin, “Turgut Özal, Türkiye basının özgürlüğünü yok etmiş insandır. Turgut Özal’ın basına bakışı darbeden daha kötüdür. İzmir’de kimin evine günlük gazete giriyor. İzmir gibi Türkiye basının temellerini atmış bir kentte İstanbul gazetesi olan Sözcü’nün çok satılması İzmir Gazeteciler Cemiyeti’nin düşünmesi gereken bir ayrıntı değil midir? Neden 9 Eylül, Ege Telgraf, Gerçek Haberci, İz Gazete, İlkses değil. Oysa muhteşem haberler, analizler var. Bir belediye başkanının zamanında makamın altında gazeteler görmüştüm orada gözümde her şey bitti” diye konuştu.
“Özeleştiri yapılması gerekiyor”
Tasarrufa ihtiyaç olduğunu; ama keşke bu tasarrufa iktidar da Cumhurbaşkanlığı da uyması gerektiğini vurgulayan Tahsin, şunları söyledi:
“Son bayramda da tasarrufun ‘t’ sinin Türkiye’de olmadığını gördük. Gazetelerle ilgili alınan kararın tepki duyulacak yanı var; ama gazete patronları, gazeteciler ve gazeteci örgütleri oturup öz eleştiri yapmaları gerekiyor. Ben İzmir’de meclis kürsüsünden kovulan, Ticaret Odası, Parlamento’dan verilen talimatıyla atılan gazetecileri biliyorum. O gazeteciler atılırken İzmir’de ne Gazeteciler Cemiyeti ne de sendika ne yapıyorsunuz demedi.”