Ege Postası Genel Yayın Yönetmeni Mithat Umutoğulları, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Cemil Tugay'a ilişkin bir yazı kaleme aldı. Umutoğulları'nın yazısı şu şekilde:
İZMİR'İN KAYIP OĞLU: CEMİL TUGAY VE BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI
Bir zamanlar İzmir'in gururu, Karşıyaka'nın sevilen yüzü Cemil Tugay'a bugün buradan sesleniyorum:
"Nerede o eski sen?"
Evet, değerli İzmirliler, itiraf etmeliyim ki, ben de bir zamanlar onun cesaretini, değişime olan inancını taktirle karşılayanlardandım. Hatta o kadar ki, " beraber siyaset yaparız dedim" .
Ama dün gece yaşananlar, bugün ortaya çıkan meclis üyesi listeleri...
Ah, Cemil Tugay, sen ne yaptın böyle?
Tugay'ın Karşıyaka Belediye Başkanlığı döneminde sergilediği tavrı, o cesur duruşu hepimiz alkışlamıştık. Hatta karşısında duran trol ordularına karşı verdiğimiz destekle birlikte, İzmir'in bu yiğit evladına sahip çıktık. Ama görünen o ki, İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduktan sonra içinden bambaşka bir adam çıktı.
Kibir, kendini beğenmişlik ve çevresini küçümseyen tavırları...
Ah, Cemil Tugay, biz seni böyle mi tanıdık?
Seninle beraber yürüdüğümüz, destek verdiğimiz o günler nerede? Dün gece ve bugün yaşananlar, seninle ilgili tüm düşüncelerimi başıma yıkan bir soğuk duş etkisi yarattı.
Sana duyulan sempati, maalesef ki, şimdi öfkeye dönüşmüş durumda. Ve bu öfke, sadece benim değil, birçok İzmirlinin yüreğinde. Parti içi demokrasiyi bir kenara bırakıp, "tek adam" senaryoları yazarak, İzmir'in kolektif ruhunu yok ettin.
Dün gece yaşananlar ve bugün meclis üyesi listelerinin açıklanmasının ardından yaşanacaklar... İşte tüm bunlar, senin İzmir'e olan borcunu nasıl ödeyeceğinin işaret fişekleri.
Bu yüzden, sadece kelimelerle değil, eylemlerle, tutumunla, tavırlarınla gerçekleşmeli. İzmir, senin gibi bir evladını kaybetmeyi hak etmiyor. Hala dönüş yapabilirsin, hala eski sen olabilirsin. Ama bunun için önce kendine dönmen, İzmir'in sesini, İzmir'in kolektif ruhunu yeniden dinlemen gerekiyor.
Ve unutma, siyaset geçici, İzmir'in sevgisi kalıcıdır. Bu sevgiyi kaybetme…
Siyaset sahnesi bizlere yine dudak uçuklatan bir yapım sunuyor. Başrolde kim mi var? Elbette ki, İzmir'in yıldızı, Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay!
Ancak bu kez, sahne biraz farklı…
Dekor: CHP'nin demokrasi arenasında "tek adam" senaryosu… Evet, doğru duydunuz. "Tek adam" lafı, genellikle iktidarın monologları arasında gezinirken, şimdi CHP'nin İzmir kalesinde bir drama dönüşüyor.
Yeni bölümümüzde, parti içi demokrasi adeta bir kenara bırakılmış, Cemil Tugay yönetmen koltuğunda tek başına bir liste hazırlama operasyonuna imza atmış. Bu durum, "tek adam" kavramının sadece iktidar partisine özgü bir eleştiri olmadığını, demokrasi iddiasındaki partilerde de karşımıza çıkabileceğini gösteriyor.
İroni mi?
Ah, ne ironi ama!
Peki, bu senaryo ne anlatıyor bize?
Cemil Tugay, yönetmenliğe soyunarak, belki de "daha hızlı, daha etkin karar alma" adına böyle bir yol seçmiş olabilir. Ama unutmayalım, siyaset bir tiyatro oyunu değil ki, yönetmen tek başına sahnenin her detayını kontrol edebilsin. Demokrasi dediğimiz bu büyük oyun, çoğulcu olmayı, farklı sesleri sahnede yer almayı gerektirir.
Şimdi, ekranlarınızda "Tek Adam" dizisinin İzmir bölümü oynarken, sormak lazım: Parti içi diyalog ve müzakere nereye düştü? Cemil Tugay'ın solo performansı, parti tabanında ve kamuoyunda nasıl bir yankı uyandıracak? Ve en önemlisi, bu solo performans, CHP'nin yerel seçimlerdeki reytinglerini nasıl etkileyecek?
Unutmayın, siyaset sahnesinde "tek adam" rolleri genellikle seyirciyi tatmin etmez. Seyirci, çoğulculuğu, farklı seslerin harmonisini ister. İzmir'deki bu yeni dizi, belki de CHP'ye, parti içi demokrasi ve kolektif yönetim ilkelerine daha sıkı sarılmanın önemini hatırlatacak bir vesile olur.
Son perdeyi kimin kapatacağını henüz bilmiyoruz.
Ancak şunu biliyoruz ki, "Tek Adam" dizisinin İzmir bölümü, siyasi tarihimize not düşülecek cinsten. Umarız bu bölüm, hem Cemil Tugay'a hem de CHP'ye, demokrasi adına kıymetli dersler verir. Ve elbette, final sahnesi, herkesin yüzünü güldüren, kolektif bir başarı hikayesi ile son bulur.