ABD Ulusal Kanser Enstitüsünde yapılan araştırma, biyolojik saatlerdeki bozulmaların kanser riskini arttırabileceğini ortaya koydu.
ABD Ulusal Kanser Enstitüsü’nde bir epidemiyolojist olan ve araştırmaya öncülük eden Dr. Neil Caporaso, bilim insanlarının sirkadiyen ritimde bozukluk olarak tanımladıkları insan biyolojik saatinin değişikliğe uğraması durumunun-gece nöbetlerinin kanser riskini arttırıcı etkisi olabileceğini söyledi.
Medimagazin’in haberine göre, Caparaso ve ekibi, biyolojik saat ile günlük çalışma periyodu arasındaki uyumsuzluktan doğan “sosyal jetlag”ın, bazı spesifik kanser türlerinde artışa neden olabileceğini ifade etti.
“DOĞUDAN BATIYA DOĞRU GİDİLDİĞİNDE KANSER RİSKİNDE ARTIŞ GÖRÜLÜYOR”
Live Science’da yayımlanan çalışmada, araştırmacılar 2000-2012 yılları arasında kanser teşhisi konulan 4 milyon beyaz yetişkin hastanın verilerini kullandı.
Çalışmada, doğudan batıya doğru her 5 derecelik boylam farkının her tür kanser riskini kadınlarda yüzde 4, erkeklerde yüzde 3 arttırdığı görüldü. Spesifik türde kanser risklerine de bakan araştırmacılar, erkeklerde doğudan batıya doğru gidildiğinde prostat kanserinde yüzde 4, kronik lenfositik lösemide yüzde 13 daha fazla risk gözlemledi.
Çoğunlukla batıda ikamet eden kadınlarda ise meme kanserinde yüzde 4, kronik lenfositik lösemide yüzde 12, rahim kanserinde yüzde 10 daha fazla yakalanma riski bulundu.
“MELATONİN DÜŞÜKLÜĞÜ İMMÜN SİSTEMİNİ ETKİLEYEBİLİR”
Caparaso, “Evrenin varlığı boyunca, canlılar gün boyunca güneşe, gece boyunca da karanlığa maruz kalıyorlardı. Birdenbire, bunu yapmıyoruz dediler ve gün boyunca kapalı kapılar ardında karanlığa, geceleri de çok parlak ışıklara maruz kalmaya başladılar. Bu uykuya bağlı olarak geceleri salgılanan melatonin hormonunu etkiliyor. Melatonin düşüklüğünün immün sistemine doğrudan etkileri olabilir, bireylerdeki kanser artış riskini de buraya bağlayabiliriz” diye konuştu.