Geçmişin Otantik Ruhu 

Tuğba Topal

Dünya' ya baktığımda derin hüzünlere bürünüyor yüreğim kapıldığımız sahteliklerin bizi getirdiği noktaları düşünüyorum. Aşağıdan bakınca görkemiyle gözlerimizi büyüleyen rezidanslar, içlerinde dünyanın herşeyine sahip olduğunu düşünen insanlar ve yalnızlıkları. 

Çağın esir aldığı şimdi, yalan ve riya surları içinde kalıp, samimiyetsizlik duvarları altında ezilmiş bir zaman dilimi sadece. Dağınık yaşama yerlerinin parsel parsel satılan arsaları, kat kat çıkılan binaları insanları yakınlaştırır gibi gözüksede, aslında aralarında açtığı uçurumları düşünüyorum. Biz ki komşusu açken, kendisi tok yatmayan bir toplumken öz değerlerinden uzaklaşıp, birlikteliğini kaybeden samimiyetsiz bir topluluk kırıntısı olmuşuz.

Bencillik bir hastalık gibi yayılıp kendi içine alıyor bizi. 

İki ben var içimde ruhum geçmişte, bedenim şimdide, gelecek ise koca bir muamma...

Kalbim bugüne ait değil, ruhum sanki geçmişten ışınlanmışta yerini yadırgıyor. Bir türlü sevemedim ben bu şimdiyi. Alışamadım, alışamayacağımda. Renklerin bile sahteleştirip sunulması, çeşit çeşit ışıklar yapıp gözlerimizi aydınlatıp yüreklerimizin karartılması hiç hoşuma gitmiyor. Zor olan hayat değil, aslında zorlaştıran bizleriz. Hep birilerine birşeyleri kanıtlama çabası, üstünlük gösterileri aslında bunlar yoruyor bizi ve kendimizden uzaklaşıp kaybediyoruz benliğimizi. Devamlı hayat standartlarımızı yükseltme isteği ve bunun için gösterilen çabayla geçirdiğimiz yaşamımızda kaybettiğimiz zamanı farketmiyoruz bile. Mesela en son ne zaman bir arkadaşınızla korkusuz, içten samimi muhabbet ettiniz. Aslında en büyük zenginlik samimiyettir, iyi niyettir görkemli bir rezidansta oturup yalnız kahve içmektense müstakil bir evde yada bir apartman dairesinde komşularla arkadaşlarla içilen çayın o hoş sohbetin keyfidir zenginlik. 

Ben bu çağa ısınamadım. 

Isınmayacağım da! 

İçimdeki çocuğu bu çağa inat hâlâ yaşatıyorum. Her defasında kırılsa da, acı çekip düşse de, elinden tutup, ayağa kaldırıp umutla yürümesini sağlayacağım.

Koruyamasamda yalanlardan, dizleri hep kanasada çağa inat insan yanıma dönüyor yüzüm. 

Çünkü sahte yüzler, yalancı renkler arasında olmaktansa, geçmişin maskesiz yüzleri ve doğal renkleri ile yaşamımı süsleyip, geçmişin otantik ruhunda kalmayi tercih ediyorum. 

Şairin de dediği gibi;

"Ben yeniçağda yaşayan eskiçağlara benzerim." 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.