Geleceğe umutla bakabilen çocuklar…

Sevdiye AKTEKİN

Merhabalar sevgili Medya Ege okurları. Bir “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” nı daha geride bıraktık. Ne yaptık peki dün?

Çocuklarımıza güzel kıyafetler giydirdik. Şiirlerini, şarkılarını dinledik. Danslarını, gösterilerini izledik. Günlerinin daha güzel olması için çaba harcadık. Çocuklarımız eğlensin diye onları tiyatroya, sinemaya götürdük. Oyun parklarında onlarla birlikte biz de eğlendik.

Annem bana yılın ilk dondurmasını 23 Nisan’da alırdı mesela. Renkli renkli balonlar, pamuk şekerler, macunlar.

Sonra geleceğin doktorlarına, öğretmenlerine, valilerine, kaymakamlarına koltuklarımızı verdik. Onlara “Bu makamların asıl sahibi sensin. Gelecek sensin” demek istedik.

Peki gerçekten “Geleceğin onların olduğunu bilerek. O sorumluluk ile mi davranıyoruz?”

Çağımızın çocukları iki farklı uçta yaşıyor. Bir tarafta maddi olarak her istediği yapılan çocuklar var. Hayal kurmasına izin verilmeyen çocuklar. Daha istediği şeyi söylemeden sahip olabilen çocuklar. Öyle her şeye sahipler ki büyüdüklerinde karşılaşacakları problemlere hazırlıksızlar, bir şeyi hayal etmek ne güzel bilmiyorlar, emeğin karşılığını almanın tadını öğrenemiyorlar.

Diğer uçta ise istediği hiç bir şeye kavuşamayan çocuklar var. Onlara bırakacağımızı söylediğimiz bu Dünya’ya tutunmaya çalışan çocuklar. Bir valinin koltuğuna oturtulmak için seçilecek kadar görünemeyen çocuklar. Tek bir oyuncağı olmayanlar, başkalarının destekleriyle okuyanlar ya da ufacık bedenleriyle çalışmak zorunda olanlar.

Ailesinin durumu olmayanlar, ailesi olmayanlar, en kötüsü ise insan bile denemeyecek kadar kötü anne-babaya sahip olanlar. Sokaklarda çalışmaya/dilenmeye zorlanıyorlar. Okuma hakları ellerinden alınıyor. Çocuk gelin oluyorlar.

Şimdi bu çocuklardan hangisi geleceğine umutla bakabiliyor?

Tüm Dünya çocuklarına hediye edilen bu güzel günde asıl yapmamız gereken şey belki de sorumluluklarımızı hatırlamak.

“Sen karışma” demek yerine “dinlemek”

“Oyuncak almak” yerine “oyun oynamak.”

“Oyun merkezleri” yerine “bahçelerde” oynamak.

Konuşmasına,fikirlerini söylemesine izin vermek. Çocuklarımızı pahalı eşyalarla değil güzel kitaplarla büyütmek.

Çocuk geline, okulundan alınan sokaktaki o çocuğu koruyacak kanunları doğru uygulamak. Taşa,binaya, yola değil. Eğitime yatırım yapmak. Bu ülkede iş alanlarında çalışan çocuklara değil, kazandığı parasıyla evladına istediğini alabilen anne-babalar olduğunda rahatça nefes alacağız.

İşte tüm bunlar olduğunda “Çocuklar geleceğe umutla bakabilecek.”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.