GENÇLİK GENİNİN ANAHTARI ORUÇ 

Senem Köse Bektaş

Sevgi, hoşgörü, yardımlaşma dayanışmanın yaşandığı, ihtiyacı olan kişilere daha fazla ulaşıldığı, sevdiklerimizle hatta dargın ve kırılmış olduğumuz insanlarla bir araya geldiğimiz ay Ramazan ayındayız.  Holistik beslenme açısından bakıldığında ruhumuzuda beslediğimiz bu ayda nasıl beslenmeliyiz üzerine bir çok yazı, öneri,  paylaşım bulabilmek mümkün. Ancak ben bugün ne yemeliyiz nasıl yemeliyizden ziyade oruç ve açlığa yeni bir kapı açmak istiyorum.   Çünkü oruç tutmak, sadece yemeyenin halinden anlamak hali değildir. Bedenin açlık durumunda, vücudumuzda oluşan bazı değişimler ve bu değişimlerin bizi nasıl etkilediğinden kısaca bahsetmek istiyorum. 

Japonların kadim beslenme öğretisi derki ; ‘’ Yemek yemek için midenin guruldamasını bekle’’ 

Midenin guruldaması fiziksel açlığın göstergesidir.  Mide guruldaması, tüm memelillerin ince bağırsağından belli bir süre içinde besin geçmediği durumlarda salgılanan ‘’Motilin’’ hormonu sayesinde olur. Bu hormon midede kalan besinlere ince bağırsağa getirmeye çalışırken midede oluşan kasılmaların sesi, midemizin guruldamasıdır. Oruç sırasında da bedenimiz uzun süreli aç kalmakta ve gün içinde çok da fazla midemizin guruldamasına tanık olmaktayız. 

Ve aç olduğumuzda, aktive olan ‘’ yaşama gücü genleri’’ sindirim sitemindeki besinlerden azami oranda enerjiyi sağlamak için programlıdır. Kötü hava şartları, açlık, savaş, sefalet yada doğal felaketler sırasında gıdaya ulaşamayan vücudumuz da aktifleşen atalarımızdan miras aldığımız ‘’yaşama gücü genleri’’ aracılığıyla vücudun kendini yenilediği ve gençleştiği bir çok araştırmada tespit edilmiştir.

İnsanoğlunun evrimsel süreçte besine ulaşamadığı durumlarda  hayatta kalmasını sağlayan ‘yaşama gücü genlerinden biri olan ‘’tutumluluk geni’’ ise az miktarda besin ile azami enerjiyi sağlamaktadır. Enerji tasarrufu sağlayan ‘’tutumluluk geni’’ sadece ve sadece  açlık ve çok soğuk olduğu durumlarda aktif olmaktadır. Açlık sırasında  tutumluluk geni ile birlikte çalışan vücudumuzun tüm hücrelerinin genç kalmasını sağlayan gençlik geni olarak bilinen ‘’Sirtuin’’ genide aktif olmaktadır. 

Atalarımızdan aldığımız güzel miraslardan olan bu genlerin (Tutumluluk ve Sirtuin genleri) beyin ve zihinsel fonksiyonlarda da olumlu etkisi olduğunu kanıtlayan bir çok araştırma mevcuttur. Normal şartlar altında geri kazanılması mümkün olmayan hasar görmüş beyin hücrelerinin açlık ve soğuk durumunda aktive olan bu genler sayesinde tekrar üretildiği de kanıtlanmıştır.

Özetle günlük hayatımızda da belirli aralıklarla vucudu aç kalmak, karnımızın guruldamasını hissetmek bize gençlik iksirinin anahtarını veriyor. Bu zamanlarda devreye giren hormonlarla birlikte mirasımız olan genlerimizin aktifleşmesi ile gençleşiyoruz. 

Hangi inanca bakarsak bakalım, tüm inançlarda mevcut olan belirli süreleri kapsayan  oruç şifa metodur.  Bedenin zinde kalması, toksinlerin vücuttan atılması, gençleşmek ve ruhen dingin olma halidir. 

Ramazan ayınız bereketli , orucunuz şifa olsun.

Sağlıkla ve Işıltınızla kalın..

Senem Köse  Bektaş

İnstagram @holistikmuhendis 

Twitter @senemkose14