Dünya salgınla mücadele derken, savaşın yansımalarıyla mücadele derken bir başka çılgınlık, salgın ve hastalık yavaş yavaş toplumun içine girdi.
Getir – Götür çılgınlığı.
İnsanoğlu en çok ne zaman tüketir, ne zaman harcama yaparmış, boş boş oturduğu zaman, ayağının dibine kadar getirildiği zaman.
İşte alo telefonla verilen siparişler, internet üzerinden verilen siparişler bir alış veriş çılgınlığı yarattı.
Ekonomik olarak zaten yurt dışı ve yurt için birçok nedenden kaynaklı enflasyon varken, alış veriş çılgınlığı şimdilerde hissedilir şekilde bir sorun olmaya başladı.
Çünkü bu alış verişe para dayanmıyor.
Sokaklara, caddelere bakıyorsunuz vızır vızır motor kuryelerinin biri gidiyor, biri geliyor.
Zamana karşı yarışan, akşama kadar ne kadar çok sipariş teslim etti ona göre para alan motor kuryelerinin trafik kurallarını, ışıklarını tanımayan tavırlarını es geçiyorum, karınca gibi sokaklarda ve caddelerde gidip, gelmeleri boş değil.
Her bir gidişin bir siparişi, her bir gelişin bir ödemesi var.
Bir neden bulup, evden dışarı çıkmak istemeyen insanoğlunun tam de tembellik ruhuna hitap eden bir alış veriş şekli, getir ve götürler.
Oturduğun yere Adana Kebabı, oturduğun yere içecek, giyecek vs.
İnternet üzerinden olduğu için fiyatlar biraz da düşük tutulunca, sanki bedava gibi olan alış veriş çılgınlığı, tembellikle birleşince ortaya yeni trend alış veriş çılgınlığı yaratıyor.
Bir yandan kredi kartları şişiyor, bir yandan da oturduğu yerde tüketen insanın bedeni.
Her şeyin bir bedeli olduğu gibi bu getir götür çılgınlığının da bir bedeli oluyor tabi, para bitiyor, borç yükseliyor, ekonomik sıkıntılar bireysel olarak yükseliyor.
Atasözü ‘Ayağını yorganına göre uzat’ der ama bu getir götür alış veriş çılgınlığında ortada yorganda yok, ayakta.
Elindeki cep telefonundan veya önündeki bilgisayardan alım yapan insanlar, diğer taraftan da banka hesaplarında yükselen borç rakamlarını takip ediyorlar.
Getir ve götür derken, ne kadar gideri düşünemiyor, düşünseler bile alış veriş çılgınlığına dur diyemiyorlar.
Çok yiyor, çok alıyor ve çok borçlanıyorlar.
Sonuç olarak, içindeki tembellik ruhuna ve getir götür çılgınlığını dur diyemeyenlerin yakın zamanda önce ekonomik, sonra psikolojik ve en nihayetinde toplumda yüksek tozda patlamalara neden olması yüksek bir ihtimal.