Mark Zuckerberg, Bill Gates ve Steve Jobs inandıkları bir fikrin peşinden sürüklendiklerinde henüz 20li yaşlarının başındaydı. Onların inanıp gerçekleştirdiği bu fikirler, şu an milyonlarca insanın hayatında yer alıyor. Onlar gençlik dönemlerinde büyük işler başardılar. Peki ya çoktan 30’lu, 40’lı yaşlarınızı geçtiyseniz? Büyük işler başarmak için, inandığınız iyi bir fikrin peşinden sürüklenmek, önsezilerinizi dinlemek için çok mu geç?
Girişimcilik yaşı ile başarılı girişimler hakkında yapılan bir araştırma ile ilgili yayımlanan “ Breakthrough Entrepreneurship: The Proven Framework for Building Brilliant New Ventures,” isimli kitap bu konuda en çok tartışılan konulara değiniyor. Kitaptan alıntılanan birkaç başlık aşağıdaki gibi sıralanmaktadır:
“Genç Girişimciler Daha İyi Fikirler Üretir”
Mark Zuckerberg’in Facebook’un başarılı olacağını öngörmesi yalnızca gençliğinin eseri midir? Aslına bakarsanız iyi bir fikri tanımlarken kullanılan ifade “Müşterilerin ve pazarın dinamiklerini doğru bir şekilde algılamak” olacaktır. Mark Zuckerberg ya da Bill Gates için girdiği pazara uygun teknolojiyi geliştirirken genç olmak gerçek bir avantaj sağlamış olabilir. Fakat hala ortada kafaları karıştıran bir soru bulunmakta: Cisco müşterilerinin ihtiyaçlarını; onlara yıllardır hizmet veren 50 yaşındaki ürün yöneticisinden ya da yıllardır bu ürün ailesini kullanan daimi bir müşteriden daha iyi kim bilebilir?
“Genç Girişimciler ‘Neyin Yapılmaması Gerektiğini’ Bilemezler”
Deneyimsiz olmak bir avantaj mıdır? Bir konuya yıllarını vermiş olmak, beraberinde karar verirken daha ayrıntılı düşünmeyi getirir. Deneyimli girişimci bir sonraki stratejik hamlenin getireceği sonuçlara kafa yorarken, genç girişimci toyluğunun verdiği gözü karalıkla daha kolay adımlar atar. Her iki yaklaşımın avantajları uzun uzadıya tartışılabilir. Fakat günün sonunda varılan nokta; kişi, ister deneyimli isterse toy bir girişimci olsun, fikrinin başarılı ya da başarısız olduğuna kanaat getirinceye kadar test etmelidir.
“Genç Girişimciler Daha İyi Odaklanır”
Silikon vadide genç girişimcilerin edindiği temel bir ilke var o da “Uygulamaları piyasaya sürülünceye kadar tek yaşam alanları şirketleridir.” Eğer gençseniz çalışanlarınızla beraber bir çatı altında sabahlayabilir, ürün gerçekleşene kadar orayı yaşam alanınız olarak belirleyebilirseniz. Bu durum, hayatınızın farklı alanlarında farklı sözler ve bağlılıklar gerçekleştirene kadar sizin için gerçek bir avantaj halini alır. Fakat bu durum ne kadar sürdürülebilirdir?
“Genç Girişimciler Daha Çeviktir”
Hızlı öğrenme kabiliyeti, bir girişimcinin en önemli avantajıdır. Fakat hızlı öğrenme yalnızca gençliğin tetiklediği bir özellik midir? Eğer öyleyse ZipCar ‘ın yaratıcısı 3 çocuk annesi Robin Chase’in başarı öyküsünü göz ardı etmemiz gerekecek. ZipCar, onun ilk girişimidir ve bu fikri gerçekleştirmeye karar verdiğinde Chase, 40 yaşındaydı. Verdiği bir demeçte, girişiminin ilk yılının gerçekten zorlu olduğunu söylemiş, fakat kritik bir dönüm noktasından dönerken en büyük yardımcısının 20 yıllık iş deneyimi olduğunun altını çizmiştir.
Büyük Resme Bakacak Olursak;
Harlan Sanders ilk Kentucky Fried Chicken‘i açtığında 62 yaşındaydı. Sam Walton, Walmart’ı gerçekleştirmek için yola koyulduğunda 44 yaşındaydı. Don ve Doris Fisher; The Gap ‘i kurduğunda Don 41’indeydi ve öldüğünde geride 3 milyar dolarlık bir servet bıraktı. Bu insanlar sadece yaşlı olduklarını düşündükleri için bu işe girmemiş olsalardı şu an bu markaların hiçbiri hayatımızda olmayacaktı. Eğer ilham almak istiyorsak işin bir de bu tarafına bakmalıyız. Bir insan kaç yaşında olursa olsun, eğer yeterli önseziye ve inanca sahipse, ortaya gerçekten iyi bir iş çıkarmayacağını kim garanti edebilir?